Dijitalleşmenin üretkenlikteki en büyük itici güç olduğuna inanan Tetra Pak, önleyici bakım kapsamında makina verilerini izliyor, erken uyarı sistemlerini, manuel işlemleri azaltacak mobil uygulamaları devreye alıyor.

Tetra Pak Sürekli İyileştirme Müdürü Nisa Bertan, “Biliyoruz ki üretim ekonomisinde sürdürülebilir bir başarı yakalamak, rekabet gücü, katma değeri yüksek ürün ve hizmet üretmek ancak ve ancak bu şekilde gerçekleşebilir” diyor.

Yapılan yatırımlarla 10 milyar paketi aşan üretim kapasitesine sahip Tetra Pak İzmir Fabrikası’nda bugün 27 farklı ambalaj çeşidinin üretilerek dünyanın 4 kıtasında tam 41 ülkeye ihraç edildiğini aktaran Bertan, sorularımızı yanıtladı.  

Nisa Hanım, bize Tetra Pak’ın faaliyetlerini ve 2021 yılı ikinci yarı iş gündeminizi anlatmanızı rica ediyoruz.  

"İYİ OLANI KORUR" sloganımız ve gıdayı her yerde güvenli ve erişilebilir hale getirme vizyonumuz çerçevesinde 160’ın üstünde ülkede 25 binin üzerinde çalışanımız, dünya çapında 55 üretim tesisimiz, 11 teknik eğitim merkezimiz ve 5 Ar-Ge tesisimiz ile faaliyet gösteriyoruz.  

Türkiye’de de 1972 yılından bugüne faaliyetlerimize ve yatırımlarımıza aralıksız devam ediyoruz. Kemalpaşa’da bulunan İzmir fabrikamız, Bursa ve İstanbul ofislerimiz ile 400’ün üzerinde kişiye istihdam sağlıyoruz. Yapılan yatırımlarla 10 milyar paketi aşan üretim kapasitesine sahip Tetra Pak İzmir Fabrikası’nda bugün 27 farklı ambalaj çeşidi üretiliyor. Fabrikamızda üretilen paketlerimiz, dünyanın 4 kıtasında tam 41 ülkeye ihraç ediliyor. 

Türkiye ve dünyada içecek kategorisi içinde süt, %100 meyve suyu, meyve nektarı, meyveli içecekler, su, soğuk çay, soğuk kahve, yoğurtlu içecekler ve fermente içecekler gibi pek çok sıvı ve yarı sıvı gıda ürünlerini paketleme ve proses çözümlerine sahibiz.  

Kullandığımız kağıt FSC (Orman Yönetim Konseyi) sertifikalı kaynaklardan geliyor. FSC ile güvenilir ve sürdürülebilir orman yönetimini destekliyor, yaptığımız geri dönüşüm çalışmalarıyla doğal kaynakların daha az ve verimli kullanılmasını sağlıyoruz.

Tetra Pak olarak önümüzdeki dönemde de AR-GE merkezlerimizde ekiplerimizle, yeni nesil paket inovasyonları üzerine çalışırken ergonomik tasarım ve işlevsellik, geri dönüştürülebilir ve çevre dostu özellikler ile her adımda üretici ve tüketiciye değer katmayı hedefleyen çözümler üretmeye odaklanacağız.

Gıdayı, insanı ve gezegeni koruma misyonumuzla düşük karbonlu ve iklim değişikliğine etkisi olmayan, gıda güvenliği gerekliliklerinden ödün vermeden, tamamen yenilenebilir ve yine tamamı geri dönüşebilen ambalajlar üretme hedefi ile çalışmalarımıza devam edeceğiz. Sürdürülebilir büyüme hedeflerimize ulaşabilmek için her konuda iş birliği içerisinde olduğumuz tedarikçilerimiz, müşterilerimiz ve diğer paydaşlarımızla yakın bir şekilde çalışmayı sürdüreceğiz. 

Markanız ülkemize alanında ne gibi ilkleri kazandırdı? 

Tetra Pak’ın bundan neredeyse 70 yıl önce inovatif bir fikir olarak dünyaya sunduğu karton ambalajı, her yerde güvenli ve taze gıdaya erişme imkanı sağladı. Türkiye’de 1972 yılında ilk olarak faaliyete geçtiğimizde, sektörde kimse sütün karton paketlere doldurulmasını ve son kullanıcılara bu şekilde sunulmasını düşünmüyordu. Tetra Pak, inovatif teknoloji kullanarak, müşterilerine ekonomik çözümler sunarak her yerde güvenli ve taze gıdaya erişme imkanı sağladı. 

Gıdada tercih edilir işleme ve ambalajlama çözümleri sunmak amacıyla müşterilerimiz için, müşterilerimizle birlikte çalışıyoruz. Yenilikçiliğe olan bağlılığımızı, tüketici ihtiyaçları konusundaki bilgimizi ve tedarikçilerle olan ilişkilerimizi gıdanın tüketildiği her yerde ve her zaman bu çözümleri sunmak için uyguluyoruz. Sorumlu endüstriyel liderliğe inanıyoruz. Ar-Ge merkezlerimizde geliştirdiğimiz inovatif ürünlerimiz müşterilerimiz sayesinde Türkiye’de raflarda yerini alıyor. Tetra Pak olarak tüketici talepleri ve müşteri ihtiyaçları doğrultusunda yeni paket şekil ve formları üretiyoruz. Örneğin 2012 yılında bu yenilikçi paketlerimizden biri sayesinde, Türk kamuoyunda “günlük” olarak tabir edilen pastörize sütün raf ömrünü 5 günden 10 güne uzattık. 

1999’da başlayan WCM (World Class Manufacturing) yolculuğumuzu 2018’de aldığımız World Class ödülü ile taçlandırdık. Bu süreçte 800’ün üzerinde iyileştirme takımı kurarak iş sonuçlarımızı geliştirdik ve sürekli gelişim odaklı çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Geri dönüşüm konusunda da çok önemli çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Tetra Pak Türkiye, parçası olduğu Büyük Ortadoğu Bölgesi içerisinde geri dönüşüm açısından önemli bir merkez konumunda bulunuyor. Tetra Pak Türkiye olarak bölgede karton kutu geri dönüşümü konusunda bir teknoloji ve eğitim merkezi haline gelmek için faaliyetlerimizi yoğun bir şekilde devam ediyor.

Sosyal sorumluluk vizyonumuz doğrultusunda attığımız adımlarla da ülkemizde öncü birçok çalışma yürütüyoruz. Bunlardan bir tanesi olan Küçük Şeyler Doğayı Yeniler projemizle uzun yıllar boyunca çocuklara sürdürülebilirlik, yenilenebilirlik ve geri dönüşümle ilgili önemli mesajlar aktardık. Diğer yandan 2019 senesinde TEMA Vakfı’nın hayata geçirdiği Sıfır Atık Eğitim Projesi’ni destekleyen ülkemizdeki ilk ve tek özel kurum olduk. Bu iş birliği ile, çocuklara doğal varlıkların korunması, doğa dostu tüketim alışkanlıkları, atık yönetimi konularında farkındalık kazandırılmasını hedefledik ve bu ödüllü projemiz de başarılarla yoluna devam ediyor.

Yeni üretim hattı, Ar-Ge, tesis yada teknoloji yatırımı kararı nasıl veriliyor? Yakın dönemde ne tür bir yatırıma imza attınız? 

Üretim hattı ya da tesis yatırımı kararını, pazar şirketlerinin ürün bazında yayınladığı detaylı 3 yıllık satış tahminlerinin kapasite ve/veya teknolojik yeterlilik açısından gözden geçirilmesinin ardından, Global yönetim ekibi tarafından değerlendirilmesi sonrasında alıyoruz. Bu yatırımları teknolojinin bize getirdiği yenilikleri fabrikamıza taşımak için kullanıyoruz. Örneğin son dönemde bir makinamızı daha teknolojik ve iş güvenliği konusunda daha donanımlı bir makina ile değiştirdik.

Şu anda devam eden bir projemizde ise kameralar yardımı ile hassas web hizalama ve kenar katlama izi mesafesi kontrolü üzerine çalışıyoruz. Dakikada 1200 metre hızla çalışan makinamızda günümüz teknolojisinin getirdiği yüksek hassasiyetli ve cevap verme süresi çok hızlı kameralar kullanıyoruz. Üretim makinalarımızda kullandığımız kameralar makinalar çalışırken bizlerin gözleri oluyorlar. Herhangi bir sorunda anlık tepki verdikleri gibi, geçmişe dönük kayıt tutarak, analiz yapmamıza yardımcı oluyorlar.

Fabrikamızda büyük projeler harici verimliliğimizi artıracak, kayıplarımızı azaltacak iyileştirmeler üzerinde de çalışıyoruz. Özellikle önleyici bakım kapsamında makina verilerimizi izliyor, erken uyarı sistemlerini, manuel işlemleri azaltacak mobil uygulamaları devreye alıyoruz. Bu uygulamalar bize hem her yerden ulaşım esnekliği veriyor, hem de manuel işlemlerden kaynaklanan kağıt israfını ortadan kaldırıyor.

Fabrikanızda; hammadde girişinden, tasarım ve Ar-Ge çalışmalarına, oradan sevkine kadar olan üretim süreçlerini anlatır mısınız?

Karton ambalaj, kağıt bobinler halinde fabrikaya getirilen, baskı yapılacak yüzeyi kil tabakasıyla kaplı olan yüksek gramajlı kağıtların işlenmesi ile üretilir. İlk aşama olan baskı sürecinde, müşteri tasarımları, bilgisayar kontrollü makinalar tarafından klişelerin üzerine işlenir. Hazır olan klişelerin, uygulanacak renklere göre baskı makinasına takılmak üzere silindirler üzerine montajı yapılır ve baskı süreci başlaması için gerekli hazırlıklar tamamlanmış olur. 

Ardından baskı makinasının çözgü istasyonuna takılan kağıt bobin, çözülerek baskı işleminin gerçekleşeceği ünitelere gelir. Her ünitede mürekkep ve mürekkep transferini sağlayan silindirler sayesinde klişeye, klişeden de kağıda yüksek hızlarda aktarılarak, bilgisayar sistemleri ile sürekli kontrol edilir ve karton kutunun şeklini alması için katlama çizgilerinin oluşturulmasından sonra müşteri tasarımının baskı işlemi tamamlanmış olur.

İkinci aşamamız olan kaplama işleminde ise, basılı kağıt bobinler önce iç yüzeyi ardından da dış yüzeyi, granüller halindeki polietilenin basınç ve sıcaklıkla eritilmesiyle elde edilen film ile kaplanır. Polietilen kaplı iç yüzey, saç telinin yedide biri kalınlığındaki alüminyum folyo, ardından da iki katmanlı polietilen ile kaplandıktan sonra kaplama işlemi tamamlanmış olur. Her katman, kaplama işlemi sonrası silindirden geçerken hızla soğur. Kaplama sürecindeki her bir katmanın uygun kalınlık ve nitelikte olup olmadığı hassas ölçüm cihazlarıyla kontrol edilir. Kaplama işlemi tamamlandıktan sonra 6 katmanlı, nem, ısı değişiklikleri, ışık ve oksijen gibi dış etkenlere karşı korunaklı, gıdanın uzun süre en ideal koşullarda muhafaza edilmesini sağlayan karton ambalaj elde edilmiş olur.

Dilme aşamasında ise kaplama işlemi tamamlanan kaplı bobinler kesme alanına gönderilir. Bobin üzerinde yan yana duran paket şeritler, kesme makinalarındaki dönen bıçaklar yardımı ile dolum makinalarında kullanılacak rulolara dönüştürülür. Rulolar, sevkiyatta zarar görmemeleri için sarılarak, sevkiyat alanına gönderilir. Bu noktada karton paketin üretimi sona erer.
Üretimi tamamlanan ve sevkiyat alanına gönderilen rulolar, nihai şekillerini alması, yani raflardaki içi sıvı gıda dolu paket haline dönüşmesi için dolum yapan gıda üreticisine gönderilir. 

Sanayinin Dijital Dönüşümü vizyonunuz nedir? Varsa pilot uygulamalarınızdan bahseder misiniz?  Bu uygulamaların kaliteli, yüksek verimli, hatasız üretime katkılar neler oldu? 

Günümüzde yiyecek ve içecek üreticileri ve ilgili sektörlerin, tüketicilerinin değişen ihtiyaçlarına daha hızlı cevap verebilmesi için dijital dönüşümden ve elbette endüstri 4.0'dan en iyi şekilde faydalanması gerekiyor. Tetra Pak olarak dijitalleşmenin üretkenlikteki en büyük itici güç olduğuna inanıyor, çalışmalarımızı da bu vizyon doğrultusunda şekillendiriyoruz. Çünkü biliyoruz ki üretim ekonomisinde sürdürülebilir bir başarı yakalamak, rekabet gücü, katma değeri yüksek ürün ve hizmet üretmek ancak ve ancak bu şekilde gerçekleşebilir. 

Sahip olduğumuz teknoloji sayesinde tüketicilere ve pazar dinamiklerine yanıt verecek nitelikte ürünler üretebiliyor, müşterilerimizin rekabetçi kalabilmeleri için operasyonel maliyetlerini düşürerek, performanslarını artırmalarını sağlıyoruz. Güncel teknolojiyi izliyor ve bu teknolojinin fabrikamıza uygulanmasını sağlıyoruz. Akıllı sensör uygulamaları, önleyici bakım kapsamında kurduğumuz sistemler ve geniş bir veri toplama altyapısına sahibiz. Üretim operasyonlarında topladığımız verileri istatistiksel analiz yöntemleri ile değerlendirip spesifikasyonlar dahilinde üretim yapıyoruz. Görüntü sistemleri ve veri işleme ile üretim kalitemizi güvence altına alıyoruz. Güçlü veritabanımız ile üretim parametrelerimizi ve hedef göstergelerimizi görüntüleyebiliyor ve raporlayabiliyoruz. Ayrıca mobil yazılımlar ile iş verimliliğimizi artırıyoruz.

Şu anda kendi bünyemizde geliştirdiğimiz 27 adet yazılım uygulaması ile günlük hayatta iş yapış ve onay süreçlerimizde esneklik ve hız kazandırdık. Yine yazılım uygulaması ile iş güvenliği farkındalığımızı artırıp, iş güvenliği aktivitelerimizi kayıt altına alıyoruz. Başka bir yazılım ile tüm duruş ve kalite konularımızı analiz edip, aksiyonlarımızı  belirleyip, takip ediyoruz.  İzin girişi gibi onay gerektiren tüm süreçlerimizi yine kendi geliştirdiğimiz mobil cihaz uygulamaları ile takip ve kayıt ediyoruz. Endüstri 4.0 bize büyük verinin ulaşılabilirliği, işlenebilirliği ve analiz yapabilme konusunda yeni bir dünyaya kapı açıyor. Bize sunduğu olanakları iş yapış süreçlerimizi geliştirmek için bir fırsat olarak görüyoruz. Günlük hayatımızın bir parçası olarak yeni bir kültürün adımlarını atıyoruz.

Bu noktada Tetra Pak’ın dijitalleşme yolculuğunun Türkiye’den başladığının altını çizmek isterim. Fabrikamızda 2017 yılında Boston Consulting Group (BSC) ile gerçekleştirdiğimiz bir çalışma ile mevcut dijitalizasyon uyumumuzu ve gelişme alanlarımızı tespit ederek dijitalizasyon alanındaki çalışmaları da başlatmış olduk.