1993’ten bu yana inşaat sektörüne destek veren Pera İskele&Kalıp Sistemleri, Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi’nde kurduğu modern üretim tesisi ile iskele ve kalıp sistemlerinde kalite ve güvenliği öncelikli hedef olarak belirledi. Şirketin Genel Müdürü Tahsin Uzunselvi, Pera’nın sektörde ayakta kalmasının arkasında, müşteri odaklı hizmet anlayışı, sürekli teknolojik iyileştirme ve çevresel sürdürülebilirlik çalışmalarının yattığını vurguluyor.

Kahramanmaraş Depreminde Mühendislik Hizmeti Almayan Yapılar Ayakta Kalamadı
Kahramanmaraş Depreminde Mühendislik Hizmeti Almayan Yapılar Ayakta Kalamadı
İçeriği Görüntüle

Sizleri tanıyabilir miyiz?

Ben Tahsin Uzunselvi. 1974 Bitlis doğumluyum. Karadeniz Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Enerji Bakanlığı’nda, kamuda ve özel sektörde toplam 27 yıl çalıştıktan sonra, son 2 yıldır Pera İskele Genel Müdürü olarak görev yapıyorum.

Pera İskele’ye başladığımda, ekibi ve altyapıyı oluşturma sürecinde şirket sahibimiz Kamuran Bey’den büyük destek gördüm. Kurumsal bir yapı oluşturmak, altyapıyı sağlamlaştırmak ve piyasada etkin bir konum elde etmek amacıyla projeler geliştirdik. Bu süreçte karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk ve 2 yılın sonunda Pera İskele’nin iyi bir konuma geldiğini düşünüyorum.

1993’ten bu yana faal olduğunuz belirtiliyor. Bu kadar uzun süredir sektörde ayakta kalabilmenin en kritik kararı sizce hangisiydi? O kararı hangi veri ve içgörülerle verdiniz?

1993’ten beri şirketimiz bünyesinde farklı sektörlerde faaliyet gösteriyoruz. Fiili olarak 1993’ten itibaren taahhüt alanında inşaat işlerini yürütüyorduk. Ardından inşaat malzemesi tedariki ve yapı market alanında da faaliyet gösterdik. İskele kiralama işimiz de bu süreçte bağlı olarak devam etti, sonrasında imalat işine girdik.

Pera İskele&Kalıp Sistemleri firması, imalat amacıyla kurulmuş bir şirket olarak Diyarbakır’da üretim tesisine, İstanbul’da ise merkez ofise sahiptir. Türkiye’deki piyasadaki açığı ve talebi gözlemleyerek, daha kaliteli, uluslararası standartlara uygun iskele ve kalıp sistemleri imal etmeye ve pazarlamaya karar verdik.

Daha çok Alman menşeli iskeleler ve kalıp sistemleri kullanılıyordu Türkiye’de. Biz de “neden Türkiye’den de iyi markalar çıkmasın, neden uluslararası alanda yarışabilecek kalitede ürünler üretmeyelim?” diyerek yola çıktık. Talep vardı ve iş güvenliği konusu çok önemliydi. Bu nedenle süreçleri planlarken kaliteyi ve güvenliği öncelikli hedef olarak belirledik.

Bölge seçimi de kritik oldu. Hem istihdama katkı sağlamak hem de işsizlik oranını azaltmak amacıyla Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi’nde üretim tesisimizi kurduk. Burada büyük kapasiteli, Türkiye’de iskele ve kalıp sistemleri alanında öncü bir üretim altyapısı oluşturduk. Şu an gidişattan memnunuz ve gelecekte daha iyi sonuçlar alacağımıza inanıyoruz.

Pera’nın yenilikçi ve doğayı önemseyen vizyonunu somut projelerle nasıl hayata geçiriyorsunuz? Üretim ya da tasarımda çevresel sürdürülebilirliği artıran spesifik bir uygulamanız var mı?
Pera olarak çevreye duyarlı bir üretim yaklaşımını benimseyerek, iş süreçlerimizi ve altyapımızı buna göre şekillendiriyoruz. Buna somut bir örnek olarak, kendi tesisimizde 1,5 MW’lık Güneş Enerjisi Santrali (GES) kurduk. Enerjimizi buradan temin ediyor ve fazlasını sisteme veriyoruz. Ayrıca çatıda biriken yağmur suyunu depolayarak, peyzaj sulama ve içme suyu dışındaki diğer ihtiyaçlarda kullanıyoruz. Atık yönetimi konusunda Diyarbakır’daki ilgili müdürlüklerle iş birliği yapıyor, geri dönüşüm süreçlerini işletiyoruz. Bunların yanı sıra, Ar-Ge birimimizde ürün iyileştirme, tasarruflu ve verimli üretim teknikleri geliştirme çalışmalarımız devam ediyor.

Pera’nın rakiplerinden ayırt edici özelliği nedir ve müşteriler nezdinde nasıl algılanıyor?
Pera’nın ayırt edici özelliği, şirket sahibi Kamuran Bey’in vizyonu ve yönetim anlayışından kaynaklanıyor. Bu yaklaşım, şirket kültürüne yansıyor ve müşteri odaklı bir hizmet anlayışı oluşmasını sağlıyor. Müşterilerin taleplerini doğru analiz ediyor, ihtiyaca uygun çözümler sunuyoruz. Amacımız, müşteriyi memnun etmek ve ihtiyaçlarını karşılamak; böylece müşteri tekrar bize gelmek istediğinde doğru adres olarak bizi tercih etmesini sağlamak.

Müşteri portföyümüz geniş, irili ufaklı tüm müşterilerimizi aynı titizlikle değerlendiriyoruz. Taleplerine aynı seviyede ilgi gösteriyor ve gereken tedarikleri sağlıyoruz. Kalite ve altyapı yatırımlarına büyük önem veriyoruz. Diyarbakır’daki fabrikamızda 10 mühendis istihdam ediyoruz ve her bir birimin başında mühendis bulunuyor. İnsan kaynağına yatırım yapıyoruz; makine parkımız güncel ve iyi durumda, aylık bakım ve danışmanlık hizmetleri ile sürekli iyileştirmeler sağlıyoruz. Kaynak kalitesini artırmak için rutin eğitimler düzenliyoruz; sadece sahadaki operatörler değil, yönetim kadrosu ve ofis çalışanları da eğitimlerden geçiyor.

Hedefimiz, daha kaliteli ve yenilikçi ürünler üretmek. Teknolojinin sunduğu tüm imkanları kullanıyor ve makine parkımızdan mühendislik çalışmalarına kadar hiçbir yatırımı esirgemiyoruz.

Ürün portföyünüzde çok çeşitli iskele modelleri yer alıyor. Bu portföyü genişletme veya modüler varyantlar geliştirme planınız var mı?
Şu an iskele portföyümüzde herhangi bir eksiğimiz bulunmuyor. H tipi güvenlikli cephe iskeleleri, flanşlı iskeleler, kalıp altı masa tipi iskeleler, mobil iskeleler ve kenar koruma sistemleri gibi tüm temel ürünlerimizi sunabiliyoruz. Öncelikli hedefimiz, mevcut ürünlerimizin en yüksek kalitede üretilmesini sağlamak. Bu seviyeye ulaştıktan sonra, yeni ürün çeşitleri geliştirme projelerimizi hayata geçirmeyi planlıyoruz.

Önümüzdeki yıl kalıp tarafında da imalata başlamayı ve altyapıyı bu doğrultuda güçlendirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca galvaniz konusunda kalitenin artırılması amacıyla Pera Galvaniz adında yeni bir şirket kurduk ve OSB’de arazi tahsisi ile ilgili izin süreçleri de proje aşamasında devam ediyor. Kendi tesisimizi kurarak, daha kaliteli ve güvenilir hizmet sunmayı amaçlıyoruz.

Ar-Ge konusundaki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Ar-Ge birimimiz, mevcut üretimlerimizi sürekli olarak iyileştirme çalışmaları yürütüyor. Amaç, imalat süreçlerini daha pratik, seri ve doğru hale getirmek; işçilikten tasarruf ederek kalite ve verimliliği artırmak. Bunun yanı sıra, makinelerin dijitalleşmesi ve verilerin otomatik olarak alınmasını sağlayan projeler üzerinde çalışıyoruz. “Akıllı fabrika” yaklaşımıyla, üretim bantlarında herhangi bir sorun çıktığında bunu canlı olarak tespit edebiliyoruz. Ayrıca KOSGEB ve Sanayi Bakanlığı destekli projelerle Ar-Ge çalışmalarımızı güçlendiriyoruz.

Hedefimiz, kalıcı ve sağlam bir altyapı oluşturmak. Uluslararası düzeyde sertifikalara sahibiz, ancak bazı Avrupa ülkeleri kendilerine özgü sertifikasyon kriterleri talep ediyor. Almanya, İtalya ve Fransa gibi ülkelerdeki farklı sertifikasyonlara ulaşmak için kalite ve izlenebilirliği artıracak test ve raporlama süreçlerini Ar-Ge birimimiz yürütüyor.

Ayrıca Paris İklim Anlaşması kapsamında ülkemizin taahhüt ettiği karbon ayak izi kriterlerini karşılamak için çalışmalar yapıyoruz. Ar-Ge birimimiz, karbon ayak izini en aza indirecek yöntemleri araştırıyor, raporluyor ve uygulanabilir projeler hâline getiriyor. Bu projeleri bütçelendirip hayata geçirme kararlarını da birlikte alıyoruz.

Stok yönetimi konusunda neler söyleyebilirsiniz?
Stok yönetimi bizim için kritik öneme sahip, çünkü hammadde maliyetimiz yüksek ve gereğinden fazla stok tutma lüksümüz yok. Satışlarımızın bazen vadeli olmasından dolayı, hammaddeyi peşin almak zorunda kalıyoruz. Bu nedenle stokun dengeli yönetilmesi gerekiyor; üretim kaybını önlemek ve planın doğru işlemesini sağlamak adına her ürün çeşidini belirli bir oranda stokta bulunduruyoruz.

Kiralık iskele hizmetinizde bakım ve yeniden konfigürasyon maliyetlerini nasıl kontrol ediyorsunuz?
Yaklaşık 30 yıldır iskele kiralama alanında faaliyet gösteriyoruz. Sistem şu şekilde işliyor: Firma talebini belirtiyor, sözleşme yapıyoruz ve ihtiyacını plan dahilinde karşılıyoruz. Aylık kira bedeli üzerinden faturalandırma ve mahsuplaşma yapılıyor.

İskelenin geri dönüşü sırasında eksiklik veya hasar varsa, bunun bedeli teminat veya senet karşılığında karşı taraftan tahsil ediliyor. Bakım ve onarım süreçleri ise Diyarbakır ve İstanbul’daki ekiplerimiz tarafından yürütülüyor. Depolarda gerekli atölye altyapısını kurarak, iskeleyi tekrar kiralanabilir seviyeye getiriyoruz.

Sevkiyat ve lojistik için illere göre farklı bir altyapınız var mı? Ağır taşıma, liman bağlantısı veya montaj sahasına iniş gibi lojistik zorluklar var mı?
Hem iskele satışı hem de kiralama hizmetlerinde lojistik genellikle müşteriye aittir. Ancak özel durumlarda, örneğin denizyoluyla sevkiyat gerektiğinde Diyarbakır’dan Mersin Limanı’na sevkiyat yapabiliyoruz. Karayolu taşımacılığında ise Türkiye’nin doğusuna ve çevre ülkelere ekonomik çözümler sunabiliyoruz.

Gelecek 5 yılda Pera’yı nerede görüyorsunuz?
Gelecek hedefimiz, Pera’yı uluslararası düzeyde Alman ve diğer Avrupa firmaları ile aynı kulvarda rekabet edebilecek bir konuma taşımak. Ürün kalitesi, çeşitliliği, altyapısı, kurumsal yapısı ve vizyonu ile her türlü projede cesurca yer alabilecek bir firma olmayı hedefliyoruz.

İskele Kalıp Sanayicileri Derneği (İKSD) üyesisiniz; dernek faaliyetlerinizden bahseder misiniz?
İKSD üyeliğimiz, sektörde pozitif rekabeti geliştirmemize ve Türk şirketlerini uluslararası seviyede bir çatı altında toplama imkanı sağladı. “Uluslararası Rekabeti Geliştirme Projesi” kapsamında 25 civarında firma bir araya gelerek 3 yıllık projede Ticaret Bakanlığı ve İstanbul Demir ve Demirdışı Metaller Birliği’nin desteklerini alıyor.

Bu projeler sayesinde Türk iskele ve kalıp sektörünün kalitesi, ürün çeşitliliği ve vizyonu gelişiyor. Dernek olarak, standartlara uygun olmayan üretim yapan firmaların önüne geçmek, kamu kurumlarıyla iş birliği yapmak ve sahada can ve mal güvenliğini sağlamak için çalışmalar yürütüyoruz.