Hasan Bey, şirketinizin yapılanmasını ve yakın dönem iş gündeminizi anlatmanızı rica ediyoruz. 

Türkiye’deki faaliyetlerine Temmuz 2011’de iklimlendirme sektörünün yükselen markası Airfel’i satın alarak başlayan Daikin, bugün gelinen noktada, ısıtma, soğutma ve havalandırma alanında Türkiye’nin en geniş ürün gamına sahip şirketi konumundadır. Merkez Ofisi İstanbul’da bulunan Daikin Türkiye ; 6 Bölge Müdürlüğü, 300 bayisi, 500 satış noktası ve 500 den fazla yetkili servisiyle geniş bir coğrafyaya hizmet vermektedir. Daikin Türkiye,  Hendek / Sakarya 2’nci Organize Sanayi Bölgesi’nde, 105 bin metrekare alan üzerine kurulu 45 bin metrekare kapalı alana sahip üretim tesisinde son teknolojiyi kullanarak üretim faaliyetlerini sürdürmektedir. Halen 1130 çalışanı ile faaliyet gösteren fabrika, 2022 yılında çalışan sayısını 1350 kişiye çıkartacak ilave yatırımlar planlamaktadır.
İklimlendirme sektörünün farklı ihtiyaçlarına yönelik olarak kombi, klima, fancoil ve klima santrali ürün gruplarında son teknoloji ürünlerini Daikin ve Airfel markası ile pazara sunmaktadır. 
Halen  dış ünitede 1 milyon 100 bin adet, iç ünitede 1 milyon 400 bin adet üretim kapasitesine sahip olan fabrika, 2021 Mayıs ayında devreye alınacak yeni yatırım ile 1 milyon 500 bin adet dış ünite üretim kapasitesine çıkacaktır.  Dünyanın en küçük kombi tasarımıyla da dikkat çeken Daikin Türkiye, yılda 240 bin adet kombi üretim kapasitesine sahiptir. Bunun yanı sıra üretimlerinin yüzde 70’i ihraç edilen Daikin Türkiye, ülkemizin iklimlendirme sektöründeki en büyük ihracatçısı konumundadır.  

Markanız ülkemize alanında ne gibi ilkleri kazandırdı? 

İklimlendirme sektörüne yön veren buluşlarıyla öncülük eden Daikin, 2017 mali yılında konut tipi klimalardaki sera gazı emisyonlarının düşürülmesine yönelik dünya genelindeki çabaları neticesinde normal bir yıla kıyasla 54 milyon ton karbondioksit gazı (CO2) eşdeğeri tasarruf sağlanmıştır. Bunun en büyük nedeni, enerji verimli inverter teknolojisi ve daha düşük küresel ısıtma potansiyeline sahip R-32 gazının kullanımıdır. R-32 gazını geliştirip, sektörün kullanımına süren Daikin, her adımında çevreyi koruma sorumluluğunun tamamen farkında olarak, bu yönde politikalar geliştirmekte ve uygulamaktadır. Tüm politikaları, uygulamaları ve süreçleri, merkezine çevresel sürdürülebilirliği koyarak geliştirilir ve uygulanır. Çevresel sürdürülebilirlik, Daikin için temel bir hedeftir.
Daikin Avrupa Tasarım Merkezi EDC ve Türkiye’deki AR-GE mühendislerinin 3 yıllık çalışması sonucunda ortaya çıkan ve eni 40 cm., boyu 59 cm., derinliği 25.5 cm. ağırlığı ise 27 kg. olan Daikin Premix Kombi’yi sektöre kazandırmıştır. Segmentinin ‘en küçük hacimli yoğuşmalı’ kombisi olan ürün, 2016 yılından beri Daikin Üretim Tesisleri’nde üretilmektedir. 

Yeni üretim hattı, AR-GE, tesis ya da teknoloji yatırımı kararı nasıl veriliyor? Yakın dönemde ne tür bir yatırıma imza attınız?

Türkiye, Avrupa’nın üretim üssü olma yolunda çok ciddi bir yol kat ediyor. Daikin’in Türkiye’de faaliyetlerine başladığı günden bu yana gösterdiği agresif büyüme ve performans, Japonya’nın Türk ekonomisine duyduğu güven yatırımların başlıca sebebidir.  Daikin Türkiye son iki yılda 100 milyon dolar değerinde yatırımda bulundu. Bunun sonucunda toplam 1 milyon 400 bin adet üretim kapasitesine sahip 2 üretim hattı, 1 milyon 100 bin adet üretim kapasitesine sahip 2 yeni üretim tesisi, 240 bin adet yıllık üretim kapasitesine sahip kombi üretim tesisi, kaset/kanal/döşeme tip yeni Fancoil üretim tesisi devreye alındı. Daikin, iklimlendirme sektöründeki öncü rolünü,  gaz yakan ısıtma sistemlerinde  Global Ar-Ge üssü olan Türkiye’de sürdürmeye devam etmekte. 
Daikin 2020 yılında, çevre dostu çalışmalarına bir yenisini ekleyerek Hendek’teki fabrikasının ihtiyacı olan enerjiyi üretmek üzere Güneş Enerjisi Santrali (GES) yatırımı gerçekleştirdi. 5 bin 760 kWp güç kapasitesine sahip olan santral, Daikin Hendek Fabrikası’nın 2019 yılı enerji harcaması baz alınarak yapılan hesaplara göre ihtiyacın yüzde 60’ını üretmek üzere tasarlandı. Temmuz 2020’de elektrik üretimine başlayan ve yatırım maliyeti 3 milyon dolar olan GES projesi, 5-7 yılda kendini amorti edecek şekilde projelendirilmiştir.         

 Üretime dönük hangi teşvikler var ve bundan siz nasıl istifade ediyorsunuz?

Üretim tesislerimiz 2 no’lu yatırım teşvik bölgesinde yer alan Sakarya ilimizde yer alıyor. Yatırımlarımızın tamamında bulunduğumuz bölgenin kapsamında olan KDV muafiyeti ve yeni istihdam için sigorta primi muafiyeti gibi teşviklerin tamamından yararlanılıyor.

Fabrikanızda; hammadde girişinden, tasarım ve Ar-Ge çalışmalarına, oradan sevkine kadar olan üretim süreçlerini anlatır mısınız?

Yurt içinden tedarik edilen sac hammaddeler otomatik pres hatlarında şekillenip, otomatik yüzey işlem ve boya tesisinde boyanarak montaja hazır hale getirilir. Bakır ve alüminyum hammaddeler, eşanjör imalat tesislerinde üretilip, test edildikten sonra, ısı değiştirici eşanjör haline getirilerek montaj hatlarına sevk edilir. Boya tesisinden gelen sac parçalar, eşanjör hatlarından gelen ısı değiştirici eşanjöler, kompresör ve elektronik komponentler ile montaj hattında birleştirilir. Montaj hattında bakır boruların kaynak işlemlerinden sonra yüksek basınç ile test işlemine tabi tutulduktan sonra soğutucu gaz basılarak performans testine tabi tutulur. Elektrik güvenlik testinden sonra kullanıma hazır olan ürünler paketleme hattında paketlenerek depoya sevk edilir. Montaj esnasında tüm test ve ürün bilgileri RFID adı verilen ID kartlara yazılarak ürünün izlenebilirliliği sağlanır.

Makina parkurunuz hakkında bilgi vererek, son dönemde bu alanda yaptığınız yatırımları ve sağladığı avantajları anlatır mısınız?   

Daikin Türkiye son teknoloji üretim makinaları ile üstün kaliteli ile üretim yapar. Bu nedenle makina parkuru düzenli olarak en son teknoloji ile yenilenir. Daikin Türkiye 2020 finans yılında, tam otomatik pres hattı yatırımı ile pres hattı kapasitesini yüzde 60 oranında arttırmış, iç üretim oranı ise yüzde 40 oranında yükselmiştir. 
Daikin Türkiye, son iki yılda yapılan montaj hat yatırımlarıyla üretim kapasitesini yüzde 70 oranında artırmayı başarmıştır. Tesislerde üretilen ürünlerin yüzde 75’i CIS ülkelerine ihraç edilmektedir. (.) Üretim birimlerinde kullanılan robotlar ile test ve görsel kontrol işlemleri gerçekleştirilir. Birimler arası malzeme transferlerinde Daikin Türkiye’nin kendi ürettiği ve AGV adı verilen insansız taşıma araçları kullanılmaktadır.

Makina yatırımlarında tercihiniz yerli mi ithal mi? Nedenleriyle paylaşır mısınız?

Yatırımı yapılacak prosese göre ithal veya yerli makine tercihi yapılmaktadır. Ülke ekonomisine olumlu katkı sağlaması amacıyla yerli imalat makineleri öncelikli olarak tercih edilir. 

Sıfır duruş / sıfır hata ile kaliteli üretim adına ne tür metod ve sistemler kullanılıyor? Daha çok hangi otomasyon donanım ve yazılım teknolojilerinden yararlanıyorsunuz? 

Daikin Türkiye, üretim proseslerinde PDS adı verilen Daikin Üretim Sistemi ile yalın üretim yapmaktadır. Bu sistem ile MUDA adı verilen tüm katma değer yaratmayan işlemler elimine edilir, maksimum verimlilik ile kaliteli üretim sağlanır. 
Üretimde gerçekleştirilen TPM - Otonom Bakımlar ve Planlı Üretim duruşları ile plansız duruşların önüne geçilmektedir. Bu sayede tüm üretim birimlerinin maksimum verimlilikte üretim yapması sağlanır.
Üretimde her operatör aynı zamanda prosesin kalitesinde de sorumludur. Bu felsefe ile anormallik durumunda “Dur-Haber Ver-Bekle” kuralı işletilir. Hata düzeltilene kadar üretim tekrar başlamaz. Ayrıca üretim proseslerinde “Poka-Yoke” adı verilen hata önleme sistemleri sayesinde operatör/makine hatalarının önüne geçilir.
Üretim sırasında, üretilen ürünlere ait tüm datalar, DPM adı verilen “Daikin Üretim Sistemi”nde tutularak işlenir. DPM sistemi ile üretim duruşları, performans verileri, kalite verileri ve parça stok durumları analiz edilir.