Deprem güçlendirme projelerinde mühendislik çözümlerinin sahadaki uygulamalarla uyumlu hale getirilmesinin büyük önem taşıdığını belirten HEB Proje Müşavirlik Kurucu Ortağı İnşaat Yüksek Mühendisi Ali Berk Uslu; projelerde karşılaşılan zorluklara, malzeme tercihine ve uluslararası standartlara uyuma dair değerlendirmelerde bulundu.

Whatsapp Image 2024 08 19 At 13.48.57

FOTO: HEB Proje Müşavirlik Kurucu Ortağı İnşaat Yüksek Mühendisi Ali Berk Uslu

Ali Berk Uslu, özellikle kullanılan malzemelerin yalnızca yüksek dayanım ve rijitlik gibi teknik özelliklere değil, aynı zamanda uygulama kolaylığına ve test belgelendirmelerine de sahip olması gerektiğini vurguladı. Uslu, betonarme yapılarda geleneksel malzemelerin hâlâ geçerliliğini koruduğunu ancak yeni nesil kompozitler ile sismik izolatörlerin de güçlendirme çözümlerinde giderek daha fazla yer aldığını söyledi.

Endüstriyel Tesislerde Deprem Güvenliği
Endüstriyel Tesislerde Deprem Güvenliği
İçeriği Görüntüle

Her yapının özgünlüğüne işaret eden Uslu, "Güçlendirme projelerinde her yapı için standart bir çözümden bahsetmek mümkün değil. Yapının taşıyıcı sistemi, kullanım amacı ve bulunduğu zeminin özellikleri dikkate alınarak özel bir mühendislik haritası çıkarılmalı" dedi.

"Sahadaki Gerçekler Mühendisliği Şekillendiriyor"

Deprem güçlendirme süreçlerinin farklı yapı tiplerinde farklı zorluklar içerdiğini belirten Uslu, konutlar, okullar ve hastaneler gibi alanlarda yapının kullanımının sürmesi gerekirken, sanayi tesislerinde ise üretimin aksamaması gerektiğine dikkat çekti. Özellikle üretimin sürdüğü alanlarda güçlendirme projelerinin aşamalı olarak planlanması gerektiğini belirterek, “Fabrika gibi yapılarda ağır makine yükleri, büyük açıklıklar ve vinç sistemleri nedeniyle konvansiyonel yöntemler yeterli olmayabilir. Sismik izolatör, sönümleyici veya BRB gibi sistemler devreye alınmalı” diye konuştu.

"Uluslararası Standartlara Uyum Şart"

Güçlendirme projelerinde kullanılan yöntemlerin yalnızca yerel değil, uluslararası standartlara da uygun olması gerektiğinin altını çizen Uslu, bu sayede projelerin yalnızca yurtiçinde değil, global ölçekte de kabul gördüğünü ifade etti. Bu noktada mühendislerin mesleki gelişimlerinin sürdürülebilir olması gerektiğini söyleyerek, yabancı dil, teknik raporlama ve uluslararası yazılım kullanımı gibi yetkinliklerin önem kazandığını da belirtti.

"Zemin Koşulları Projeleri Yönlendiriyor"

Uslu, sağlam zeminlerde daha çok üstyapı güçlendirmelerine odaklanıldığını, ancak yumuşak zeminlerde ya da sıvılaşma riski olan bölgelerde derin temel sistemleri ve enjeksiyon yöntemleriyle zemin stabilitesinin artırılmasının zorunlu olduğunu ifade ederek, deprem güçlendirme projelerinde zeminin taşıdığı risklerin de dikkate alınması gerektiğini söyledi.