Beton, dış atmosfer koşullarına dayanıklı, nitelikli uygulamalarda su geçirmez ve kalıpta istenen biçimi alabilen bir malzemedir. Bu özellikleri ile 20. yüzyılın ikinci yarısından başlayarak "brüt beton" adı altındaki uygulamalara olanak vermiştir. Brüt beton; üst yüzeyi görülecek şekilde doğal görünümü ile bırakılabilen veya çeşitli dokusal etkiler verilebilen, kalıp sisteminde özen gösterilen, yüksek kaliteli beton malzemedir. Taşıyıcı sistem malzemesi olmasının yanında betondan, kaplama, dolgu, yalıtım veya dekoratif yüzeylerin oluşturulmasında ve prekast ve prefabrike yapı malzeme ve elemanlarının üretiminde de yararlanılmaktadır. Yapı malzemesi kullanımında her bileşeninin kendini dışavurmasını savunan brütalizmin de etkisiyle 1950'li yılların sonlarında Türkiye'de de brüt beton kullanımı yaygınlaştı. Neredeyse her projesinde bir brüt öge bulunan Iglo Architects Kurucu Ortağı Mimar Zafer Karoğlu ile "Brüt Betonun Mimaride Kullanımı" üzerine konuştuk.

Mimari tasarım anlayışınız, ilke ve prensipleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Ana mottomuz "Sorunu gör çözümü bul". Gerçekten tüm mimari süreçlere baktığımızda çözümler problemin içinden çıkıyor. Yaptığımız projeler genellikle çok büyük yapılar ve çok enerji tüketiyorlar. Yapmaya çalıştığımız doğadan kopardığımızı olabildiğince geri koymak. Kullanılan malzemelerin geri dönüşümü, sürdürülebilirlik, atık planlaması, enerji tasarrufu ve geri kazanımı, gün ışığının kullanımı gibi konular başta basit fizik kuralları veya gerekiyorsa teknoloji kullanılarak yapılarımızda dikkatlice planlanıyor. Özellikle endüstriyel yapılardan bahsediyorsak yapının fonksiyonelliği birinci sırada tutuluyor. Temel ihtiyaçlar, proses gereklilikleri yapının şekillenmesini sağlıyor. Sonrasında da kullanıcı ihtiyaç ve konforu temel alınarak ideal şartların sağlanmasına çalışıyor. Ulaşılan kurgudan doğru detaylandırılmış, estetik bir yapı elde edilmeye çalışılıyor.

Mimari tasarılarınızda betonun yeri ve önemi konusunda neler söylemek istersiniz?

Üniversitenin ikinci sınıfında öğrenciyken yarı zamanlı çalışmaya başladığım ofise her ay çok sayıda mimari yayın geliyordu. Bunların arasında JA (Japan Architecture) dergisi de vardı. 1988 yıllarında Tadao Ando bu dergilerin arasında gözüme çarpmaya başlamıştı. İlk projesi Osaka’daki Azuma Evi beni çok etkilemişti. Bildiğimiz bütün değerleri farklı kullanan Japon mimarisinin ve kültürünün geleneksel kavramlarını tamamen çağdaş teknikler kullanarak tanıttığı bu projede Ando, bitki örtüsü gibi doğanın tüm figüratif unsurlarını ortadan kaldırıyor ve sadece güneş, yağmur veya rüzgar gibi birincil unsurları açık verandasına soktuğu, cephesi kapalı bir beton kutu tasarlıyor. Bu keşiften sonra yıllarca JA dergilerini mimarın başka projelerine rastlarım diye heyecanla bekledim. Tadao Ando sonraki yıllarda tüm dünyayı etkileyen bir mimar olarak pek çok yayından takip edebildiğim bir ilham kaynağım oldu. Hala süren bu hayranlığım benim de brüt betona ilgi duymama vesile oldu. Neredeyse her projede yapılarımı beton olarak tasarlamaya başlıyorum. Fakat yıllar önceki ilk denemelerimde aldığım dersle ülkemizde temiz brüt bir yapı yapmanın zorlukları beni frenliyor. Hata kabul etmeyen, mükemmel işçilik gerektiren bu yapı ögesi pek çok kaza sonucu sıvanıp boyanmak ya da kaplanmak zorunda kalıyor. Buna rağmen neredeyse her yapımda bir brüt öge bulunuyor. Kapsamlı ilk ciddi denemem 2010 yılında planladığımız Ankara Hasanoğlan'daki Cimpor Çimento Fabrikası yönetim binasında oldu.

Sürdürebilirlik anlamında binanın ömrü kadar dayanması beklenen beton kullanımı konusunda tasarımlarınızda nelere dikkat ediyorsunuz?

Çıplak beton, iyi uygulanabildiğinde bakım gerektirmeyen ve zamanın etkilerine direnciyle kaprissiz bir malzeme. Genel olarak kalıptan çıktığı gibi müdahalesiz kullanmaya çalışıyoruz. Özellikle iç mekanlardaki modern etkiyi seviyorum. Yapıların oturduğu ana kaidenin ve karşılayıcı duvarların brüt beton kullanımı yapılarımızda sıklıkla gözlemlenebilir.

Daha çok hangi projelerde Mimari Beton, Çıplak Beton ya da Brüt Beton olarak adlandırılan uygulamayı tercih ediyorsunuz? Bu tercihinizin nedenleri konusunda neler söylemek istersiniz?

Brüt betonu özellikle ısı yalıtımına ihtiyacı olmayan binalarda ya da yapı ögelerinde tercih ediyoruz. Aksi takdirde yapının ısı yalıtımı tamamlandıktan sonra cephe önünde dekoratif bir görev üstleniyor. İlave kalınlık ve pahalı bir cephe oluyor. Bunun yerine fiber katkılı kalıplanmış prekast beton da benzer etkiyi verebiliyor. Neredeyse tüm peyzaj ögelerini de brüt betonla tasarlıyoruz.

Brüt Beton uygulamasının avantaj ve dezavantajları hususunda neler söylemek istersiniz?

Yalın mimari etkisi ve yapıyla birlikte uzun yıllarda yaşlanıyor olması, kalıptan çıktığı haliyle kaplama yapılmadan kullanılabilmesi, bakım istememesi önemli avantajlarından. Bina yapımında kullanılmasında ısı yalıtımına ihtiyaç duyması, imalatında hata kabul etmemesi, kaliteli brüt yüzeye ulaşmanın pahalı ve riskli oluşu dezavantajlarından sayılabilir.

Brüt Beton uygulamasında nelere dikkat ediyorsunuz? Beton yüzeylerde oluşabilecek karbonatlaşma ve korozyon etkisine karşı ne tür önlemler alıyorsunuz?

Brüt betonun imalatı teknik ve hassas bir konu. Kullanılan agregadan başlayarak, betonun niteliği, karışımdaki suyun kalite ve miktarı, kalıbın kalitesi, betonun dökülme tekniği, uygulanan vibrasyon tekniği, kalıp sökülmesinden sonraki koruma süreci, kullanılan katkılara kadar her adımın özenle ilerletilmesi gerekiyor. Pürüzsüz bir brüt yüzeye sahip olmanın aslında matematiksel deşifre edilmiş kuralları var. Bu kuralların doğru sıra ve zamanlamayla uygulanmasını sağlayacak sabırlı ve itinalı çalışma anlayışı başarılı sonuç için mutlak şart.

Brüt Beton uygulamasında betona pigmentler ile renk verilebiliyor olması estetik açıdan avantaj olarak görülürken bu noktada neler dikkat etmek gerekir?

Betonda pigment kullanımı tercih ettiğim uygulama şekli değildir. Renk çeşitliliğinin sınırlı ve etkisinin cansız oluşu bana cazip gelmiyor. Çok önceleri zemin betonlarında denemişliğim var. Ama betonun doğal rengi benim için alternatifsiz. Beyaz çimentoyla yapılmış başarılı uygulamalar da görüyorum. Belki bazı binalarda deneyebilirim.

Brüt beton uygulamasını kullandığınız örnek bir projenizden, bu projenizde neden Brüt Beton uygulamasını tercih ettiğinizden ve bu anlamda söz konusu projenize özel geliştirdiğiniz çözümlerinizden bahseder misiniz?

Brüt betonun başrol oynadığı projelerimizden biri Portekizli Cimpor firmasına Ankara Hasanoğlan’da tasarlanan çimento fabrikasıdır. Öncelikle çimento üreten bir yapılanmanın aynı malzemeyi örnek olarak kendi yapısında kullanması ilk çıkışımızdı. Bize özellikle tembih edilen yönetim binalarında, üretim sahasında oluşan çimento tozlarına karşı kendini temizleyebilen ve yıpranmayacak cephe malzemeleri kullanmamızdı. Zira ortamı kaplayan çimento tozlarına maruz kalan otoparktaki araçlar bile ancak sirkeli özel karışımlarla temizlenebiliyorken yapının da en az müdahaleyle temizlenmesi önemliydi. Bu gereklilikler; yine ana hammaddesinde çimento bulunan, yağmur ve rüzgâr da kendini temizleyebilen, toz tutmayan yapısıyla fibercement levhalar tercih etmemize ve ana aktör olarak brüt betonla yapıyı tasarlamamıza vesile oldu. Yalıtım sorunlarını çözebilmek adına yapı duvarlarında en az beton kullanılarak atölye alanları gibi yalıtım gerektirmeyen bölgeler, güneş kırıcılar ve arkatları oluşturan taşıyıcı ögeler öne çıkarılarak tasarımda brüt etki kuvvetlendirildi.

Her ne kadar farklı bir yapıda olsa da Brüt Beton uygulaması yerine kullanılan Beton Kumaş teknolojisi hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce Brüt Beton uygulamasına bir alternatif olabilir mi?

İlk olarak 2010 yılında bir fabrika ve yönetim binası projemizin uygulamasında temel bohçalaması için kullandık. O yıllarda malzemenin kullanıldığı belki de ilk yapılardan biri olabilir. İyi bir su tutucu, ucuz ve kolay uygulanabilirliğiyle, yangın direnciyle ilgili avantajlar sunuyor. Kullandığımız yapıda oniki yılı aşan sürede hiçbir sorun gözlemlenmedi. Görsel ve kullanım alanları çeşitliliği açılarından brüt betonun karşısına çıkarmak mümkün görünmüyor ama iyi bir destek yapı malzemesi diyebilirim.

Türkiye’de ve dünyada Brüt Beton uygulamasının başarıyla kullanıldığı beğendiğiniz projeler hangileridir?

Behruz Çinici’nin ODTÜ Yerleşkesi ve TBMM Camii, Sami Sisa-Doğan Tekeli’nin Ankara Stad Oteli Türkiye’deki iyi örneklerdendir. Dünyada Le Corbisier Ronchamp Şapeli, Louis Khan Salk İnstutie, Kimbell Art Museum ve tabi ki Tadao Ando yapılarının her biri benim için örnek eserlerdir. 

 
 
 

  


 
 

  

 
 
 
 

İKLİMLENDİRME SEKTÖRÜNDE KROMAŞ: "YÜZEY İŞLEMDE LİDER MARKA" İKLİMLENDİRME SEKTÖRÜNDE KROMAŞ: "YÜZEY İŞLEMDE LİDER MARKA"