Depo Otomasyonu Yatırımlarında Nasıl Bir Yol İzlenmeli?
Depo Otomasyonu Yatırımlarında Nasıl Bir Yol İzlenmeli?
İçeriği Görüntüle

Dünyada pazar büyüklüğü 200 milyar doları bulan endüstriyel otomasyon sektöründe faaliyet gösteren Weidmüller, hemen her sektörde varlık gösteriyor. Otomasyon sistemlerinin yanı sıra 45 binden fazla ürün ve çözüm ile aslında elektriğin olduğu her yerde var olan şirketin ürünlerini neredeyse her yerde görmek mümkün. Makine, demir çelik, otomotiv ve enerji alanında ağırlıklı olarak faaliyet gösteren şirket, son dönemde yeşil enerji olarak da bilinen rüzgar ve güneş enerjisi tesislerinde de ağırlıklı olarak faaliyet gösteriyor.

ST Endüstri Radyo'da yayın hayatını sürdüren Otomasyonun Seyir Defteri programına konuk olan Weidmüller Genel Müdürü Birol Atay, önemli değerlendirmelerini dinleyicilerle paylaştı. Endüstriyel otomasyon sektörüne yönelik çıkarımlarını aktaran Atay, konuşmasına KOBİ'lerin otomasyon yatırımlarında neden zorlandıklarını açıklayarak başladı.

MALİYETLER ENGELLER TEŞKİL EDİYOR

Atay, konuya ilişkin olarak "Aslına bakarsanız bu alanda en önemli zorluk maliyetler diyebiliriz. Otomasyon ekipmanları, robotik sistemler ve yazılımlar büyük yatırımlar gerektiriyor. Döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve finansmana erişimdeki zorluklar, KOBİ’lerin otomasyon projelerini hayata geçirmesini zorlaştırıyor. Geleneksel üretim yöntemleriyle çalışan KOBİ’ler, otomasyona geçiş sürecinde ciddi adaptasyon sorunları yaşayabiliyor. Yeni teknolojilere entegrasyon zaman alıyor ve işletmelerin üretim süreçlerini yeniden yapılandırmasını gerektiriyor. KOBİ’ler, yatırım yaptıkları otomasyon sistemlerinin hızlı bir şekilde geri dönüş sağlamasını bekliyor. Ancak, bazı otomasyon yatırımları uzun vadede verimlilik sağladığı için bu süreç küçük işletmeler için riskli olabiliyor." dedi.

VASIFLI ELEMAN SORUNU SÜRÜYOR

Ardından teknik altyapı eksikliklerinin, Türkiye’deki otomasyon projelerinin uygulanabilirliğini nasıl etkilediğine ilişkin görüşlerini paylaşan Atay, "Otomasyon projelerinin başarılı bir şekilde uygulanması için gerekli olan eğitimli ve deneyimli personel eksikliği, projelerin etkinliğini azaltmaktadır. Bu durum, projelerin planlanması ve uygulanmasında aksamalara neden olmaktadır. Otomasyon projeleri genellikle yüksek maliyetli yatırımlar gerektirir. Türkiye'deki işletmelerin finansal kaynaklarının sınırlı olması, bu tür projelerin hayata geçirilmesini zorlaştırmaktadır." dedi.

AR-GE YATIRIMLARI DİNAMİZME AYAK UYDURAMIYOR

Son olarak Türk şirketlerinin otomasyon alanındaki Ar-Ge faaliyetlerini değerlendiren Atay, "Türkiye'deki şirketlerin otomasyon alanındaki Ar-Ge faaliyetleri, son yıllarda artış göstermiştir ve belirli firmalar bu alanda önemli yatırımlar yapmaktadır. Bununla birlikte, genel olarak değerlendirildiğinde, Türkiye'deki otomasyon sektöründe faaliyet gösteren tüm şirketlerin Ar-Ge yatırımları ve faaliyetleri, sektörün hızla gelişen dinamiklerine tam anlamıyla ayak uydurmak için yeterli düzeyde değildir. Daha geniş çaplı ve sürdürülebilir Ar-Ge yatırımları, Türkiye'nin küresel rekabet gücünü artırmak ve otomasyon alanında daha etkin bir konum elde etmek için kritik öneme sahiptir." diye konuştu.