Yapı temellerinde su yalıtımın önemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Emülzer Proje ve Teknik Satış Müdürü İnş. Yük. Müh. Cem Ercan şunları söyledi: "Üniversitelerde yapılan deneysel çalışmalara göre, 'Su yalıtımsız bir betonarme yapı, 10 yıl sonra, donatı taşıma kapasitesinin yüzde 66’sını kaybetmektedir'. Bunun en büyük sebebi de donatı da meydana gelen korozyondur. Korozyon (paslanma) oluşumunu kısaca şöyle özetleyebiliriz. Başlangıçta betonun ph değeri 12-13 ler seviyesinde, demirin ph değeri ise 6-8’ ler civarındadır. Beton pas payının yetersiz olması, asidik etkiler, su yalıtımı eksiklikleri vb. sebebiyle, zamanla, su betona ve donatıya ulaşır. Betonda elektro-kimyasal bir reaksiyon oluşur. Betonun ph değeri 5 ila 9 arasına indiğinde, buna bağlı olarak demir donatı 250 mikron/yıl (0,25 mm/yıl) şişerek, genleşir. Pasivasyon (inşaat demirinin etrafında) tabakasını atmaya başlayarak, betonda yanal gerilmeler oluşturur. Beton ise rijit bir yapıya sahiptir. Yanal gerilmelere daha fazla dayanamayan beton, en zayıf olduğu yerde şişerek, parça kopmasına ve kesit kaybına sebebiyet verir. Örneğin; inşaat yapım sırasında 16’lık olan inşaat demiri şişerek, parçalanır ve 18’lik bir demir çapına erişir. Donatı çapındaki bu 2mm'lik artış için, beton da yer açma gerilmeleri, çatlakların oluşumunu başlatır. (Demir daha esnek olduğu için büzülme ve genleşme hareketini kısmen yapabilir. Oysa beton rijittir. Bu gerilmeleri karşılayamadığı çatlar. Genelde kendisini dikey çatlaklar olarak gösteren korozyon (paslanma) hasarlarının deprem ile ilgisi yoktur. Zaman içinde taşıyıcı elemanlarda (kolon, kiriş, betonarme perde) yapısal hasarlar oluşmaktadır. Yapılarda bodrum ve temel en fazla yüke maruz kalan yerlerdir. Ayrıca yapının oturması, deprem gibi salınımlar esnasında en çok moment alan yerlerdir. Suya maruz kalan yerlerdir. Bu nedenle onarım işlerine bodrum katından başlanılması daha doğru olacaktır. Demirde başlamış olan korozyonu eski haline getirmek mümkün değildir. Ancak korozyonun yarattığı olumsuz etkiyi azaltmak, korozyonu durdurmak ve dolayısıyla yapının durabilitesini (dayanıklılığını) arttırmak mümkündür".

Temel su yalıtımı (izolasyonu) uygulamasında dikkat edilmesi gereken temel hususlar nelerdir? Bu uygulamada sıklıkla yapılan yanlışlar anlamında neler söylemek mümkün?
nşa edilmiş yapıyı, yerinden yukarıya kaldırıp tekrar su yalıtımı yapamayacağımıza göre, temel altında yapılacak su yalıtımına ayrıca önem vermeliyiz. Hafriyat aşamasından başlayan bir süreç olup, planlama çok iyi bir şekilde yapılmalıdır. İnşaat, yapı malzemeleri ile yapılmaktadır. Planlama ve satın alma süreci eş zamanlı çalışmalıdır. Örneğin; su yalıtımında beton ek yerlerinde kullanılan su ile şişen bant kullanılacak iken, unutulmuş ve konmamış oluyor, daha sonra buralara pahalı olan poliüretan enjeksiyon yapılıyor. Maalesef bu durumlarda genelde asansör çukuru gibi suyun en fazla toplandığı yere denk geliyor ve sorunlar başlıyor.

Temellerin hangi bölümlerine su yalıtımı yapmalı? Bina temellerinin sudan etkilenmemesi için neler yapılmalıdır?
Toprak altında kalacak temel ve betonarme perdelere yapılacak su yalıtımında yapılması gereken işlemler; su yalıtımı hafriyat aşamasından itibaren başlamaktadır. Ancak maalesef maliyet olarak görülen bu işlemler yapılmadığı zaman dönüşü olmayan sorunlar çıkmaktadır. Öncelikle hafriyat alındıktan sonra min. 300 gr/m² geotekstil keçe toprak zemine serilmelidir. Daha sonra üzerine blokaj veya iri agrega serilmelidir.
Kimyasal adı polihekzametien adipamid'dir. Yüksek mol kütleli poliamidlerden oluşan sıcağa, aşınmaya ve kimyasal maddelere karşı dayanıklı plastik malzeme. Genellikle lif halinde üretilen naylon,
Polietilen şilte veya sera naylonunun faydaları;
a-) Yeraltı suyunun, temel üstüne doğru daha az çımasını sağlar.
Temel altındaki topraktan kapilarite ile yükselerek beton tarafından emilen sular, yukarıya doğru çıkmaya çalışmaktadır. (Piezometre, bir sıvının bir kolonunun yer çekimine karşı yükseldiği, yüksekliği ölçerek bir sistemdeki sıvı basıncını ölçmek için kullanılan bir cihaz veya belirli bir noktadaki yeraltı suyu basıncını ölçen bir cihazdır.)
Temele ulaşabilecek yeraltı suyunun debisini azaltır.


b-) Ekonomiktir.
Şantiyenin ilerlemesi, yapımın ilerlemesi, her şey ekonomi, yani bütçeye bağlıdır. Sera naylonunun tam olarak suyu kesmesi mümkün değildir ve birkaç yerden delinse dahi çok önemli değildir. Azalttığı su miktarına, bakıldığında son derece ekonomiktir. Fiyatların ve kalitesinin değişmesine rağmen, şeffaf, uv katkılı, iki kat 500 gr/m² sera naylonunun grobetondan önce serilmesi son derece ekonomiktir.
c) Günümüzde grobeton olarak C16/20 ve hatta C20/25 kullanılmaktadır. Bu düşük mukavemetlerde bile betonun, olsa bile su geçirimsizliliği vardır. Şayet grobeton, doğrudan toprağa veya blokaj üzerine dökülürse, çimento şerbeti boşa gidecektir. Oysa su geçirimsizliğini ve mukavemeti sağlayan betonun içerisindeki çimento şerbetidir.
Herhangi bir tedbir alınmadan doğrudan, beton toprağa dökülürse; tasarımdaki grobetonun su/çimento oranı düşecektir, grobetonun yüzeyinde çatlamalar hatta yarılmalar olacaktır.
C sınıfına geçilmeden önce BS 14, BS16, BS 18 gibi betonlar ile inşaatlar yapılırdı. Günümüzde yapısal beton olmasalar dahi grobetonun da, beton olduğu unutulmamalı ve kürü yapılmalıdır. Su yalıtımından önce grobetonun yüzeyinin düzgün olması için, tepsi perdah imalatı yapılması tavsiye edilir.  
d) Polietilen şilte veya sera naylonunun temel altında kullanımı, su yalıtımına yardımcı olur. Projede ve teknik şartnamede ürün tanımı yapılmalıdır. Örnek olması açısından bu kesitlerden faydalanılabilir.

Temel su yalıtımında hangi malzemeler, neden tercih edilmeli?
Su yalıtım yönetmeliğine göre; a) yapısal b) yüzeysel su yalıtımı malzemeleri olarak ikiye ayrılmıştır. Zemin yapısına ve yönetmeliğe uygun olarak seçim yapılmalıdır. Ancak yine yönetmelikte de belirtildiği gibi sadece yapısal su yalıtımı ürünleri ile su yalıtımı yapılmaz. Mutlaka sürme esaslı veya membran esaslı ürünler ile yalıtımın tamamlanması gerekmektedir. 

Genel olarak sahadaki uygulamalarda Su Yalıtım Yönetmeliği’ne uyuluyor mu? Uygulamacılar bu konuda ne kadar bilinçli? Denetimler yeterli mi?
Su yalıtımı yönetmeliği, 2018 yılından itibaren yürürlüğe girmiştir. Aynı zamanlarda, otopark yönetmeliği, yangın yönetmeliği gibi ardı ardına birçok yönetmelik devreye alınmıştır. Ancak bu yönetmeliklerin uygulayıcılarına önceden bir eğitim veya eğitim demosu sunulmamıştır. Dolayısı ile, iş yoğunluğundan dolayı, X belediyesinin Fen İşleri Müdürü veya İmar İşleri Müdürü’nün konu hakkında bilgi sahibi olamayabiliyor. İlerleyen zaman içerisinde daha fazla dikkat edilerek, iyileşeceğini umut ediyoruz. Su yalıtımı ürünlerine ait uygulama yönetmeliğinin de devreye girmesi ile daha kaliteli yapı stoklarına erişilecektir. 

DOSİDER YÖNETİM KURULU ANKARA'DA ISITMA SEKTÖRÜNÜN GELECEĞİNİ GÖRÜŞTÜ DOSİDER YÖNETİM KURULU ANKARA'DA ISITMA SEKTÖRÜNÜN GELECEĞİNİ GÖRÜŞTÜ


Yine çok önemli bir yönetmelik , Çevre ve Şehircilik Bakanlığın tarafından, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği Kapsamında ‘’YAĞMURSUYU TOPLAMA, DEPOLAMA VE DEŞARJ SİSTEMLERİ’’ 23 Haziran 2017 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanmıştır. Düzensiz yağışlar artmıştır. Yağmur sularının depolanması az da olsa hem su baskınlarının önüne geçecektir, hem de su talebini karşılayacaktır.