Iglo Architects Kurucu Ortağı Mimar Esen Akyar Karoğlu, sertifikalı projelerin yalnızca küresel standartlara uyum değil, sürdürülebilirlik bilincini güçlendiren yeni bir mimarlık anlayışının parçası olduğunu vurguladı.

Esen Karoglu'245572 1

FOTO: Iglo Architects Kurucu Ortağı Mimar Esen Akyar Karoğlu

Günümüzde bir projeyi tartışırken en sık sorulan sorulardan biri, “Bu bina sertifikalı mı?” oluyor. LEED, BREEAM, DGNB gibi yeşil bina sertifikaları, mimarlık ve inşaat sektöründe yalnızca tasarım ve estetiği değil; enerji kullanımı, su verimliliği, malzeme döngüsü ve iç mekân kalitesi gibi ölçülebilir kriterleri de gündeme taşıyor. Böylece yapılar, sadece bugünün ihtiyaçlarını karşılayan çözümler olmaktan çıkıp, gelecek nesillere karşı sorumluluk üstlenen yapılar haline geliyor.

Elbette bu sertifikaların kimi zaman yalnızca bir “etiket” ya da “pazarlama aracı” olarak kullanıldığına tanık oluyoruz. Ancak doğru ele alındığında bu sistemler, mimarlığa yön veren güçlü bir kılavuz niteliği taşıyor. Sertifika tek başına sürdürülebilirliği garanti etmese de sektörü daha bilinçli ve ölçülebilir bir çizgiye çekiyor. Bu yönüyle, gelecek kuşaklara daha sağlıklı, daha yaşanabilir bir çevre bırakmanın araçlarından biri olarak değerlendirilebilir.

Türkiye’de sertifikalı projelerin artışı, yalnızca küresel standartlara uyum sağlamanın ötesinde, yeni bir tasarım kültürünü beraberinde getiriyor. Gerçek başarı ise, belgede yazılı puanlardan değil; binanın kullanım ömrü boyunca yarattığı somut etkilerden doğuyor: Daha düşük enerji tüketimi, suyun döngüsel kullanımı, iç mekânlarda sağlıklı koşullar yaratılması ve kullanıcıların çevre bilincini besleyen yaşam alışkanlıklarının desteklenmesi…

Assan Panel’den Sürdürülebilirlik Odaklı Büyüme
Assan Panel’den Sürdürülebilirlik Odaklı Büyüme
İçeriği Görüntüle

Geleceğe bakarken asıl hedefimiz, sertifika almakla yetinmeyen; bulunduğu çevreye değer katan, doğal kaynakları koruyan, yenilenebilir enerjiyi destekleyen ve toplumsal faydayı önceleyen projeler üretmek olmalı. Bu tür yapılar, sürdürülebilir şehirlerin yeni normunu oluşturacak. Sertifikalar bu yolculuğun başlangıcıdır; esas amaç ise sürdürülebilirliği mimarlığın ayrılmaz bir değeri, kent yaşamının doğal bir parçası haline getirmektir.