Otel ve konut mimarisinde uzmanlaşan Yeşim Kozanlı Mimarlık'ın Kurucusu, İç Mimar Yeşim Kozanlı, aydınlatma tasarımının mekânsal deneyimi nasıl dönüştürdüğünü anlattı. Fonksiyon, kullanıcı profili ve atmosfer gibi kriterlerin aydınlatma kurgusundaki rolünü vurgulayan Kozanlı, gün ışığının mimariye entegrasyonundan sensörlü sistemlere kadar pek çok konuda değerlendirmelerde bulundu.

20240408 Ladybug Yk Portrait32158 Rt (3)

FOTO: Yeşim Kozanlı – Yeşim Kozanlı Mimarlık Kurucu – İç Mimar

Farklı yapı türlerinde (konut, ofis, otel, endüstriyel yapılar vb.) aydınlatma tasarımının temel kriterleri nasıl değişiyor?

Aydınlatma tasarımında temel kriterler yapı türüne göre değişiklik gösterse de asıl belirleyici unsur kullanıcı deneyimidir. Çünkü aydınlatmadaki nihai hedef, kişinin mekânla hem duygusal hem de işlevsel bir bağ kurmasını sağlamaktır. Bu nedenle aydınlatma, yalnızca teknik bir ihtiyaç olarak değil, mekânsal deneyimi biçimlendiren temel bir tasarım katmanı olarak ele alınmalıdır.

Biz, uzmanlık alanı otel ve konut mimarisi olan bir ofis olarak bu soruyu özellikle hospitality ve residential yapı türleri özelinde, aydınlatmanın iç mimariyle kurduğu ilişki üzerinden değerlendirebiliriz.

Konut projelerinde aydınlatma tasarımı daha mahrem, kişiselleştirilmiş ve gündelik yaşam ritimleriyle uyumlu olacak şekilde kurgulanır. Kullanıcının farklı zamanlarda farklı ihtiyaçlarına cevap veren, katmanlı ve esnek çözümler sunmak esastır. Bu tür yapılarda aydınlatma, fonksiyon bazında yani mahal bazında değişir. Örneğin; loş bir okuma köşesi, sabah güneşiyle uyanmaya yardımcı olan doğal ışık kontrollü sistemler ya da akşam saatlerinde sıcak tonlu aydınlatmalar bu yaklaşımın örnekleri olabilir.

Otel projelerinde ise atmosfer yaratımı çok daha ön plandadır. Kullanıcının kısa süreliğine dahil olduğu bu servis odaklı yaşam alanlarında, ilk izlenimden itibaren güçlü bir mekânsal hafıza oluşturmak hedeflenir. En azından bizim tasarım yaklaşımımız bu yönde. Bununla birlikte, otel projelerinde çoğu zaman markanın veya yatırımcının sunduğu bir tasarım rehberi bulunur. Bu rehber, marka spesifikasyonları doğrultusunda hangi tür aydınlatma ürünlerinin veya malzemelerinin tercih edilmesi gerektiğini de belirler.

Sonuç olarak, bizim yaklaşımımızda en temel kriter, aydınlatmanın kimin için ve nasıl bir yaşam deneyimi sunmak üzere tasarlandığıdır.

Mekânın fonksiyonu aydınlatma projesinde nasıl bir rol oynuyor? Örneğin bir hastane ile bir müze aydınlatması arasında hangi teknik ve estetik farklar ön plana çıkıyor?

Göstermek ve/veya saklamak gibi bir rolü var diyebiliriz. Aynı yapı içerisinde bile, fonksiyona bağlı mahal bazında farklılaşan aydınlatma yaklaşımları gerekebilir. Her bir mekânın ihtiyacı, orada geçirilen zaman, kullanıcı profili ve yaratılmak istenen atmosfer gibi değişkenler doğrultusunda şekillenir.

Örneğin, bir spa koridorunda hedef dinginlik ve mahremiyet duygusu yaratmak; bu nedenle loş, dolaylı ve yumuşak geçişli ışıklar tercih ediyoruz. Buna karşılık bir toplantı odasında dikkat ve odaklanma ön plandadır; dolayısıyla daha yüksek ışık seviyeleri, homojen dağılım ve görev aydınlatmaları öncelik kazanır. Lobi gibi misafirin ilk temas ettiği alanlarda ışık, yalnızca işlevsel değil, aynı zamanda markanın kimliğini ve temsil gücünü yansıtan önemli bir tasarım bileşeni haline gelir. Bu alanlarda hem davetkâr hem de etkileyici bir atmosfer yaratmayı hedefliyoruz. Odalarda ise kullanıcı konforu esas alınır. Işık, daha düşük yoğunlukta, sıcak tonlarda ve geçişleri yumuşak olacak şekilde kurgulanır. Restoran gibi deneyime dayalı alanlarda ise fonksiyon ile atmosfer arasındaki denge çok daha hassas biçimde kurulmalıdır. Aydınlatma burada, göze batmayan ama deneyimi zenginleştiren bir unsur olarak devreye girer.

Ayrıca, ışık kaynağının görünür olup olmaması da yine mekânın fonksiyonuna göre değişir. Steril ve teknik alanlarda, örneğin bir banyoda, ışık kaynağının doğrudan ve güçlü olması tercih edilirken; atmosfer yaratmanın ön planda olduğu alanlarda genellikle dolaylı, gizli ya da dağılmış aydınlatma çözümleri öne çıkar. Bu tercih, ışığın sıcaklığı, rengi, yönü ve yoğunluğu gibi fiziksel özellikleri de doğrudan etkiler. Örneğin, bir otel odasının giriş holünde, yani vestibül alanında, hem misafire sıcak ve davetkâr bir atmosfer sunmak hem de yön bulmayı kolaylaştırmak hedeflenir. Bu nedenle burada gömme spotlar, duvar aplikleri, gizli LED’ler ve zemin seviyesinde düşük yoğunluklu yönlendirme ışıkları gibi farklı kaynakların birlikte kullanıldığı dikkatle kurgulanmış bir aydınlatma seti uygulanır.

Doğal ışığın kullanımı ve yapay aydınlatmanın dengesi konusunda tasarım yaklaşımınız nasıl şekilleniyor? Bu dengeyi kurarken sürdürülebilirlik ve enerji verimliliğini nasıl gözetiyorsunuz?

Klima Kullanırken Elektrik Faturasını Düşürme İpuçları
Klima Kullanırken Elektrik Faturasını Düşürme İpuçları
İçeriği Görüntüle

Tasarım yaklaşımımızda ışığı, yalnızca mekânı aydınlatan bir unsur değil, aynı zamanda atmosfer yaratan, ruh hâlini etkileyen ve kullanıcı deneyimini dönüştüren bir tasarım aracı olarak ele alıyoruz. Bu nedenle projelerimizde doğal ışığı en etkin şekilde iç mekâna taşımayı önceliklendiriyoruz. Gün ışığının yönü, sürekliliği ve değişkenliği tasarım sürecinin erken aşamalarında analiz ediyorur; açıklıklar, boşluklar, avlular, yarı açık geçiş alanları gibi mimari öğeleri bu analiz doğrultusunda şekillendiriyoruz.

Yapay aydınlatma ise, gün ışığının yetersiz kaldığı anlarda devreye giren tamamlayıcı bir katman olarak kurgulanır. Özellikle otel projelerinde, farklı zaman dilimlerinde kullanıcıya konfor sağlayacak senaryolar geliştiriyoruz.

Enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik açısından ise, doğal ışığın içeri alınması sadece estetik değil, aynı zamanda pasif enerji stratejileri açısından da önemlidir. Işıkla birlikte gelen ısıyı kontrol altında tutmak adına cephe tasarımında yönlenme, güneş kırıcılar, cam türü ve gölgeleme elemanları özenle seçilir. Aydınlatma armatürlerinde düşük enerji tüketen LED sistemleri, hareket ve gün ışığı sensörleri gibi akıllı teknolojilerle hem enerji tasarrufu sağlanır hem de çevresel etki minimuma indirilir.

Sonuç olarak, bizim için ışıkla kurulan denge, yalnızca görsel bir konfor yaratmakla kalmaz, aynı zamanda çevresel sorumlulukla da doğrudan ilişkilidir. Hem otel hem de konut projelerimizde bu dengeyi, estetik, işlevsellik ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle birlikte ele alıyoruz.

Kullanıcı deneyimini artıran yeni nesil aydınlatma teknolojileri (akıllı sistemler, sensörlü çözümler vb.) hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu teknolojilerin mimari tasarıma etkileri neler?

Yeni nesil aydınlatma teknolojileri, mimari tasarımda hem bir konfor unsuru hem de mekânsal deneyimin kişiselleştirilmesine imkân tanıyan önemli bir araç. Özellikle otel ve konut projelerinde kullanıcı odaklı senaryolar geliştirmek, artık lüks değil temel bir beklenti olarak görülüyor. Bu noktada akıllı sistemler, sensör destekli çözümler ve dijital kontrollü aydınlatma ara yüzleri bize hem işlevsel hem de atmosferik anlamda güçlü tasarım olanakları sunuyor.

Sensörlü aydınlatmalar, hareket algılayıcılar ve gün ışığına duyarlı sistemler sayesinde enerji tüketimini minimize ederken, kullanıcının mekânla olan etkileşimini de daha duyarlı ve sezgisel hâle getiriyoruz. Örneğin bir otel odasında, kullanıcının mekâna girişiyle birlikte devreye giren kademeli ışık senaryosu; konutlarda ise sabah ve akşam ışık ihtiyacına göre kendini ayarlayan sistemler, sadece konfor değil aynı zamanda bir ritim duygusu yaratıyor.

Bu teknolojilerin mimari tasarıma etkisi ise oldukça belirleyici. Aydınlatmayı sadece bir teknik altyapı unsuru değil; tasarımın erken aşamalarında kurgulanan bir bileşen olarak ele alıyoruz. Birlikte çalıştığımız müellifleri çoğu zaman ikna ederek bir aydınlatma tasarımcısıyla çalışma koşulunu öne sürüyoruz. Çünkü ışık kaynaklarının mimarinin içine entegre edilmesi, yüzeylerle kurduğu ilişki, armatürlerin görünürlüğü ya da görünmezliği gibi kararlar, projenin genel estetik dilini böylece konseptini etkiliyor. Dolayısıyla aydınlatma sistemlerini artık sadece ‘sonradan eklenen’ çözümler olarak değil, mekânsal atmosferin kurucu unsurları olarak düşünüyoruz.