Önümüzdeki yıl için dijitalleşmenin ve yeni robot yatırımlarının ajandalarında yer aldığını kaydeden Mitsubishi Electric Fabrika Otomasyon Sistemleri Genel Müdürü Nurettin Geçgel, “Üretim hatlarını kişisel bazlı ihtiyaçlara göre optimize ederek pazardaki rekabet koşullarına ayak uydurmayı sağlayan iş birlikçi robot ve dijital altyapılar konusunda çalışmalarımıza hız kazandırdık. Bu kapsamda dünyanın dört bir yanındaki iş ortaklarımıza ve tüketicilerimize inovatif ürün ve çözümlerimizle en iyisini sunmayı sürdüreceğiz.” diyor.
Geçgel ile firmalarının robot teknolojilerini, Endüstri 4.0 kapsamındaki çalışmalarını, gelecek hedeflerini konuştuk.
Nurettin Bey, Mitsubishi Electric olarak fabrika otomasyon sistemlerinde geniş yelpazedeki otomasyon ve işleme teknolojilerinizle müşterilerinizin yanında yer alıyorsunuz. Geniş ürün gamınız ve teknolojilerinizle birçok alana-sektöre hitap etmek ve üretimin her aşamasında ürün ve çözümlerinizle bulunmak markanıza nasıl bir sorumluluk yüklüyor?
Mitsubishi Electric olarak, geleceğin üretim anlayışını domine eden otomasyon alanında öncü olan bir teknoloji şirketiyiz. Tam da bu sebeple sadece yenilikleri takip ederek bugünün trendlerini yakalamayı değil, bugünden ötesini keşfederek yeniliklerin arkasındaki temel güç olmayı hedefliyoruz. İmza attığımız teknolojilerin arka planında bu hedefe ulaşmak için kat edilen kilometre taşları yer alıyor. Bir asırdır dünyanın her noktasında evden uzaya kadar çağın ötesinde teknolojiler geliştiriyor, toplumun ve ekosistemin çok daha iyi bir yaşam kalitesine erişmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sanayi 4.0’ın gündeme taşınmadan çok daha önce 2003 yılından bu yana kendi fabrikalarımızda kullandığımız dijital fabrika konsepti e-F@ctory’e kadar birçok yeniliğe ev sahipliği yaparak cesur adımlar attık. İlklerin arkasında isminizin olması bu durumu sürekli kılmayı da zorunluluk haline getiriyor. Başarıyı sürdürülebilir hale getirmek için köklü inovasyon mirasımızı, hizmet verdiğimiz tüm sektörlerde pazarın ve kullanıcıların ihtiyaçlarını doğru analiz etme yetimizle birleştiriyoruz. Bu sayede çözüm odaklı ileri teknolojiler sunan bir marka olmayı başarıyoruz.
Son dönemde ürün ve teknolojilerinizde yaşanan gelişmeler ve yenilikler nelerdir?
Markamızın “Changes for the Better” yani “Daha İyisi için Değişim” ruhu, değişirken ve büyürken “daha iyisine ulaşmak” yönündeki çalışma amacımızı ve ilkemizi temsil ediyor. Bu noktada, gelişim ve yenilikler her zaman çok önem verdiğimiz konuların başında geliyor. Şirket olarak en yeni robot ve otomasyon sistemlerinin endüstrinin rekabet gücünde kilit rol oynayacak kadar yüksek değere sahip olduğuna inanıyor; esneklik, kolay adaptasyon, değişen mühendislik sistemlerine uygunluk ve insanlarla birlikte çalışabilirlik gibi argümanları yeni robot teknolojilerimize entegre etmeye devam ediyoruz. Üretim bandındaki birçok işi yapabilen, insan kolu ya da eline yakın hassasiyete sahip robotlarımızla yüksek verim ve maksimum performans sağlarken özellikle zor ve tehlikeli alanlarda iş güvenliği ve işçi sağlığı açısından önemli avantajlar sunuyoruz. Farklı sektörlerde insan kolu veya eline yakın hassasiyette çalışan hızlı robotlarımızla fark yaratıyor, aynı zamanda insanla iş birliği içinde görev alan kolaboratif robotlarımızla sanayiye değer katıyoruz. Bunlardan en yenisi ise MELFA ASSISTA. Bu teknoloji insan iş gücünü asiste ediyor, sistem mekaniği gereği aynı hareketi çok fazla tekrar edebildiğinden normal insanın yüzlerce katı iş yapabiliyor. İşletmelerin üretim kapasitesini arttırarak rekabet avantajı sunuyor.
Yeni üretim evresinde insan ve robotların iş birliğiyle çalıştığı bir yaklaşımın olacağından hareketle, çalışma ortamının yapay zekayla desteklendiği bütüncül bir sistem sunuyoruz. Mitsubishi Electric’s AI creates the State-of-the-ART in technology (Mitsubishi Electric’in AI’sı ile en yeni teknoloji) ifadesinin kısaltması olan makina öğrenmesi algoritmasını kullanan “MAISART” teknolojimizle yapay zeka tabanlı fabrikalarda ve tesislerde ekipman duruş süresini azaltırken verimliliğin artırılmasını sağlıyoruz. Fabrikaların dijital dönüşümlerini gerçekleştiren e-F@ctory konseptimizle ise fabrika yatırımından önce sanal bir üretim tesisi oluşturarak ortaya çıkacak hattın ve üretimin simülasyonunu gerçekleştirme, verimliliği değerlendirme ve oluşan çıktılar doğrultusunda yatırımı şekillendirme fırsatı sunuyoruz. e-F@ctory konseptimizle üreticiler küresel rekabette büyük avantaj elde ediyorlar. Bugün e-F@ctory altyapısı sayesinde robotlar, üretim hattındaki diğer ürünlerle ve ortamla haberleşebiliyorlar. Bilgileri insan kontrolünden bağımsız olarak hem kendi aralarında hem de fabrikayı kontrol eden ana sistemle paylaşıp verimliliği artırmak için hazır durumdalar.
Şirketimizin son dönemde geliştirdiği diğer bir önemli teknoloji, mevcut MAPS SCADA yazılım ailesinin bir tamamlayıcısı olarak “GENESIS64” seri adıyla tasarlanan iki yeni sistem izleme ve proses kontrolü yazılımı oldu. Bu yazılımlarla Avrupa, Orta Doğu ve Afrika pazarlarına yönelik SCADA ürün ailesi genişletildi. Yeni geliştirilen bu yazılımlar; küçük üretim hatları için izleme ve kontrolden birden fazla tesise sahip büyük fabrikalar için izleme ve iş zekasına, proses otomasyonundan tesisat ve bina otomasyonuna kadar pek çok IoT ihtiyacını karşılayacak.
Size göre geleceğin üretim dünyasında robotların, robotik teknolojilerin rolü ve önemi nasıl olacak? Bu kapsamda markanız, ürün ve çözümleriyle kendini nerede konumluyor?
Geleceğin üretim dünyasında robotlar, insanların yerini alan değil insanlarla iş birliği yapan mekanik bir eşlikçi olarak yer alacak. Yeni dönemde de etkilerini gördüğümüz birbirine bağlı üretim makinaları ve insan etkileşimiyle yeni bir üretim anlayışı ortaya çıkıyor. Artık Sanayi 4.0 olarak adlandırdığımız bu evrede üretim bandının tek kahramanları insanlar değil. Akıllı makinalar ve robotların üretim bandında başrolü oynadığı fabrikalar hayatımıza girmeye başladı. Dünya genelinde de insanın üretim sürecinde çok daha verimli alanlarda rol almaya başladığı dijital ve akıllı fabrikaların sayısı hızla artıyor.
Bilindiği gibi inovasyon piramidinin son kademesinde yer alan cobotlar, insan ve makina iş birliği sayesinde geleceğin çalışma modelini bugünden inşa ediyor. Bu noktada ortaya konulan öngörüler oldukça cesur ve fütüristik. Gelecekteki yeni nesil robot sistemlerinin çok robotlu, paralel yapılı, çok parmaklı eller ve yürüyen makinalar içeren mekanizmalar olacağı düşünülüyor. Hatta belki de yarı insansı robotların varlığından veya insan uzuvlarının robotlaşmış formlarından bile bahsedileceği öngörülüyor. İyi tasarlanmış robotlar ve cobotların hem kişiselleştirilmiş özelliklere hem de değişen üretim ve tüketim trendlerine cevap verebilecek kapasiteye ulaşması bekleniyor. Mitsubishi Electric olarak endüstriyel alandaki öncülüğümüzü 1980’lerden bu yana robotik alanda da sürdürüyoruz. Markamız; yıllar içinde daha hassas, hızlı, dar alanda çalışabilen ve yüksek kuvvetlerde ağırlık kaldırabilecek robotlara odaklanmaya devam etti. Mitsubishi Electric olarak ürettiğimiz tüm robotlarda bu özellikleri uyguluyoruz ve 2020’den bu yana ise tüm robotlarımız yapay zeka destekli olarak çalışıyor.
Türkiye’de akıllı üretim konusunda gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Firma olarak bu alanda nasıl bir rol oynuyorsunuz?
Sanayi 4.0 ile yapay zeka, robotik teknolojiler, akıllı üretim sistemleri, nesnelerin interneti gibi konular dünyada olduğu gibi Türkiye’de de öne çıkıyor. Özellikle de otomotiv sektörünün yan sanayisi olan Türkiye’de üretime ivme ve verim kazandırmak isteyen birçok sanayi kolu, üretimine robot teknolojilerini dahil ediyor. Uluslararası Robotik Federasyonu (IFR)’nin sunduğu verilere göre endüstriyel robotların yıllık kurulumları, 2010-2019 yıllarını kapsayan 10 yıllık dönemde üç kattan fazla artarak dünya çapındaki fabrikalarda 381 bin üniteye ulaştı. *IFR tarafından yayınlanan 2016 yılına ait rapora göre Türkiye, dünyada robot kullanımında 17. sırada yer alıyor. En güncel verilere göre 10 bin çalışan başına ortalama 23 robot düştüğü göz önüne alındığında hala dünya ortalamasının altındayız. Ancak artan talep ve akıllı üretim farkındalığının bu tabloyu değiştireceğini düşünüyoruz. Çünkü Türkiye, sunduğu avantajlarla özellikle de jeopolitik konumu ve nitelikli iş gücü sayesinde potansiyeli yüksek bir pazar.
Şirket olarak Türkiye’deki akıllı üretim sürecine katkı sağlamayı önemsiyoruz. Çünkü çok sayıda sektörde ileri teknoloji çözümleriyle öne çıkan Mitsubishi Electric; bugün dünyada yüz binlerce çalışanıyla faaliyet gösteren 100 yıllık bir dünya devi konumunda. Jeopolitik konumu, genç nüfusu ve büyüme potansiyeli ile avantajlı bir ülke olduğuna inandığı Türkiye’nin global düzeyde rekabet için dünyadaki gelişmelere hızla uyum sağlayabilmesi amacıyla ileri teknolojisini Türkiye’ye getiriyor. Bu 100 yıllık köklü geçmişi ve gücünü hızla büyüyen Türk sanayisinin çağın gereklerine uygun üretim kabiliyeti kazanması, kalitede en üst seviyeye ulaşması ve küresel ölçekte çok daha kolay rekabet edilebilmesi için kullanıyor. Büyük bir hızla gelişen Türk endüstrisinin ileri teknoloji ile donatılmış fabrika otomasyonuna ve enerji verimli teknolojilere olan ihtiyacının artacağına inanan Mitsubishi Electric, bu zorlu göreve adres olarak kendi teknolojisini gösteriyor.
2022 yılı hedeflerinizden ve projeksiyonlarınızdan bahsedebilir misiniz?
2022 yılı için ajandamızda, dijitalleşme ve yeni robot yatırımları yer alıyor. Üretim hatlarını kişisel bazlı ihtiyaçlara göre optimize ederek pazardaki rekabet koşullarına ayak uydurmayı sağlayan iş birlikçi robot ve dijital altyapılar konusunda çalışmalarımıza hız kazandırdık. Bu kapsamda dünyanın dört bir yanındaki iş ortaklarımıza ve tüketicilerimize inovatif ürün ve çözümlerimizle en iyisini sunmayı sürdüreceğiz. Aynı zamanda Mitsubishi Electric’in ana faaliyet alanı olan üretimden yola çıkarak, önümüzdeki dönemde “Dijital Fabrika” kavramı üzerindeki çalışmalarımızı da hızlandıracağız. Şirketimizin Sanayi 4.0’a yanıtı olan e-F@ctory konseptimizle sanayicilerimizi geleceğe hazırlamak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
