FOTO: Gebze Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Onur Şeker

Türk Müteahhitlerin Hedefi Portekiz
Türk Müteahhitlerin Hedefi Portekiz
İçeriği Görüntüle

Gebze Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Onur Şeker, yapı güvenliğinde sıklıkla göz ardı edilen “yapısal olmayan elemanlar” konusuna dikkat çekerek, sanayi tesislerinde büyük hasarların önemli bir bölümünün bu elemanlardan kaynaklandığını vurguladı.

Deprem sonrası en büyük zarar yapısal olmayan sistemlerden geliyor

17 Ağustos 1999 ve 6 Şubat 2023 depremlerinde sanayi tesislerinde gözlenen hasarları değerlendiren Doç. Dr. Şeker, “Yalnızca taşıyıcı sistemlerin değil, tesisat, boru hatları ve mekanik sistemlerin de sismik koruma altına alınması gerekiyor.” dedi.

Doç. Dr. Onur Şeker'e göre, deprem sonrası üretimin durması, yangınlar veya toksik sızıntılar gibi olayların büyük kısmı bu elemanlardaki yetersiz sismik dayanım nedeniyle ortaya çıkıyor. Doç. Dr. Şeker, “Birçok endüstriyel tesis, taşıyıcı sistem açısından sağlam kalmasına rağmen, iç tesisat ve ekipman hasarları nedeniyle aylarca devre dışı kalabiliyor.” ifadelerini kullandı.

“Göçen kolon değil, kırılan boru hattı üretimi durduruyor”

Endüstriyel tesislerde deprem sonrası yaşanan ekonomik kayıpların büyük bölümünün yapısal olmayan sistemlerin devre dışı kalmasıyla oluştuğunu belirten Doç. Dr. Şeker, 1999 depreminde TÜPRAŞ, PETKİM, IGSAŞ ve Hyundai gibi tesislerde yaşanan yangın, boru kırılması ve vinç göçmesi örneklerini hatırlattı.

“Binalarımızı depreme dayanıklı inşa ederken yalnızca kolon-kiriş sistemine odaklanmak yeterli değil. Mekanik, elektrik, borulama ve asma tavan gibi elemanlar da sismik olarak korunmalı. Unutmayalım ki, bir tesiste üretimin durmasına neden olan şey çoğu zaman göçen bir kolon değil, kırılan bir boru hattıdır.”

Yeni bir yaklaşım çağrısı: Sismik koruma sistemleri zorunlu olmalı

Yapısal olmayan elemanların rijitlik, dayanım ve süneklik açısından yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Şeker, bu alandaki araştırma ihtiyacının giderek arttığını söyledi.

Sanayi tesislerinde sismik izolatörler, hidrolik şok emiciler ve sismik sınırlayıcıların kullanımının yaygınlaştırılması gerektiğini belirten Doç. Dr. Onur Şeker, “Deprem riskini azaltmak için yalnızca bina kabuğuna değil, içerisindeki sistemlerin de davranışına odaklanmalıyız.” dedi.