Sibel Cihan Mimarlık (SCAW) Kurucusu Mimar Sibel Cihan, ST İnşaat Yapı & Malzeme Dergisi'nin Haziran sayısı için konuştu. Cihan, doğal taş ve mermerin mimarideki yerini yalnızca fiziksel değil, duygusal katmanlarıyla da ele aldı. “Doğal lüks” ve “sessiz ihtişam” kavramları eşliğinde taşın mekâna kattığı kimliği, zarafeti ve karakteri değerlendirdi.
FOTO: Sibel Cihan Mimarlık (SCAW) Kurucusu Mimar Sibel Cihan
SCAW Kurucusu Mimar Sibel Cihan, "Doğal taş ve mermer, projelerde zamansızlık, sağlamlık ve sofistike bir zarafet hissi yaratır. Bu malzemelerle çalışırken genellikle doğanın kendi içinde barındırdığı organik desenleri, renk geçişlerini ve dokuları öne çıkarmaya çalışırım. Özellikle vurgulamak istediğim atmosfer genellikle "doğal lüks" ya da "sessiz ihtişam" olarak tanımlanabilir. Yani gösterişli olmadan etkileyici olan, sadelikle gelen bir derinlik ve asalet duygusu. Bana göre mermerin serin yüzeyi, ışığı yansıtma biçimi ve farklı renklerdeki damar yapıları, mekâna görsel bir dinamizm katıyor. Doğal taşlarda ise malzemenin hamlığı, mekâna daha arketipsel ve topraklanmış bir his veriyor. Bu yönüyle mermer ve doğal taşlar hem modern hem de klasik tasarımlarda denge kurmak için mükemmel araçlardır." diye konuştu.
TAŞLA BÜTÜNLEŞEN MİMARİ RUH
Mimar Sibel Cihan, Doğal taşın mimariyle uyum içinde kullanıldığı başarılı örneklerde en çok dikkat ettiği detayı açıklayarak, konuşmasına şöyle devam etti: "Malzemenin yapının genel kimliğiyle bütünleşmesi; yani taşın sadece yüzey kaplaması değil, tasarımın ruhunu taşıyan bir öğe olmasıdır. Bu bütünlük için taşın dokusu, rengi ve formu kritik rol oynar. Doku, mekânın hissini belirler. Pürüzlü yüzeyler daha doğal ve samimi bir hava yaratırken cilalı dokular sofistike ve rafine bir atmosfer sunar. Renk, mimarinin ışıkla ilişkisini ve duygusal tonunu etkiler. Taşın doğal renk geçişleri ve damar yapıları, mekâna derinlik ve karakter kazandırır. Form ise taşın nasıl kesilip yerleştirileceğini belirler; büyük paneller modern bir duruş sergilerken kırık kenarlı veya modüler formlar daha doğal ya da rustik bir ifade yaratır. Tüm bu özellikler, tasarıma sezgisel bir yön verir. Taşın doğasındaki kusursuz olmayan düzen, bana çoğu zaman mükemmellik arayışından çok özgünlükle ilham almanın daha etkileyici olduğunu hatırlatır."
Doğal taş ve mermeri iç mekân ve dış cephelerde kullanırken stratejilerinin net biçimde farklılaştığını ifade eden Cihan, "Bu iki kullanım alanı hem teknik gereklilikler hem de estetik etkiler açısından farklı öncelikler taşır. İç mekanlarda taş kullanımı estetik, dokunsallık ve atmosfer yaratımı ön planda tutularak şekillenir. Bu alanlarda honlu, cilalı veya fırçalanmış yüzeyler tercih edilir; çünkü bu tür yüzeyler hem dokunmaya daha elverişlidir hem de daha konforlu ve parlak bir görünüm sunar. Renk ve desen seçiminde belirgin damar yapıları, dramatik kontrastlar ve renk geçişleri öne çıkar, zira taşın yakından gözlemlendiği bu alanlarda görsel etki daha büyük önem taşır. Fonksiyonel alanlarda ise kullanım amacına göre seçim yapılır. Mutfak ve banyo gibi ıslak hacimlerde leke ve suya dayanıklılık öne çıkarken, yaşam alanlarında taşın mekâna sıcaklık ve uyum katması beklenir." dedi.
Dış cephelerde ise stratejinin daha çok dayanıklılık, hava koşullarına direnç ve taşın doğal yaşlanma süreciyle uyumlu bir estetik sunması üzerine kurulduğunun altını çizen Cihan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu doğrultuda, yüzey işlemlerinde kaymayı engelleyen ve dış etkenlere karşı daha dayanıklı olan kumlama, eskitme ya da yanma gibi yöntemler tercih edilir. Kullanılan taş türleri ise donma-çözülme döngüsüne karşı dirençli ve düşük su emme oranına sahip olmalıdır; bazalt, granit veya travertenin bazı türleri bu gereklilikleri karşılar. Renk seçiminde açık tonlar ön plandadır, çünkü bu tonlar güneş ışığını daha az emer ve yüzeydeki ısı değişimlerini azaltır. Aynı zamanda dış ortamdaki renk değişimleri de dikkate alınarak malzemenin zamanla geçireceği dönüşümler hesaba katılır. Taş seçiminde teknik ve estetik kaygılar bir arada değerlendirilir. Teknik açıdan bakıldığında aşınma, çizilme, suya ve kimyasallara karşı direnç, kolay kesilebilme, pratik montaj sistemleri ve uzun vadeli performans gibi unsurlar ön plana çıkar."
Röportajın tamamı ST İnşaat Yapı & Malzeme Dergisi'nin Haziran sayısında!