Bu yıl 25. yılını kutlayan Alpay Mermer Madencilik’in Yönetim Kurulu Başkanı Melike Alpay Özmen, bu yıl geniş anlamda hem sürdürülebilir bir işletme haline gelmeye hem de sanatı ve tasarımı doğal taş sektörüne daha da dahil ederek katma değer üretmeye odaklandıklarını belirtiyor. 

Özmen, ST Endüstri Medya'nın sorularını yanıtladı.

Melike Hanım, firmanızın başarı hikâyesini öğrenebilir miyiz? 

Şirketimiz rahmetli babam Gökhan Alpay tarafından 1996 yılında Muğla’nın Kavaklıdere bölgesinde küçük bir ocak işletmesi olarak kuruldu. İlk yıllarında küçük bir ruhsat alanına sahip olan şirketimiz, 10 kişiyle blok üretim yapan ve iç piyasaya mermer tedarik eden bir firmaydı. İlerleyen yıllarda şirketimiz ocak ruhsat sahasını genişletti ve fabrikalar kurarak, işlenmiş mermer üretimine başladı. Uzun yıllardır üretiminin büyük kısmını ihraç eden şirketimiz, bugün Muğla’da yaklaşık 125 hektarlık bir ocak sahası ve Manisa’da henüz aktif olmayan 80 hektarlık bir ocak ruhsatına sahip. Aynı zamanda iki adet fabrikasıyla Türkiye’nin ve dünyanın tanınan, başarılı, güvenilir ve sayılı mermer şirketlerinden biri konumunda. 2017 yılında da yine aynı hedeflerle ilerleyen marka yolculuğumuz, bugün de tüm hızıyla devam ediyor. Alpay Mermer Madencilik olarak son beş yılda yaptığımız yatırım miktarı yaklaşık olarak 19.720.000,00 TL. Fabrikalarımızın yıllık üretimi 660.000 – 750.000 m2, mermer ocaklarımızın yıllık üretim kapasitesi ise yaklaşık 60.000 m3 (180.000 ton). Ocak işletmelerimizde yapacağımız yeni yatırımlarla bu sene hem ocak üretim kapasitemizi hem de fabrikalarımızdaki katma değerli ürün kapasitemizi artırmayı hedefliyoruz. 2002 yılından bu yana fabrikada üretilen ürünlerimizin ortalama yüzde 95’ini, ocak üretimlerimizin ise yüzde 10’unu ihraç ediyoruz. Önümüzdeki dönemde ise ocak ihracatımızı yüzde 15 oranında arttırmayı hedefliyoruz. İhracat yaptığımız ülkeler arasında ABD, Kanada, İsrail, İspanya, Portekiz, Yunanistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Fas, Almanya ve Katar yer alıyor. En güçlü olduğumuz pazarlar ise İsrail, İspanya, Portekiz, Kanada ve ABD’dir. Bu pazarlara ek olarak Avustralya, İngiltere ve diğer Avrupa Birliği ülkeleri hedef pazarlarımız arasında yer alıyor.

Hangi ürünleriniz ve hizmetlerinizle müşterilerinize çözüm sunuyorsunuz?

Ürünlerimiz arasında Muğla Beyaz Mermeri, Muğla Siyah Mermeri, Muğla Gri Mermeri ve Manisa Bej Mermeri bulunuyor. Blok, plaka ve ebatlı mermer olmak üzere çeşitli ürün kalemlerimiz de yer alıyor. Bunun dışında farklı şirketlerden farklı renk ve çeşitte mermer plakalarının konumlandırıldığı bir plaka galerisinin de çalışmalarını yapıyoruz.

Son yıllarda açık alanda zeminde ya da yapının dış cephesinde de doğal taş kullanılıyor. Bu alanlara nasıl bir değer katıyor? 

Dayanıklılığı ile binlerce yıllık tarihi yapıların günümüze kadar ulaşabilmesinde etkili direnci ile dikkat çeken mermer, halen sanat ve inşaat sektörünün vazgeçilmezi. Lüks ve ihtişamı da betimleyen, kullanıldığı alana dikkat çekici bir çekim gücünü de beraberinde getiren mermerin, inanıyorum ki değeri daha da bilinecek ve kullanım oranı da buna paralel olarak artış gösterecek. 25. yılımızı kutladığımız 2021 yılı şirketimiz için bir dönüm noktası niteliğinde. İki önemli odak noktamız var; geniş anlamda hem sürdürülebilir bir işletme haline gelmek hem de sanatı ve tasarımı doğal taş sektörüne daha da dahil ederek katma değer üretmek. Aynı zamanda Türk doğal taşı ile ilgili hem ülkemizde hem dünyada farkındalık yaratmak. Biz Muğla’da 25 yıldır ekmeğini taştan çıkaran, yüzlerce kişiyi istihdam eden ve ülke ihracatına, ekonomisine ciddi anlamda katkıda bulunan bir firma olarak, bölgemize daha da fazla değer katmayı elzem buluyoruz. Mermer atıklarının değerlendirilmesi sebebiyle atık tesisi ve mikronize kalsit tesisi kurulumu fizibilite aşamasında projelerimiz bulunuyor. Döngüsel ekonominin öneminin ve atıklarımızın tekrar ekonomiye kazandırılmasının ne derece önemli olduğunun farkındayız. Bu konuda hem kamuyla hem de özel sektörle iş birliği içinde olarak somut adımlar atıyoruz.

Çözüm sunduğunuz projelere örnek verir misiniz?

Amorf Doğal Taş Proje ve Tasarım Yarışması bu yıl ikinci senesinde. Ben ve EMİB Yönetim Kurulu Üyelerimizden Reyhan Sezgin’in öncülük ettiği ve ilk günden bugüne getirdiğimiz bu proje bizim doğal taşa ve tasarıma olan ilgimizden ayrıca sektörel ve bireysel tutkumuzdan besleniyor. Geçtiğimiz yıl 400’e yakın başvuru alan yarışmamıza bu sene yeni eklenen “sınırsız” kategorisiyle hem yerli hem yabancı öğrencileri hem de profesyonellerle birlikte doğal taşa gönül vermiş herkese hitap ediyor. Türkiye’nin en başarılı mimar ve tasarımcılarını jüri ekibimizde görmek ve onlarla birlikte gelen projeleri değerlendirecek olmak bizi çok heyecanlandırıyor. Geçen seneki saygıdeğer jürilerimizin yanı sıra Emre Arolat, Melike Altınışık, Seçkin Pirim, Tanju Özelgin, Heval Zeliha Yüksel gibi alanlarında çok başarılı isimler de artık AMORF’un jüri üyesinde yer alıyor. Bu senenin en heyecanla beklediğimiz etkinliği ise pandemi şartlarının elvermesi halinde Efes Doğaltaş Ödül Gecesi olacak. Amorf II’nin ödül töreninin de içinde konumlanacağı bu özel gecede hem Efes Antik Kenti’nin hem de Türk doğal taşının önemini bir kez daha vurgulayacak, sektörümüzün başarılı isimlerini EMİB olarak ödüllendireceğiz.
Mermerin binlerce yıllık geçmişini ve değerini bilen bir şirket olarak hem estetik hem de sağlamlık anlamında sanatın, mimarinin, tasarımın içinde mermerin hakkettiği yerde olması ve değerinin bilinmesi için şirketimizce çalışmalar yürütüyoruz. Bu sebeple 25. yılımızdan itibaren her yıl birden fazla heykel sanatçısıyla mermerden sanat eserleri üretilmesi için iş birlikleri yapacağız. Şu anda ülkemizin değerli iki heykeltıraşıyla birlikte kendi ocağımızın üretimi olan bloklarımızdan 25. yılımızın önemini vurgulayan iki ikonik heykel çalışması yapmaktayız. Ayrıca her yıl Bodrum’da Mandarin Oriental otelinde düzenlenen Alem Art Weekend’in co-sponsorlarından ve kurumsal katılımcılarından biriyiz. İlkini bu senenin Ağustos ayında yapmayı planladığımız heykel atölyesi projesini ise ileriki yıllarda da farklı tasarım ve heykel yarışmalarına, sanat projelerine dönüştürerek devam ettireceğiz. Ayrıca şahsımın atık mermerlerden tasarım ve dekoratif ürünler üreten ayrı bir girişimi olan Minval markasının da bu sene 4. yılını kutluyoruz. Ortağım mimar Nazlı Ant ile kurduğumuz bir dekorasyon markası olan Minval, mermer atıklarının farklı malzemelerle birleşmesiyle ortaya çıkan katma değerli ürünlerden oluşuyor. Bu vesileyle de tasarıma ve mimariye dokunmuş olmayı kendi adıma çok değerli buluyorum.

Gündeminizde hangi çalışmalar var, hedefleriniz neler?

Odak noktasına aldığımız sürdürülebilirlik ve sanat konularında değer ve fark yaratmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz. 2021 yılında çevresel sorumluluklarımızın daha fazla farkına varan bir şirket olarak Sürdürülebilir Kalkınma Derneği’nin kurumsal üyeliğinde yer almaya hak kazandık. Sürdürülebilirlik ve karbon ayak izimizi minimuma indirgemek yolunda Türkiye’nin en önde gelen holdingleri ve şirketleri ile aynı çatı altında yeni projeleri tartışıyor, birbirimizden örnek alıp bunları hayata geçiriyoruz. Kadın ve erkeğin iş dünyasında eşit şartlarda çalışması, kadınların ticarette, ekonomide daha aktif şekilde rol alması ve sadece söz dinleyen değil aynı zamanda “söz sahibi” olması, bizim için çok kıymetli. Bu sebeple hem KAGİDER (Kadın Girişimciler Derneği) üyeliğimiz ile bu konuda bireysel ve kurumsal farkındalığımızı artırmaya yönelik projelerde bulunuyoruz.