Makina imalatı ve ihracatı gerçekleştiren Emre Makina, Almanya’daki cam yünü üretim tesisine yönelik yapacağı projede Dijitalis iş birliğiyle makina tasarımının simülasyonunu yaparak hem maliyetten hem de zamandan tasarruf sağladı. 

Simülasyon sayesinde taraflar sanal ortamda bir araya gelerek sahaya gitmeden birçok problemi çözerken, firma da yeni tasarladığı makinanın müşterisinin talebi doğrultusunda çalışacağını kanıtlamış oldu. 
Emre Makina Genel Müdürü İsa Tuzcu ve Proje Müdürü Mehmet Okan Yerli ile Dijitalis Proje Mühendisi Özgür Özsoy projenin ayrıntılarını anlattı.

İsa Bey, öncelikle şirketinizin kuruluşu ve faaliyet alanlarınız ile ilgili bilgi verebilir misiniz?

İSA TUZCU- Emre Makina’nın temelleri Çağ Teknik adıyla 1987 yılında atıldı. Biz 1990’lı yıllarda devraldık. 1998 yılında ise Emre Makina Ltd. Şti. statüsüne, 2018 yılında da Emre Makina A.Ş. olarak faaliyet göstermeye başladık. Ağırlıklı olarak demir-çelik sektörüne makina, yedek parça ve teknolojik ekipmanlar imal ediyoruz. Ardından izolasyon sektörüne boru hatları, toplama masaları, cam yünü-taş yünü tesislerine hat sonu ekipmanları ile imalatlarımızı devam ettirdik. Emre Makina olarak; demir-çelik, maden, enerji, çimento, cam, kağıt ve izolasyon gibi sektörlere teknolojik ekipman ve yedek parça imalatı gerçekleştiriyoruz. Hat projeleri ve özel makina projeleri yapıyoruz. 

Okan Bey, proje süreçlerinde hangi adımları izliyorsunuz? 

MEHMET OKAN YERLİ- Elimize bir proje geldiğinde ilk olarak konsept analizi gerçekleştiriyoruz. Bu, müşterimizin taleplerini nasıl karşılayacağımıza dair bir çalışma oluyor. Müşterimize projeyle ilgili ön maliyet çalışmaları yapıyoruz. Konsept geliştirmesi ve maliyet çalışmasının ardından müşterimizi ikna etmek ve parametrik olarak verilerin uygunluğunu göstermek amacıyla animasyon ve simülasyon çalışmaları yapıyoruz. Tasarım ve mühendisliğin yanı sıra üretimleri de kendi bünyemizde gerçekleştiriyoruz. Makina ve ekipmanların testlerini atölyemizde, ekiplerimizle yapıyoruz. Projeler genellikle robotik ekipmanlar içeriyor ve otomasyonun yoğun olduğu projeler oluyor. Projelerin zaman planlamasıyla ilgili olarak da müşterilerimizi haftalık olarak bilgilendiriyoruz. Farklı kültürlere adapte olarak onların yönetim tarzıyla projelerimizi yürütebiliyoruz. Aynı zamanda tasarımını ve üretimini gerçekleştirdiğimiz projeleri müşterilerimizin sahasında kurulumunu yapıp devreye alarak teslim ediyoruz. 

Dijitalis ile birlikte hayata geçirdiğiniz projedeki zorluk neydi?

MEHMET OKAN YERLİ- Dijitalis ile iş birliği gerçekleştirdiğimiz proje, Almanya’daki bir cam yünü üretim tesisinde devreye alınmıştı. Söz konusu projede hattı tasarlamadan önce tüm hesaplamaları yapmıştık. Hattın 72 m/dk hızlarda yeterli performansı göstermesini öngörüyorduk. Ancak yaptığımız çalışmalarda, otomasyoncu ile birlikte kurduğumuz çalışma prensibine göre, sahada yaptığımız denemelerde 55 m/dk hızın üzerine çıkamadığımızı gözlemledik. Yaptığımız hesaplamalarda bu hızın üzerine çıkabileceğimizi biliyorduk. Çünkü seçtiğimiz motorlar, mekanik sistem vb. buna izin veriyordu. Hatta yaptığımız teorik hesaplarımızı Almanya tarafına göndererek hattın 72 m/dk hızlarda rahatlıkla çalışabileceğini kanıtladık. Fakat onlar bizden simülasyon çalışması talebinde bulundu. Sahada yapacağımız çalışmalarda önümüze çıkabilecek problemleri simülasyon ile öngörebileceğimizi ve zaman kazanacağımızı belirttiler. Dijitalis ile gerçekleştirdiğimiz iş birliğiyle simülasyon çalışmasını tamamlayıp onayı aldık.

Özgür Bey, Dijitalis olarak projeyi anlatabilir misiniz?

ÖZGÜR ÖZSOY- Rockwell Automation firmasına ait ve Türkiye’deki tek yetkili bayiisi olduğumuz Emulate3D simülasyon programını kullandık. Malzeme elleçleme ve robotik sistemler için çok geniş bir kataloğu var. Bunun haricinde müşterilerimiz kendi tasarımlarını da bu kataloglara ekleyebiliyor. Emulate3D yazılımı aynı anda fiziksel, kinematik ve kapasite simülasyonlarını bir arada yapabiliyor. Ayrıca PLC ve SCADA sistemlerine bağlanarak henüz imalatı ve montajı bitmemiş sistemlerin sanal ortamda test ve kontrollerini yapabiliyor. Biz buna sanal devreye alma (virtual commissioning) diyoruz. Emremak’ın tasarladığı makinasının bu yazılım üzerinde bir dijital ikizini kurduk. Dijital ikiz modeli gerçeğe uygun şekilde sürtünme kuvveti, yer çekimi ve ivmesel hızlara göre bir fiziksel simülasyon yaptı. Bu sayede nerede sorun yaşanıyor ve neden yaşanıyor gibi sorulara cevap almaya başladık. Simülasyon içerisinde birden fazla ve çok hızlı bir şekilde ürün beslemeyi yapabilmemiz, senaryoları test edebilmemiz, ilerleyen aşamalardaki sensör algılama gibi yerlerde yer seçiminde alternatif kazançlar sağladı. Yaptığımız çalışmalar, gerçekte test ettiğimizde harcayacağımız zamanı tasarruf edip simülasyon kısmında zaman konusunda takım yöneticisinden daha fazla seçenek alma imkanımız oldu. Böylece nelerde sorun yaşandığını görerek çözüm aramaya başladık. 

Simülasyon çalışmasının faydaları neler oldu?    

MEHMET OKAN YERLİ- Öncelikle şu anki çalışma prensibine göre hattın çalışma kapasitesi simülasyonda da 55 m/dk civarındaydı. Ama bu otomasyonda kurulan mantığa göreydi. Benim, otomasyon uzmanının ve Özgür Bey’in beraber yaptığımız beyin fırtınasıyla ortaya farklı bir çalışma prensibi kurmamız gerektiği ortaya çıktı. Bunun sonucunda hattın başında bulunan düz konveyörün önüne sensör ekleyerek, levhaların arasındaki süre farkına varan hattın devamlı çalıştırma metodunu denedik. Eklediğimiz sensör sayesinde hattı devamlı çalıştırarak hat hızındaki yavaşlanmalar ve hızlanmalardan ya da hattan bir levha alındığında etkilenmeyecek bir şekilde bir çalışma prensibi oluşturduk. Bu sayede simülasyon çalışması sonucunda da hattın 72 m/dk’da çalışabileceğini simüle ettik.  

Simülasyon olmasaydı bu işler olur muydu? Ne gibi zorluklarla karşılaşırdınız?

MEHMET OKAN YERLİ- Eğer simülasyon olmasaydı, kafamızda bir takım soru işaretleri olurdu. Çözmek için fikir yürütecektik ama simülasyonda insanları ikna edebildik ve önemli bir zaman tasarrufu sağladık. Sahaya gitmeden birçok şeyi çözdük. Mesela şu an kaç sensör kullanmamız gerektiğini, sensör pozisyonlarının ne olması gerektiğini, hatta bulunan konveyör hızlarının farklı ürün çeşitlerine göre maksimum hızlarının ne olması gerektiğini biliyoruz. Böylece sahada 2-3 haftada yapabileceğimiz işi, 2-3 günde çözümleyebilecek seviyeye getirmiş olduk. 
Bu çalışmanın maddi açıdan ne gibi kazanımları oldu?

İSA TUZCU- Şirketimizden bir ekibin Almanya’ya gitmesi, ulaşım, konaklama masrafı ile fabrikamızda yapacakları işlerin yerine orada bulunup vakit ayırmasının önüne geçtik. Ayrıca oradaki testler yapılırken harcanacak malzeme sarfiyatını da önlemiş olduk. 

Simülasyon, kompleks makina imalatlarında makinacılara tavsiye edebileceğiniz bir teknik midir?

İSA TUZCU- İşin başında, makinanın tasarım döneminde mutlaka simülasyon çalışmasının gerekliliğine inanıyorum. Bu tür kompleks makinalarda, teknoloji, tasarım ve ciddi otomasyon gerektiren makinalarda simülasyonun şart olduğunu düşünüyorum. 

MEHMET OKAN YERLİ- Bu bir Ar-Ge projesi, sıfırdan tasarlanan bir makina. Bazen kağıt üzerinde ya da tasarımda görülmeyeni, simüle ederek farklı kişilerin fikirleri de alınarak daha doğru sonuca ulaşılabilir.

İSA TUZCU- Öncelikle bizim gibi kapsamlı makina ve otomasyon sistemleri imalatı yapan firmalara Dijitalis’in simülasyon uzmanlığını öneriyoruz. Çalışmalar sırasında Emulate3D programının kabiliyetlerini görüp çok beğendik. Hatta programı kendi bünyemize, işletmemize de almayı planlıyoruz.