Solar enerji sektöründe fotovoltaik panel üretimi ve EPC partnerleri ile anahtar teslim güneş enerji santrali kurulumu alanlarında faaliyet göstermek amacıyla 2022 yılında kurulan Vespa Enerji, enerjinin üretilmesi ve depolanması hususlarında gündemi takip etmek ve bir adım önde olmak adına çalışmalarını sürdürüyor. Yeni dönem hedefleri ve projeleri üzerine görüştüğümüz Vespa Enerji CEO’su Osman Tokluman, “Yeni dönemde sadece bizim değil Türkiye’nin odaklandığı iki önemli konu bulunuyor. Birincisi Depolamalı GES (solar+storage), bu konuyla ilgili mevzuatta yapılan yenilikler ve iyileştirmeler, GES projelerinin yönünü bu alana doğru döndürmüş durumda. Bu vesile ile şebeke dengesinin daha iyi bir seviyeye getirilmesi de mümkün olduğundan kamunun bu alanda yeni iyileştirmeler ve teşvikler getireceğini tahmin ediyoruz. İkincisi ise hibrid yenilenebilir projeleridir. Yine regülasyonlarda yapılan değişiklikler ile hibrit projelerde de artışlar önemli bir ivmeye geldi. Biz de bu projeleri yakından takip ediyoruz. Zaten teknolojik gelişmeler ve konjonktürel değişimler, bizler gibi üretim ve teknolojide önde gitmeyi planlayan şirketleri otomatik olarak içerisine alıyor. Hibrit projelerin verim açısından değerli olduğuna inanıyoruz ve şimdiden geliştirmekte olduğumuz projelerde hibrit oranı artmakta.

Vespa Enerji firmasının kuruluşundan ve sunduğu hizmetlerden kısaca bahsedebilir misiniz? 

Vespa Enerji, solar enerji sektöründe fotovoltaik panel üretimi ve EPC partnerleri ile anahtar teslim güneş enerji santrali kurulumu alanlarında faaliyet göstermek adına 2022 yılında kurulmuştur. Sunduğumuz ürün ve hizmetlerde sayısal büyüklükten ziyade kalitesel yetkinliği hedeflemekteyiz.

2023 yılı iş gündeminiz hakkında bilgi verebilir misiniz? 

Gerek global anlamda gerekse lokal olarak Türkiye’de 2023 yılı öncelikle 2022 yılının izleri ile başlayacak. Önce covid19 sonrası toparlanma süreci ve akabinde Rusya-Ukrayna savaşı nedeni ile enerji kıtlığı, enerjiye ulaşım konuları gıdaya ulaşım konusu ile birlikte dünya gündeminin tepesine oturmuş durumda. Enerjinin sadece enerji anlamı taşımadığı aynı zamanda bağımlılık-bağımsızlık arasındaki çizginin kalınlığına etki eden en önemli husus olduğu herkes tarafından anlaşıldı. Bununla birlikte teknik olarak da enerjinin depolanması ile ilgili çalışmalar tüm dünya ile birlikte Türkiye’de de vites artırmış durumda.
Vespa Enerji olarak bizler de enerjinin üretilmesi ve depolanması hususlarında gündemi takip etmek ve bir adım önde olmak adına çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.
Enerji sahasına yeni giren bir firma olarak 2023 yılının hem firma ve ürün tanıtımlarımıza hem de projelerimize hız vereceğimiz bir dönem olacağını öngörüyoruz. Nisan ayında katılımcısı olacağımız Solarex 2023 fuarının akabinde haziran ayında da Almanya Intersolar fuarında ziyaretçi olarak bulunup enerjinin nabzını tutmaya çalışacağız.
Yurt dışı üretim ortaklıkları konusunda da 2023’ün yoğun geçeceğini görüyoruz. Uzak doğudan ve Avrupa bölgesinden üretim ve proje anlamında görüşmelerimizi şimdiden programlamış durumdayız.
Türkiye için güneş enerjisi anlamında 2022 yılına göre, en az 2 kata yakın bir hareketliliğin olacağını düşündüğümüz bu yıl içerisinde Vespa olarak bizler de Türkiye’nin güneş enerjisi alanında dünyadaki etki alanını artırmak için hazırlıklarımızı yoğunlaştırmış durumdayız.

Fabrikalar maliyetlerini düşürmek ve zamlardan en az oranda etkilenmek için kendi enerjilerini üretmek istiyorlar. Sahada gerçekleştirdiğiniz görüşmeleri anlatabilir misiniz? Sanayi kuruluşlarının beklentileri nelerdir?

Öncelikle ülkemizin özel durumundan bahsederek başlamak gerekli belki de. Global Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlasına (GEPA) göre, Türkiye için yıllık ortalama toplam gelen güneş enerjisi metrekare başına 1.600 kWh iken bu say Almanya için ortalama metrekare başına 1100 kwh seviyelerinde. Buna rağmen Türkiye’nin 2022 yılı içerisinde kurulumunu gerçekleştirdiği GES projeleri toplamda 2000 MW seviyelerinde iken, Almanya güneş alma konusundaki görece dezavantajına rağmen 2022 yılını 8000 MW seviyelerinde tamamladı. Özellikle sanayide yatırımcılar GES projelerine çok büyük öncelik vermiş durumdalar. Belirttiğiniz gibi, artan enerji maliyetleri sanayicilerin en önemli gider kalemlerinden biri haline gelmiş durumda. Bunun için de yönetmeliklerle kolaylaştırılan GES kurulumlarına çok büyük bir yöneliş söz konusu. Bu noktada GES yatırımcılarının en önemli sorunu trafo merkezlerinde yeterli bağlantı kapasitesinin bulunmaması. Kamunun bu yatırımlarını, GES talebi paralelinde hızlandırması GES kurulumlarına en büyük olumlu etkiyi sunacak husus olarak görünüyor.

Güneş enerji santrallerinde odaklanılan ana konulardan biri verimlilik oluyor. Bu noktada da hangi kriterlere dikkat etmek gerekiyor? Özellikle sistemlerde kullanılan teknolojilerden bahsedebilir misiniz? 

Güneş enerji santrallerinde verimlilik birden fazla parametreye bağlıdır. Bunları kabaca kurulum öncesi ve kurulum sonrası olarak ikiye ayırabiliriz ve bu sorunuzda kurulum tamamlanana kadarki verim hususuna cevap vermeye gayret edeyim. Kurulum öncesinde de verimliliğe etki eden hususlar, kullanılan ürün ve malzemelerin kalitesi ve EPC firmaları tarafından gerçekleştirilen uygulamalardır. 
Kullanılan ürün ve malzemeler uluslararası standartlarda kabul görmüş kalitede ve uzun süreli kalitesini koruyabilecek yapıda olmalıdır. Fotovoltaik paneller, kurulum maliyetlerinin büyük payını oluşturmaktadır. Aynı zamanda bu ürünlere 12-15 yıla kadar malzeme ve işçilik; 25 -30 yıla kadar verim garantisi verilmektedir. Bu garantilerin yerini bulabilmesi ve aynı zamanda bu zaman dahilinde sistemin verimli olarak operasyonda kalması için üretim kalitesinin teknolojik ve üst düzey otomasyonla sağlanması gerekmekte. Aksi durumda, örneğin panel üretiminde birkaç yıl sonra açığa çıkacak bir sorun sadece bir panelin değil, bağlı olduğu onlarca panelin verimini sıfıra indirebilir.
Aynı zamanda panellerde bifacial (çift yüzlü) hücre ve buna uyumlu komponentlerin kullanılması ile aynı m2 için daha yüksek verimlilikler sağlanmaktadır. Vespa Enerji olarak biz, tüm ürünlerimizi bifacial olarak sunuyoruz.
Saha uygulamalarında da yine kullanılan ürün kalitesi önem arz etmekle birlikte uygulama yapan ekiplerin de uygulama kılavuzlarına uygun kurulum sağlamaları gerekmektedir.

Enerjinin dijitalleşmesi de sektörde önemli bir başlık olarak karşımıza çıkıyor. Siz bu konuyla ilgili nasıl çalışmalar yapıyorsunuz ve dijitalleşme konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Dijitalleşme aslında zamanımızın gerekliliklerinden biri. Hem prosesleri verimli ve sürdürülebilir hale getiren hem de günümüzün gerektirdiği takip, tetkik ve hız gereksinimleri için hepimizin elini güçlendiren bir kavram. Dijital İkiz (Digital Twin) kavramı metaverse’den tutun da yeni geliştirilecek bir teknolojinin prototipinin tasarlanıp simüle edilmesine kadar her alanda artık hayatımıza girmekte. Sektörümüzde artık GES projelerinin ön projelendirme aşamalarında, projenin dijital ikizlerinin oluşturulması ile kurulacak GES projesini henüz kurulmadan önce zamana yayılmış şekilde test etmemiz mümkün olabilmektedir. Vespa Enerji de başta üretim süreçleri olmak üzere tüm süreçlerini dijital perspektiften değerlendirmektedir. Artık iletişim sistemlerinin bu denli geliştiği dünyada dijitalleşme, sektör fark etmeksizin iş dünyasının en önemli konularından biri olmak zorunda.

İzleme, bakım ve onarım çalışmaları da projelerin verimliliğini etkileyen önemli bir başlık… Bu üç konunun verimliliğe olan katkısı nedir? 

Verimlilik konusunda güneş enerji santrallerinin kurulumunun tamamlanması aşamasına kadar dikkat edilecek parametrelerden bahsetmiştik. Yatırımcının sorumluluğu bu aşamada sonlanmıyor. Kurulum sonrasında da belli periyotlarla panel temizliklerinin yapılması ve arızalanmış ürünler var ise bunların en kısa zamanda değiştirilmesi gerekmektedir. Zira, temizliği ihmal edilen tesislerde 4 aylık bir süreçte ortalama yüzde 5 verim kaybı oluşmaktadır. 
Çok önemli bir husus da güneş enerji panelleri özelinde bir bakım gerekliliğidir. Paneller doğru akımı alternatif akıma dönüştüren inventerlere bağlanırken seri bağlı olarak dizayn edilir. Bu durumda da arızalanmış, tamamen operasyon dışı kalmış bir panel, seri bağlanmış panellerin tamamını işlevsiz kılabilmektedir. Bu nedenle, belli aralıklarla panel ve sistem kontrolü de yapılması çok önemlidir.

Proje odaklı ilerlersek son dönemde yer aldığınız projeler nelerdir? Bu projeye sağladığınız avantajlardan ve verimlilik değerlerinden bahsedebilir misiniz? 

Öncelikle 2023 yılının gerçekten solar sektör için hareketli geçeceğini öngörüyoruz. Projelerimiz 2 kısma ayrılıyor aslında. Birincisi büyük çapta kapasiteye sahip projeler. Bunlar 50MW üstü planlanan projeler. Biz Vespa Enerji olarak bu tür projelere EPC partnerlerimiz ile birlikte uçtan uca bir hizmet sunabiliyoruz. Bu anlamda 2 STK ile geliştirmekte olduğumuz projeler mevcut. Bu projelerde bizler arazi geliştirmekten, projelendirme aşamasına ve uygulama-denetim konularına kadar uçtan uca hizmet sunuyoruz. Diğer bir proje alanı da EPC partnerlerimizin geliştirdiği projelerde ürün sağlama hususunda destek olabiliyoruz. Bu projeler genellikle sanayi çatı ve arazi çözümleri şeklinde gerçekleşiyor. Şirket olarak biz de bu projelerde, yatırımcı ve EPC firması tarafından belirlenen proje detayına göre uygun ürün sağlama tarafında etkin oluyoruz. Özellikler panel sağlayan firmalar ile uygulayıcı EPC firmaların eşgüdümünde ilerleyen projelerde verim çok daha yüksek oluyor. Bunun sebebi de projeye uygun ürün temini, zaman planlamasının daha iyi yapılabilmesi ve yatırımcı açısından çoklu muhataplıktan ziyade tek bir plan halinde hareket eden muhataplık avantajının bulunmasıdır. 

Yeni dönemde odaklandığınız yeni projeler nelerdir? 

Yeni dönemde sadece bizim değil Türkiye’nin odaklandığı konular şu şekilde:

-    Depolamalı GES (solar+storage)

Depolamalı GES’ler hususunda mevzuatta yapılan yenilikler ve iyileştirmeler, GES projelerinin yönünü bu alana doğru döndürmüş durumda. Bu vesile ile şebeke dengesinin daha iyi bir seviyeye getirilmesi de mümkün olduğundan kamunun bu alanda yeni iyileştirmeler ve teşvikler getireceğini tahmin ediyoruz.

-    Hibrid yenilenebilir projeler

Yine regülasyonlarda yapılan değişiklikler ile hibrit projelerde de artışlar önemli bir ivmeye geldi. Biz de bu projeleri yakından takip ediyoruz. Zaten teknolojik gelişmeler ve konjonktürel değişimler, bizler gibi üretim ve teknolojide önde gitmeyi planlayan şirketleri otomatik olarak içerisine alıyor. Hibrit projelerin verim açısından değerli olduğuna inanıyoruz ve şimdiden geliştirmekte olduğumuz projelerde hibrit oranı artmakta.

Projeler hakkında konuşurken hibrit projelerin önemine de değinmek istiyorum. Malum Türkiye yeni dönemde hibrit projelere ağırlık verecek. Siz bu konuyla ilgili nasıl hazırlıklar yürüttünüz? 
Hibrit projeler aslında hem elektrik temininin devamı hem de şebeke stabilitesi için olmazsa olmaz unsurlardan bir tanesi. Bildiğimiz gibi güneş enerjisi gün vaktinde, çan eğrisi gibi bir eğri ile enerji üreten bir kaynak. Örneğin rüzgar enerji santralleri ise genelde gün başı ve gün sonunda daha fazla enerji üretebilen sistemler. Bu iki sistemin bir arada bulunduğu entegre sistemlerde daha stabil ve şebeke frekansına daha uyumlu elektrik üretmek de mümkün.

Kazan Patlamaları Eğitim ve Denetimle Önlenebilir
Kazan Patlamaları Eğitim ve Denetimle Önlenebilir
İçeriği Görüntüle

Enerji depolama teknolojisi sektörde yeni bir dönem açacak ve enerji ihtiyacına ciddi anlamda çözüm sağlayacak. Siz enerji depolama konusunda yaşanan gelişmeleri değerlendirebilir misiniz? 

Biraz önce değindiğimiz ve hibrit projelerin şebeke ve sürdürülebilir elektrik temini açısından önemi gibi depolama sistemleri de aynı şekilde fayda sağlar. Buna ek olarak depolamalı solar sistemler sayesinde, GES projelerinin gün içerisinde kullanılabilir olma durumunu, tüm gün olmasa da elektrik ihtiyacı olan zamanlara kaydırabiliyoruz.  Enerji depolama için bir örnek vermek gerekirse, 2022 yılında Almanya’da enerji depolama yatırımları önceki yıla göre yüzde 100 artmış durumda. Ülkemizde de üzücü bir örnekle enerji depolayabilmenin önemini bir kez daha fark ettik. Kahramanmaraş merkezli deprem sonrasında elektrik ihtiyacını karşılamak için tüm solar sektörü dayanışma içerisinde solar artı mikro depolama üniteleri sağlayarak gerek arama kurtarma çalışmalarında ışık, gerekse barınma alanlarında elektrik ihtiyaçlarını sağlamaya çalıştı.