Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon Raporu Direktörü ve Ser Akademi Genel Müdürü Dr. Ömer Özdinç, Türkiye'nin AR-GE ve inovasyondaki durumunu değerlendirdi.
2021 YILINDA YATIRIM TEŞVİK BELGELERİNDE ARTIŞ YAŞANDI
Türkiye'nin AR_GE ve inovasyon fotoğrafını çeken ve periyodik yayımlanan bir kaynağın bulunmadığını keşfetmeleri sonucu AR-GE ve inovasyonu 4 temel boyutta ele almaya karar verdikleri bilgisini paylaşan Özdinç, şöyle konuştu: "AR-GE ve inovasyonu; AR-GE girdileri, AR-GE faaliyetleri, AR-GE çıktıları, yapısal koşullar olmak üzere 4 temel boyutta ele alıyoruz. Her sene bu 4 kapsamda neler gelişiyor, nereye doğru yol alınıyor ve nerelerde gelişme görülmüyor bunu analiz etmeye çalışıyoruz. Yıldan yıla bu parametrelerde çok değişiklik olmuyor ancak pandemi gibi olağan dışı süreçlerde bu durum değişiklik gösterebiliyor."
2021 yılında yatırım teşvik belgeleri alımının arttığı bilgisini paylaşan Özdinç, "O dönemki negatif faizden dolayı yatırım teşvik belgelerinin alımında bir artış yaşandı ve firmalar çok ciddi bir yatırım niyeti beyan etti. 2022 yılında ise bu oran biraz daha geriledi. Bizde bilindiği üzere son yıllar biraz dalgalı geçti ve bu süreç hala devam ediyor. Bu sebeple son yıllarda bazı parametrelerde önemli değişiklikler var." dedi.
"BİLGİ YOĞUN SEKTÖRE GEÇİŞİN EŞİĞİNDEYİZ"
"Son yıllarda önümüze sürekli şöyle bir fotoğraf çıkıyor" diyen Özdinç, sözlerine şöyle devam etti: "AR-GE ve inovasyonda mevcut durumumuz, bu alanda gelişmiş olan ülkelerin hala gerisinde. Bizler imalat sektörünün teknoloji seviyelerini; düşük teknoloji, orta-düşük teknoloji, orta-yüksek teknoloji ve yüksek teknoloji olarak ayırıyoruz. Yazılım ve bilişim gibi sektörleri ise bilgi yoğun sektörler olarak nitelendiriyoruz. Bu sektörlerde yüksek teknolojiye doğru yükselen bir ivme olup olmadığını analiz etmeye çalışıyoruz. Burada gözlemlediğimiz son yıllarda Türkiye tam olarak yüksek teknoloji ve bilgi yoğun sektöre geçişin eşiğindeyiz. Buraya kadar geldik ve burada duruyoruz. Bu noktada tabii ki değişken küresel konjonktürü de bir etken olarak değerlendirmemiz gerekiyor. Buradaki önemli bir diğer faktörde, Türkiye'nin son 40-50 yıldır kentleşen dinamik bir nüfusu var. Demografik yapımızdaki bu dönüşüm, şehirleşmedeki büyük hareketler ve sosyal mobilizasyonlar, özel sektörü besledi. Özel sektörde birçok girişimcinin oluşmasını sağladı."
Bu değişimin ve dönüşümün dengeli bir şekilde yapılması gerektiğine ve girşimcilik ekosisteminin bu dengeyi gözetmesi gerektiğine de vurgu yapan Özdinç sözlerini tamamladı.