Sanayide Dijital Dönüşüm Günleri’nin onuncu etkinliğinde konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, şirketlerin daha dirençli bir iş modeli hedefiyle iş birliği yapmaya yönlendiklerini ve Endüstri 4.0'ın yeniliklerine uyum sağlayabilmek için yetkinlik ve deneyim transferine ağırlık verdiklerini söyledi.

REKABET ÖNCESİ İŞBİRLİĞİ TEMASIYLA DÜZENLENDİ

TÜSİAD Sanayi Politikaları Yuvarlak Masası bünyesinde, 2017 yılından bu yana farklı temalarla düzenlenen Sanayide Dijital Dönüşüm Günleri’nin onuncu etkinliği Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal’ın katılımıyla, “Rekabet Öncesi İşbirliği” temasıyla gerçekleşti.  

G. Kore ve Çin gibi Uzakdoğu ülkelerinin uzun yıllardır tecrübe ettiği; Avrupa Birliği’nin yeni Sanayi Stratejisinde daha yoğun bir şekilde gündemine aldığı rekabet öncesi işbirliği konusunun ele alındığı toplantının hoş geldiniz konuşmasını TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Sanayi Politikaları Yuvarlak Masa Başkanı Bahadır Balkır yaptı. 

"SİVİL TOPLUMA BÜYÜK ROL DÜŞÜYOR"

Türkiye’de rekabet öncesi işbirliği kültürünün olgunlaşmasında sivil topluma büyük rol düştüğünü ifade eden Balkır, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“2017 yılında sanayide dijital dönüşüm üzerine farkındalığı, bilgi ve deneyim paylaşımını artırmak üzere başlattığımız 'Sanayide Dijital Dönüşüm Günleri' etkinlik serimizin onuncusunda sizlerle birlikte olmak gurur ve mutluluk verici. Geçtiğimiz dört senede yatay-dikey entegrasyondan şeffaf tedarik zincirine, mevcut fabrikaların dönüşümünden artırılmış gerçekliğe farklı dijital teknolojilere odaklanan etkinlikler gerçekleştirdik. Teknoloji kullanan şirketlerimiz yanı sıra teknolojiyi üreten şirketlerimizin tecrübelerini ve iyi uygulamalarını dinledik; dinlediğimiz her bir sunum bizlere ilham oldu.” 

"ŞİRKETLER, REKABET VE İŞ BİRLİĞİ POLİTİKALARINI AYIRMIYOR"

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ise, şirketlerin dönüşüm sürecinde rekabet ve işbirliği politikalarını birbirlerinden ayırmadıklarına dikkat çekerek şöyle konuştu:

“Geçmiş yıllarda şirketlerin başarısı rekabet içindeki oldukları şirketlerin önünde olmakla tariflenirken günümüzde şirketler ekosistemin farklı aktörleri ile işbirliği içinde olmanın yarattığı kazan-kazan durumunun farkında. Özellikle kısalan ürün yaşam döngüleri, artan Ar-Ge yatırımı ihtiyacı, teknolojilerin hızlı değişimi ve sürdürülebilirlik unsurları yönetsel kararları değiştiriyor. Şirketleri daha dirençli bir iş modeli hedefiyle işbirliği yapmaya yönlendiriyor. Rasyonel bir bakış açısıyla bir araya gelen farklı segmentlerdeki şirketler, Dördüncü Sanayi Devrimi’nin yeniliklerine uyum sağlayabilmek için yetkinlik ve deneyim transferine ağırlık veriyorlar.

Küresel ölçekte örnekleri giderek artan rekabet öncesi işbirliği modeli ülkemizde maalesef henüz gelişme aşamasında. Bunun için hem şirketlerimizin birlikte çalışma kültürlerinin gelişmesi hem de kamu politikalarının bu işbirliklerini destekleyici şekilde düzenlenmesi büyük önem arz ediyor. Şirketlerin know-how paylaşımını ve birlikte üretmelerini cesaretlendirecek mekanizmalar ülkemizin yaratacağı katma değerin eksponansiyel olarak artmasını da mümkün kılacak. Şirketler sahip oldukları bilgi ve yetkinliği paylaşırken hem kaynak ve zaman tasarrufu sağlayacak hem de daha odaklı, ucuz ve hızlı üretim ve hizmet süreçleri tecrübe edecekler. Artan rekabet öncesi işbirliği uygulamaları ile sürdürülebilir bir inovasyon ekosistemi yaratılmış ve ülkemizin küresel rekabetçiliğine de katkı sağlayacak.” 

HANGİ KONULAR KONUŞULDU?

Açılış konuşmaları sonrasında TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Arçelik Üretim ve Teknoloji Birimi Genel Müdür Yardımcısı Nihat Bayız ve  MÜSİAD İNNOVA-Dijital Dönüşüm Komitesi Başkanı Fahrettin Oylum’un konuşmacı oldukları “Rekabet Öncesi İşbirliği” paneli gerçekleşti.

TÜSİAD Yeni Nesil Sanayi Çalışma Grubu Başkanı Oğuzhan Öztürk’ün moderasyonunda gerçekleşen panelde rekabet öncesi işbirliğinin önemi, özellikle Ar-Ge ve teknoloji alanında ulusal ve küresel rekabet öncesi işbirliği modelleri ve rekabet öncesi işbirliğinin geliştirilmesinde sivil toplumun oynadığı önemli rol ele alındı; ülkemizde KOBİ’lerin ve büyük şirketlerin birlikte çalışma kültürünün gelişmesi için hayata geçirilmesi gereken öneriler tartışıldı.