2003 yılından beri faaliyetlerini sürdüren TTE Teknoloji Ticaret ve Mühendislik, enerji, altyapı ve inşaat projelerinin geliştirilmesinde ve uygulanmasında etkin rol oynuyor. Kendi enerjisini rüzgardan üretmek isteyen fabrikaların nasıl bir yol haritası izlemesi gerektiğini konuşmak amacıyla bir araya geldiğimiz TTE Enerji Genel Müdürü Ferit Kalfaoğlu, “Bir fabrika kendi enerjisini rüzgardan üretmek istiyorsa ve elinde rüzgarla ilgili bir data yoksa mutlaka rüzgar ölçüm direği kurarak potansiyeli belirlemelidir.” dedi.  

TTE Enerji firmasını tanıtabilir miyiz? Sektörde gerçekleştirdiğiniz faaliyetleri anlatabilir misiniz? 

TTE Enerji olarak 2002 yılından beri sektörde faaliyet gösteriyoruz. Son 10 yıldır ise yenilenebilir enerji alanında hem rüzgar hem de güneş projelerinin geliştirilmesi, uygulanması, teknik danışmanlık, mühendislik, projelendirme ve taahhüt işleri olarak sektördeki yatırımcılara hizmet veriyoruz. Projeyle büyüyen ve projeyle küçülen bir firmayız. SolarTek ve GüneşTek olmak üzere iki alt firmamız daha bulunuyor. GüneşTek firmamız aracılığıyla kendi santral yatırımlarımızı gerçekleştiriyoruz. SolarTek firmamızla ise güneş enerjisi santralleri için işletme ve bakım hizmeti sunuyoruz. TTE Enerji bünyesinde teknik ve idari personel olarak 15 kişi görev yapıyoruz. Projemiz arttığı zaman kadromuz 80 kişiye kadar çıkabiliyor. TTE Enerji, “Technology Trade Engineering” isminin kısaltmasından gelmektedir. Vermek istediğimiz teknoloji, ticaret ve mühendislik hizmetlerini bu isim tam olarak karşılıyor. Kısaca TTE Enerji olarak yenilenebilir enerji sektöründeki oyunculara, yatırımcılara hatta bankalara dahil teknik danışmanlık ve taahhüt hizmetinde bulunuyoruz. 

Rüzgar enerjisi ile ilgili sizden detaylı bilgi alabilir miyiz? Bir fabrika kendi enerjisini rüzgardan üretmek istiyorsa neler yapmalı, nasıl bir yol haritası izlemelidir? 

Güneş, rüzgara göre hesaplanması çok daha basit bir enerji kaynağıdır. 1 MWe kurulu güce sahip GES projesinin konumuna göre ne kadar üretim yapabileceğini hesaplayabiliriz. Fakat rüzgar, noktasal olarak üretimi çok değişken olan bir yatırım modelidir. Sebebi ise noktasal olarak rüzgar hızının ve potansiyelinin değişmesinden kaynaklamaktadır. Rüzgar enerji santrali projesini geliştirirken öncelikle noktasal olarak o bölgedeki rüzgar potansiyelinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu da uzun yıllardır yapılan rüzgar ölçüm analizlerinin noktasal olarak o konuma korelasyon çalışması ile gerçekleşiyor. Fakat bazen eldeki veriler rüzgar türbini kurmak istediğimiz yere çok uzak olduğunda, o noktaya bir ölçüm direği kurarak 1 yıl boyunca rüzgar potansiyelini ölçmemiz gerekiyor. Dolayısıyla bir fabrika kendi enerjisini rüzgardan üretmek istiyorsa ve elinde rüzgarla ilgili bir data yoksa mutlaka rüzgar ölçüm direği kurarak potansiyeli belirlemelidir. 

Türkiye’de rüzgar datasını oluşturmak için nasıl çalışmalar yapıldı? Bu yatırımı gerçekleştirmek isteyen fabrikalar ölçüm konusuyla ilgili çalışmalar gerçekleştiriyor mu? 

Türkiye’de 2013 – 2015 yılları arasında 1000 adetten fazla ölçüm direği dikildi. Bunlardan elde edilen veriler bir şekilde tedarik edilirse, kendi bulundukları alanlara emsal teşkil edebilecektir. Dolayısıyla bu veriler sayesinde kendi konumlarına korelasyon ile birlikte enerji üretim analizi çok düşük bir hata payıyla yapılabilecek. Bu da bankalar nezdinde kabul gören bir yaklaşım olacak. Tabii bu noktada uluslararası akredite kuruluşlar tarafından hazırlanan raporların olması tercih ediliyor.  

Fabrikada rüzgar türbininin alanını nasıl belirlemek gerekiyor? 

Fotovoltaik  panellerinin çatıya montajı, rüzgar türbinine göre çok daha kolaydır. Rüzgar türbinin alanını belirlerken rüzgar potansiyelini engellememesi ve türbülans yapmaması için tesisten ya da binadan uzak bir noktanın seçilmesi gerekiyor. Bunun belli standartları bulunuyor. Rüzgar türbinin yüksekliğine, kanat uzunluğuna bağlı olarak bir tesisten ya da en yakın tesisinin yüksekliğinin ne olmasıyla ilgili detaylı çalışmalar yer alıyor. Fabrikanın yakınına kurulacak olan rüzgar türbini ile üretilecek enerji verimli olmayacaktır. Çünkü gerçek değerlerle hesaplanan farklı olacaktır. 

Rüzgar enerjisi yatırımlarının amorti süreleri ile ilgili düşüş yaşandı mı? Bu yatırımlar kendini ne kadar sürede amorti ediyor? 

Rüzgar enerjisi teknolojisinin fiyatlarıyla ilgili maalesef düşüş yaşanmadı. Özellikle 1 MW altı türbinlerin fiyatları hala çok yüksek diyebiliriz. Kurulu gücü yüksek olan santrallerin yatırım bedelleri kw başına ortalama 900 Euro civarında görünüyor. 1 MW’a kadar olan projelerin yatırım bedelleri ise 1100 Euro civarında seyrediyor. 

Yatırımcılar amorti süresini ve ilk yatırım maliyetini hesaplıyor elbette ama çalışacağı mühendislik firması da önem arz ediyor. Bu noktada yatırımcılara nasıl tavsiyelerde bulunursunuz? 

Yatırımcılar çalışacakları danışmanlık firmasını belirlerken referanslarını ve tecrübesini mutlaka incelemeliler. TTE Enerji olarak bu noktada başarılı olduğumuzu söylemek isterim. 2500 MW’a yakın lisanslı projede görev yaptık. Çalışmalarımızın neticesinde hesaplamaların nasıl yapıldığını, hata payının ne olacağını iyi biliyoruz. Çünkü rüzgar enerjisinde hata payı oluyor. Çünkü elde ettiğiniz 1 yıllık ölçümü 20 yıla yaymanız gerekiyor.  Rüzgar enerjisi için MW’a 1 milyon Euro yatırım yaparken danışmanlık firmasının mutlaka güvenilir, teknik kabiliyeti yüksek firmadan seçilmesi önem arz ediyor. 

Rüzgar enerjisinde gelişen teknolojiler hakkında bilgi verebilir misiniz? 

Rüzgar enerjisinin teknolojik gelişimini değerlendirmek için 2010 yılına geri dönmek gerekiyor. O yıllarda 3 MW’lık türbinler çıkmıştı ve biz bu tip türbinleri, çok daha verimli olarak değerlendiriyorduk. Çünkü Türkiye’de ilk kurulan türbinler 0,8 MW gücündeydi. 3 MW’lık türbinler çok büyüktü ve yükseklikleri 100 metre, kanat çapları 90 metre civarındaydı. 10 yıl içerisinde türbin güçleri 6 MW’a ve kanat çapları 140 metreye ulaştı. Kule yüksekliği 140 metrelere varan türbinler imal edilmeye başlandı. Yatırım maliyetleri 1 milyon 100 bin Euro seviyelerinden bugün 700 bin Euro’ya kadar geriledi. Türbin güçleri büyüdüğünden dolayı yatırım maliyetleri de azalmış oldu. 

Rüzgar sistemlerinin ömrü ne kadar?

Rüzgar enerjisinde üreticiler tarafından 20 yıl garanti veriliyor. Rüzgar türbinlerinde doğru işletme ve bakım hizmetlerinin yapılması şartıyla 20 yıl ömrü bulunuyor. Rüzgarda işletme ve bakım konusu biraz daha ekspertiz gerektiriyor. Çünkü o türbindeki komponentlerin ne olduğu, nasıl işletme bakım faaliyetlerinin yapılması gerektiği, önleyici bakımların hangi periyotlarda yapıldığı önem arz ediyor. Güneş enerjisinde ise uzaktan monitöring hizmeti ile daha standart bir çalışma yetebiliyor. 

Rüzgar enerjisinde periyodik bakımlar ne kadar sıklıkla gerçekleşiyor? 

Periyodik bakımlar genelde 3 ayda 1 yapılıyor. Planlı duruşlar ile teknisyenler gelip, gerekli olan çalışmaları ve kontrolleri yapıyorlar. Önleyici bakımda hata olmadan olaya müdahale edilmesi önemlidir. Bu önleyici bakımı da yapmak için mutlaka gözetleme ekibinin çok iyi analiz etmesi, oluşan üretimlerin neden az, neden fazla olduğunu tespit etmesi gerekiyor. Türkiye’de rüzgar sektöründe önleyici bakım hizmeti veren firmalar; genelde türbin firmalarının alt ekipleridir. Fakat inanıyorum ki bu türbin firmalarının garanti sürelerinin bitmesiyle birlikte, genelde 5 yıl veya 3+3, 4+4, 5+5‘lik bakım anlaşmaları yapılan sözleşmelerin sona ermesiyle, işletme ve bakım hizmetleri veren yerli firmalara yeni iş olanakları açılacaktır. Önemli olan bu yerel işletme ve bakım firmalarının vermiş oldukları hizmet ile ilgili yatırımcıya garanti verebilmeleridir. Bu da yavaş yavaş olmaya başlamıştır.