Türkiye, lojistik ve taşımacılık sektöründe 100 milyar dolarlık pazar büyüklüğüne ulaşarak küresel lojistik ihracatından %2,5 pay alırken, dünyada 11. sırada yer almaktadır. Dünya Bankası tarafından 2023 yılında açıklanan Lojistik Performans Endeksi’nde de Türkiye’nin performansındaki yükseliş ise dikkat çekiyor. 2018 yılında 3,15 puanla 47. sırada bulunan Türkiye, 2023’te puanını 3,4’e çıkararak 38. sıraya yükseldi. Bu gelişmeyi, uluslararası lojistik hizmetlerin kalitesi ve rekabetçiliğindeki artışın somut bir göstergesi olarak değerlendirdiklerini belirten Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Bilgehan Engin, bu başarıda; altyapı yatırımları, mevzuat iyileştirmeleri ve sektöre sağlanan teşviklerin önemli bir payının bulunduğunu vurguladı.
Türkiye’nin lojistik alandaki potansiyelini tam olarak kullanabilmesi için coğrafi avantajının güçlü altyapı projeleri ve güncel mevzuat düzenlemeleriyle desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Engin, “Ayrıca lojistik hizmet sağlayıcılarının dijitalleşme, yapay zeka, nesnelerin interneti ve akıllı sözleşmeler gibi yenilikçi çözümleri operasyonlarına entegre ederek verimliliklerini artırmaları, ülkemizi küresel lojistik üssü haline getirme hedefine katkı sunacaktır.” ifadelerini kullandı.
Günümüzde lojistik operasyonlarının inovasyon, hizmet çeşitliliği, sürdürülebilirlik ve çevre duyarlılığı ekseninde geliştiğini belirten Engin, “Robot teknolojileri, yapay zeka ve nesnelerin interneti gibi çözümler operasyonel süreçleri optimize ederken, Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi önemli uluslararası gündemler de sektörün çevreci dönüşümünü hızlandırıyor. Dijital araçların kullanımı, kaynakların verimli yönetimi, karbon ayak izinin azaltılması ve sürdürülebilir lojistik hizmetlerin yaygınlaşmasını mümkün kılıyor. Böylece verimlilik odaklı rekabetçiliğin dijitalleşme ile desteklenmesi kaçınılmaz hale geliyor.” değerlendirmesinde bulundu.
TÜRKİYE’Yİ LOJİSTİK HUB’A DÖNÜŞTÜRECEK PROJELER
Türkiye, jeopolitik konumu sayesinde lojistikte önemli bir avantaja sahip. Özellikle Zengezur Koridoru ve Kalkınma Yolu Projesi gibi gündemdeki büyük ölçekli projeler, Türkiye’nin lojistik altyapısını güçlendirecek kritik adımlar olarak öne çıkıyor. Kalkınma Yolu Projesi’nin güncel jeopolitik gelişmelerle kırılgan bir geçmiş yolu olan Süveyş Kanalı’na alternatif bir taşıma modeli sunarak, transit sürelerini kısaltacağını ve bölge ülkelerinin ticari rekabet gücünü artıracağını aktaran Engin, “Ancak fiziki altyapı kadar, mevzuat altyapısının da transit taşımacılığı destekleyecek şekilde düzenlenmesi, Türkiye’nin bu projelerden maksimum fayda sağlaması için kritik önem taşıyor.” dedi.
Bu doğrultuda UTİKAD’ın, Kalkınma Planı çalışmaları ve diğer sivil toplum kuruluşlarıyla yürüttüğü iş birlikleri ile Türkiye’nin transit hub olma hedefine katkı sunduğunu kaydeden Engin, “Ayrıca Ticaretin Kolaylaştırılması Koordinasyon Komitesi (TKKK) kapsamında Şeffaflık Çalışma Grubu ile Gümrük ve Dış Ticaret Çalışma Grubu’nda katılımcı, Altyapı ve Lojistik Çalışma Grubu’nda ise eş başkan olarak aktif görevler üstleniyor.” diyerek, derneğin TKKK 2024-2028 Eylem Planı kapsamında üstlenilen sorumluluklar doğrultusunda sektörün gelişimi için çalışmalara aralıksız devam ettiğini söyledi. Bu çalışmaların yanı sıra üretilen sektörel rapor ve rehberlerle sektöre yön vermeye devam ettiklerini belirten Engin, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“UTİKAD, Turkish Cargo ana sponsorluğunda düzenleyeceği Türkiye Logistics Summit 2025 ile sektördeki en güncel gelişmeleri, yenilikçi çözümleri ve geleceğin lojistik vizyonlarını bir araya getirmeye hazırlanıyor.
Bu yılın teması “Pioneering the Future of Logistics”, lojistikte inovasyonu teşvik etme vizyonunu yansıtıyor. Dijital dönüşüm, yapay zeka destekli lojistik çözümleri, yeşil lojistik uygulamaları, tedarik zinciri güvenliği ve uluslararası ticarette yeni trendler zirvenin odak başlıkları arasında yer alıyor.”