Otomasyon ve kontrol sistemleri ile sürdürülebilir, ekolojik üretim süreçleri geliştirmeye yönelik yatırımlar yaptıklarını belirten Yünsa Genel Müdürü Mustafa Sürmegöz, “Tamamen otomasyonla yönetilen bir boyahane yatırımı planlıyoruz” dedi. 

Sürmegöz ile yakın dönem teknoloji yatırımlarını ve sağladığı avantajları konuştuk. 

Mustafa Bey, bize firmanızın yapılanmasını ve yakın dönem iş gündeminizi anlatmanızı rica ediyoruz. 

Dünyadaki beş büyük üst segment yünlü kumaş üreticisinden biri olan Yünsa 1973 yılında kuruldu. Üst kalite erkek giyim yünlü kumaş üretimiyle başlayan faaliyetlerimize, yıllar içinde kadın giyim kumaşları, üniformalık ve döşemelik kumaşlar da eklendi. 1990 yılında halka açıldığımız günden bu yana “değer yaratan sürdürülebilir kârlılık” hedefi ile pek çok başarıya imza atmaya devam ediyoruz. Tekirdağ, Çerkezköy’de yaklaşık 200 bin metrekarelik alana kurulu entegre üretim tesisimizle Avrupa’nın tek çatı altındaki en büyük yünlü kumaş üreticisi konumundayız. Fabrikamızda yıllık 4 bin 500 ton kamgarn iplik üretme ve 10 milyon metre kumaş dokuma kapasitesine sahibiz. İplik, çözgü ve dokuma, boyama ve apreleme süreçlerinin tamamını kendi bünyemizde gerçekleştiriyoruz. Türkiye’de yünlü dokuma kumaş ihracatının lideriyiz. İngiltere, Almanya ve ABD’de satış ofislerimiz; 11 ülkede ise acentelerimiz bulunuyor. Bu geniş küresel ağımız sayesinde 50’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyor ve ülkemize döviz girdisi sağlıyoruz. Uluslararası büyük moda markalarının kumaş tedarikçisi olarak üst segment ve yenilikçi ürünlerimizle Türkiye’yi dünyada başarılarıyla temsil eden milli markaların başında geliyoruz. 

Markanız ülkemize alanında ne gibi ilkleri kazandırdı? 

Firma olarak üretimimizin merkezinde çevre dostu, sürdürülebilir çözümler ve inovasyon var. Bu anlayışla, yeşil standardımızı daha yükseklere taşımayı, döngüsel ekonomi modelini yaygınlaştırmayı ve karbon ayak izimizi azaltmayı hedefliyoruz. Örnek olarak, “Kumaş Atıklarını Geri Dönüştürerek Düşük Karbon Ayakizli Mini Eko Kumaş Koleksiyonu Geliştirilmesi” projesini tamamladık. Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) da fon desteği ile düzenlenen proje kapsamında, beş farklı kompozisyonda geri dönüşümlü kumaş geliştirdik. 2019 yılından bu yana TÜBİTAK desteği ile “Yün İplik Üretim Hattı Teleflerinden Geri Dönüştürülmüş İplik ve Kumaşların Geliştirilmesi” projesini yürütüyoruz. Ayrıca üretim sürecinde çıkan iplik ve elyaf atıklarından ses ve ısı izolasyonu sağlayan kumaş üretimi gerçekleştirerek patent başvurusunda bulunduk. Bu projelerle iplik ve kumaş üretim hatlarındaki atıkları en etkin şekilde geri dönüşüme kazandırmayı hedefliyoruz. 

Diğer bir örnek ürünümüz ise BioGreen kumaş; çevreci, doğadan toplanan yabani bitki tohumlarından elde edilen yağ bazlı bir yumuşatıcı ile işlem görüyor. Bu işlem sayesinde ise doğada biyolojik olarak yüksek oranda çözünebiliyor. Bu sayede havaya ve suya tehlikeli seviyelerde zararlı madde salınmıyor, fosil yakıtların ortadan kalkmasıyla enerji kullanımı azalıyor.  Muadillerine göre sekiz kat daha düşük karbon ayak izine sahip bu apre tekniğini yünlü kumaşlarda uygulayan dünyadaki ilk ve tek firma olmak bize gurur veriyor. Bunun yanı sıra yünlü kumaşa avokado yağının nüfuz ettirilmesiyle üretilen ve cilde bakım yapan AvoCare kumaşımız var; solunum yoluyla bulaşabilen virüslere karşı yüzde 99’un üzerinde koruma sağladığı kanıtlanmış olan antiviral özellikli kumaşlarımız var.

İş gündeminizi ve hedeflerinizi öğrenebilir miyiz? 

2020 yılında pandemi, tüm dünyada olduğu gibi doğal olarak bizim de yönetim stratejilerimizi gözden geçirmemize neden oldu. Dünya daha pandeminin ciddiyetini tartışırken, biz hızlı şekilde aksiyon alarak maliyet, stok ve finansman yönetimimizi yeniden kurguladık. Stratejilerimizi gözden geçirerek yeni bir yol haritası çizdik. Kısa vadeli borçlarımızı uzun vadeye yayarak finansman yapımızı güçlendirdik. Aldığımız önlemler sayesinde, 2020 yılını başarılı bir performansla kapattık. Pandeminin getirdiği olumsuz koşullara rağmen net kârımızı yüzde 100’e yakın artışla 10 milyon TL seviyesine çıkarmayı başardık.

Hedeflerimizi belirlerken öncelikle güçlü yönlerimize ve rekabet avantajlarımıza odaklanıyoruz. Yünsa olarak yıllık 10 milyon metre üst segment yünlü kumaş üretim kapasitesiyle Avrupa’nın en büyüğüz, dünyada ise ilk beşteyiz. Üretimimizin yarısından fazlasını yurt dışına ihraç ediyoruz. 50’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz ve müşteri portföyümüzde dünya modasında söz sahibi 400’ü aşkın isim bulunuyor. İhracat yaptığımız ülkelerin başında ise Almanya, İngiltere, İtalya, Fransa, İspanya, İsveç, Danimarka, Japonya, Güney Kore, Amerika ve Rusya geliyor.

Türkiye’yi globalde temsil eden yerli ve milli bir marka olarak küresel rekabette daha üst seviyelere yükselmek için çalışıyoruz. Yünlü kumaş alanında, Japonya başta olmak üzere Uzakdoğu’daki varlığımızı büyütmek istiyoruz. Ayrıca Avrupa’da modanın merkezi sayılan İtalya’da da daha fazla söz sahibi olma hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kârlılık odaklı yeni stratejik yönetim anlayışımızı dört ana başlıkta kurumsallaştırıyoruz: kültür ve değerler, sürdürülebilirlik, inovasyon, dijitalleşme… Bunlara ilaveten müşterilerle sıcak temas başlıkları altındaki eylem planlarımızla gelişimimizi sürdüreceğiz.

Yeni üretim hattı, Ar-Ge, tesis ya da teknoloji yatırımı kararı nasıl veriliyor? Yakın dönemde ne tür bir yatırıma imza attınız? Bunun size ne gibi getirileri oldu?

Firma olarak sürdürülebilir, çevreye etkisi az ve verimli üretim hedefiyle sürekli gelişim göstermeye devam ediyoruz. Bu doğrultuda son 2 senedir makina altyapımızın modernizasyonlarını ön planda tutarak, Endüstri 4.0 altyapısına uyum sağlayacak teknoloji yatırımlarına ağırlık verdik. 2020 yılı içerisinde üretim hattımızı modernleştirmek için yaklaşık 2,3 milyon avroluk yatırım gerçekleştirdik. 

Yatırım kararlarımızı alırken darboğaz oluşturan hatlara odaklanıyoruz. Bunun yanında rekabetçi üstünlüğümüzü artıracak, maliyetlerimizi düşürecek alanlarda yatırımlar yapıyoruz. Yakın dönemde apre, dokuma, kalite kontrol alanlarında yatırımlar yaptık. Bunun sonucunda üretim hızımızı dokuma bölümünde iki katına çıkardık; fire oranlarımızı yine dokuma işletmesinde yüzde 50 oranında azalttık.

Benzer şekilde apre işletmelerinde ramöz yatırımı yaparak hem elektrik hem de doğalgaz sarflarımızı yüzde 30 düşürdük. Ramözde klasik bilinen fular ile apre uygulaması yerine elektrosprey yatırımı yaparak hem kimyasal sarf ve maliyetlerinde azalma sağladık hem de fular ile yapılması mümkün olmayan, kumaşın farklı yüzeylerine farklı apre uygulamaları geliştirebildik.

Rekabette firmamıza avantaj sağlayacak, Endüstri 4.0 altyapısına uygun, otomasyon ve kontrol sistemleri ile sürdürülebilir, ekolojik üretim süreçleri geliştirmeye yönelik yatırımlarımız sürüyor. Tamamen otomasyonla yönetilen bir boyahane yatırımı planlıyoruz. BT tarafında da yine düzenli yatırımlarımız sürüyor. 2021 yılı sonuna kadar 4 milyon avro yatırım yapmayı planlıyoruz. 

Fabrikanızda; hammadde girişinden, tasarım ve Ar-Ge çalışmalarına, oradan sevkine kadar olan üretim süreçlerini anlatır mısınız? 

Üretimimizin tamamını, Çerkezköy’de bulunan entegre üretim tesisimizde gerçekleştiriyoruz. İşletmemize yün ve sentetik elyaflar taranmış tops (şerit) formunda giriyor. Boyama, iplik, dokuma, apre ve kalite kontrol süreçlerinin ardından müşterilerimize kumaşlarımızı servis ediyoruz. Tasarım ve Ar-Ge çalışmalarımızı pazardaki mevcut talepleri karşılayacak ve pazarda şu an olmayan ama ürettiğimiz farklı çözümler ile müşterinin sorun ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek yenilikçi kumaşları geliştirmek üzere önceliklendiriyoruz. Ürün portföyümüzün büyük bir bölümünü yüzde 100 yünlü kumaşlar oluştururken; kaşmir, ipek, pamuk, polyester, viskon karışımlı yünlü kumaşlar da zengin ürün yelpazemizde yer alıyor. Yeni nesil teknolojiler ile geliştirilen bu kumaşların su itici, UV korumalı, kendi kendini temizleme gibi özellikleri bulunuyor. Kadın ve erkek giyime yönelik casual ve business kumaşlardan üniformalık ve döşemelik kumaşlara kadar çok zengin bir ürün çeşitliliğimiz var. Koleksiyonlarımızda konfor, kalıcı performans ve dayanıklılığı bir arada sunmaya önem veriyoruz.