Enerji santrallerinin işletme ve bakımı, demontaj, relokasyon ve geri dönüşüm, kurulum ve devreye alma, yedek parça ve ekipman satışı ile takım konteyneri kiralama konusunda hizmet sağlayan Pro-Per Enerji yeni dönemde Amerika ve Afrika kıtasına yoğunlaştı. Yeni dönem hedefleri hakkında bilgi veren Pro-Per Enerji Genel Müdürü Serhat Görgün, “Pro-Per Enerji olarak hem Türkiye’de hem de yurtdışında önemli planlarımız var. Türkiye’de özellikle hidroelektrik alanında hibrit santraller tarafında Güneş Enerji Santralleri kurulması tarafında büyük bir heves ve iştahla büyümeye devam edeceğimizi söyleyebilirim. Globalde ise özellikle Amerika kıtasındaki girişimimiz GESA’nın ve Afrika kıtasında hali hazırda başlattığımız çalışmaların devamı noktası bize son derece heyecan veriyor” dedi.
Firmanızın kuruluşundan ve sunduğunuz hizmetlerden kısaca bahsedebilir misiniz?
Pro-Per Enerji 2007 yılında General Electric firmasından ayrılan 3 mühendis tarafından kurulmuş bir hizmetler şirketi. Pro-Per Enerji olarak 4 iş kolunda faaliyet gösteriyoruz. Bunlardan bir tanesi yenilenebilir enerji alanında güneş ve hidroelektrik santralleri kurmak ve kurulan bu santrallerin bir kısmının da işletmesini üstlenmek. Bugüne kadar 60’a yakın enerji santrali kurduk ve bunlardan 9 tanesinin halihazırda işletmesini yürütüyoruz.
İkinci iş kolumuz herhangi bir endüstriyel tesisin/santralin tamamının ya da bir kısmının montajı, de-montajı ve relokasyonu yani bir konumdan başka bir konuma taşınması. Bir santralin bir yerden alınıp en küçük vidasından, türbinine kadar komple sökülüp başka bir lokasyonda yeniden kurulması ve devreye alınması süreçlerini yönetiyoruz.
Üçüncü işimiz ise enerji santrallerinde yer alan ekipmanların bakım hizmetleri. Doğalgaz santrali, yenilenebilir enerji santrali ya da buhar santrali fark etmeksizin santrallerde yer alan ekipmanların bakım işlerini üstleniyoruz. Dünya devi türbin üreticilerinin türbinlerine dünyanın herhangi bir noktasında 300 kişilik ekibimizle bakım ve işletim hizmetleri sunuyoruz. Şu ana kadar 35 ülkede bu hizmetleri sağladık ve bu sayıyı her geçen gün arttırıyoruz.
Dördüncü işimiz ise ticaret. Bu noktada santrallerin ihtiyaç duyduğu yedek parça ya da benzer aksanları sağlıyoruz. Tüm bu hizmetlerimizi Amerika, Afrika, Dubai ve Özbekistan’da yer alan ofislerimiz üzerinden veriyoruz. Bu 4 faaliyet kolunun, tüm operasyonlarımızın merkezi de İstanbul, Türkiye. Merkezi Türkiye olan bir enerji şirketi ile, hali hazırda insan kaynağı ve beyin transferi yapıyoruz diyebiliriz. Beyin takımları Türk mühendislerden ve teknik ekiplerden oluşan ekiplerimiz ile dünyanın dört bir yanında hizmetlerimize kesintisiz devam ediyoruz.
Büyük çaptaki santrallerin daha fizibil şartlara sahip olan bölgelere taşınması oldukça zor ve teknik birikim isteyen bir iş. Bu konuda önemli bir tecrübeye sahip bir firma olarak örnek bir proje anlatabilir misiniz? Santralin taşınma süreci ve sonrasında elde edilen verimlilik değeri nedir?
Bir coğrafyada bir girdi maliyeti beklenmedik ölçüde arttığında çıktının getirisi o oranda artmadığı vakit o santralin, o yatırımın fizibilitesi negatif yönde etkileniyor ve dolayısıyla da santralin çalışmaması daha anlamlı hale geliyor. Bu anlamda hem ülkemizde hem de dünyanın birçok noktasında atıl durumda duran birçok santral mevcut. Bu santrallerin ekonomik ömrü devam ettiği noktada farklı coğrafyalarda fizibilitesini gerçekleştirebileceği coğrafyalarda çalışıyor olması daha anlamlı. Ne demek istiyoruz? Atıl durumda olan bir ülkede, bir coğrafyada atıl durumda duran bir santrali olduğu gibi kablosundan, vidasından, türbininden, jeneratörüne tüm ekipmanlarıyla beraber söküp farklı bir sahada devreye almak.
Bu işlemi gerçekleştirmek kritik bir planlama safhası, ardından önemli bir hazırlık safhasının ardından ancak mümkün oluyor. Detaylı ön hazırlık çalışmalarının ardından yaptığımız işlem sırasıyla; mevcut lokasyonda de-montaj, demonte edilen ekipmanların uygun, düzgün ve planlı bir şekilde paketlenmesi, paketleme akabinde nakliye süreçleri, nakliye sonrasında da ulaştığı ülkede bu paketlerin tekrar açılması, yeniden monte edilmesi ve devreye alınması. Santrali devreye aldıktan sonra ise yeni santral sahibi ya da santralin mevcut sahibi ile yapılan anlaşma gereği santralin işletilmesi diye özetleyebiliriz. Her ne kadar anlatırken kulağa çok kolay gibi gelse de bir santralin taşınması işlemi için bir yılı aşan bir süreçten bahsediyoruz. Her ekipmanın manueline uygun bir şekilde de-monte edilmesi, monte edilmesi, paketlenmesi büyük bir teknik uzmanlık gerektiren zorlu süreçleri içeriyor.
Biz bu anlamda en son geçtiğimiz sene Antalya’da 240 MegaWatt (MW) bir santrali kabloları, vidası, türbini, jeneratörü ve benzeri bütün aksamıyla söktük, olduğu gibi Özbekistan’da yeniden kurduk ve devreye aldık. Hali hazırda mevcut yatırımcısından bize yansıdığı kadarıyla tüm süreçten ve mevcut santralin verimliliğinden son derece mutlular. Yatırımcının Özbekistan ülke otoriteleriyle yaptıkları anlaşmalar vesilesiyle de oldukça karlı bir süreç yaşadıklarını rahatlıkla ifade edebilirim.
Sizlerin ABD, Birleşik Arap Emirlikleri ve Özbekistan’da da ofislerini bulunuyor. Yeni dönemde global ölçekteki hedefleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Tabii ki, bizim yakın doğu bölgesini hedeflediğimiz Özbekistan ofisimizin yanı sıra geçtiğimiz yıl Amerika’nın Houston eyaletinde Teksas’ta hayata geçirdiğimiz bir şirketimiz var. Joint venture yapısında lokal bir şirket ile yüzde 70’i bize yüzde 30’u ortağımıza ait kurduğumuz Global Energy Services Alliance (GESA) isimli şirketimiz ile güney ve kuzey Amerika kıtalarına hizmet veren bir yapı kurduk. Az önce sıraladığım enerji sektöründeki tüm hizmetlerimizi Amerika kıtasına taşıma noktasında olan bu girişim ile çok eşi benzeri olmayan bir yapılanmaya gittik. Enerji hizmetleri noktasında İngilizce tabiri ile ‘One stop shop’ diyoruz bu yapılanmaya. Bir santralin ekonomik ömrü süresince ihtiyaç duyabileceği her türlü hizmeti sağlayan bir yapılanma. Bu noktada hem santral sahipleri hem santrallere hizmet veren markalar bizim gibi her başlıkta hizmet veren şirketlere çok ciddi anlamda talep gösterdiler. Geçtiğimiz senenin haziran ayında kurduğumuz GESA yaklaşık 6 aylık bir süre içerisinde 15 yıllık Pro-Per Enerji şirketimizin cirosunun yaklaşık %40’ına yaklaştı. 6 ayda Amerika kıtasında bu başarıyı gösterebilmiş olmak bizim için gerçekten heyecan ve mutluluk verici. Bu senede bu başarının devamını planlıyoruz.
Amerika kıtasının yanı sıra Afrika kıtasında bir kardeş şirketimiz var. Afrika’da hali hazırda Botsvana ve Nijerya’da iki ayrı yapılanma ile Afrika kıtasını hedefliyoruz. Orada 11 ülkede bulunan santrallerimiz var ve bu santrallerin bütün işletim sorumluluğu bizim bu şirketimiz üzerinde. Bununla beraber Dubai’de bir şirketimiz var. Dubai’deki şirketimiz Abu Dabi’de yer alan şubesiyle beraber Birleşik Arap Emirlikleri’nde faaliyet gösteriyor ve bu yapılanmamız da Orta Doğu coğrafyasında özellikle rafineri ve enerji üretim tesislerinin enerji hizmetleri ihtiyaçlarını karşılanmasını hedefliyor.
Toparlayacak olursam dünya yapılanmamız; Amerika, Afrika, Orta Doğu ve Türki cumhuriyetler olarak kategorize edeceğim bu 4 coğrafya tamamıyla Türkiye’de yer alan Pro-Per Enerji genel merkezi üzerinden yönetiliyor. Her biri kendi alanında hatırı sayılır işler yapmış tecrübeye sahip yaklaşık 400 kişilik güçlü bir ekiple bu operasyonu yönetirken, projelerin büyüklüğüne bağlı olarak ekip sayımız zaman içerisinde 1000’ yaklaşan rakamlara ulaşabiliyor.
Türkiye’de hayata geçirdiğiniz örnek bir uygulama projenizi anlatabilir misiniz? Projeye nasıl hizmetler sunduğunuz ve nasıl çıktılar elde ettiniz?
Bu soruya faaliyet gösterdiğimiz dört iş kolundan birer örnekle yanıt vermek istiyorum. Birinci işimiz hidroelektrik santralleri ve güneş enerjisi santralleri kurmak ve işletmek. Bizim hali hazırdaki en büyük müşterimiz hidroelektrik santralleri noktasında Avrupa’nın en büyük yenilenebilir enerji yatırımcısı fonu Aquila ile yaptığımız bir iş ortaklığı. Aquila; Almanya menşeili bir şirket. Avrupa genelinde tamamı hidroelektrik, rüzgâr ya da güneş enerjisiyle çalışan 512 tane santrali var. Türkiye’de ise 6 tane hidroelektrik enerji santrali var. Aquila ile Türkiye’de faaliyet gösteren bu santrallerinin işletimini devralmak üzere büyük bir anlaşma yaptık ve bu hidroelektrik santrallerinin yönetimini yürütüyoruz. Devir aldığımız günden bu yana her yıl yağış miktarına göre oranladığımızda %5 ila %20’lik bir verimlilik artışı sağladığımız bu iş birliği bizim için gerçek bir başarı hikayesi.
İkinci iş kolumuz olan montaj, de-montaj ve relokasyon alanı için Antalya’daki enerji santralinin Özbekistan’a taşıdığımız projenin yanı sıra bizim için imza proje diyebileceğimiz iki projeden bahsetmek isterim. Bunlardan bir tanesi geçtiğimiz haftalar da Sayın Cumhurbaşkanımızın açılışını yaptığı Silivri’deki doğalgaz depolama projesi. Burada da biz bir alt taşeron olarak bu projenin önemli oyuncularından birisiydik. Oradaki türbinlerin montajı ve devreye alınmasının yanı sıra birçok endüstriyel aksamın montajı ve devreye alınması süreçlerinde rol oynadık. Bizim için son derece gurur verici ve başarı hikayelerimize memnuniyetle eklediğimiz bir proje oluyor. Geçtiğimiz ay teslim ettiğimiz bir başka projemiz ise Tusaş’ın rüzgar tüneli projesi. Uçakların ya da insansız hava araçlarının prototiplerinin çeşitli hava koşullarında test edilebileceği bir merkez olarak inşa edilen Avrupa’nın en büyük rüzgar tünelinin kurulmasında hizmet sağlayıcı olarak yer aldık ve başarı hikayelerimizin en üst seviyelerinde olan bir proje olarak listemize ekledik. Bununla beraber Türkiye’de yaptığımız birçok bakım ve devreye alma hizmetlerimiz oldu. Yaptığımız işi; 4 - 660 MW arasındaki türbinlere hizmet verebilmek olarak tanımlayabilirim. Burada da Türkiye’de birçok marka, daha doğrusu markadan bağımsız majör ve minör bakım gerçekleştirdik. Buradaki maksadımızda az önce söylediğim gibi enerji santrallerinin verimliliğini arttırmak ve plansız duruşlardan ya da arızalardan santrallerin kaçınılmasını sağlamak idi. Bu anlamda da dediğim gibi Türkiye’de 650 MW ve üzerinde üç tane santralin majör ve minör bakım işlerini geçtiğimiz sene gerçekleştirmiş olduk.
Bir diğer projeniz ise 650 MW büyüklüğündeki buhar türbin bakımı… Daha yüksek verimlilik elde edebilmek için bakım ve onarım çalışmaları oldukça önemli. Bu projenizi de detaylandırabilir misiniz?
Bu soruyu hidroelektrik tarafını ayrı tutarak cevaplandırıyorum çünkü bu bilincin henüz akarsu tipi ya da barajlı hidroelektrik santrallerinde yeterli seviyede olduğunu görmüyorum. Fakat onun dışında buhar ya da doğalgaz santralleri ya da kömürle çalışan santrallerdeki buhar türbinlerini bu kapsamda değerlendirmeliyiz. Bu bilinç oturdu diyebilirim. Bu konuyu araba örneği üzerinden anlatmak daha kolay oluyor. Bir arabamız olduğunu varsayalım. Bu arabamızın bakımı geldiğinde işimizi gücümüzü bırakıp arabayı bakıma götürüyoruz. Neden? Birtakım problemlerden kaçınmak, bir ihtimal yolda kalma riskini ortadan kaldırmak için. Fakat bu örneğin enerji santrali seviyesindeki bilincinin oturması noktasındaki karşılığı çok daha önemli. Koskocaman bir santral yüz milyonlarca dolar mertebesinde bir yatırım ve bunun belli bir süre durmasının ekonomik karşılığı mukayese kabul etmeyecek kadar büyük. Dolayısıyla da planlı bakımların yapılması bu anlamda son derece önemli. Yani bir santral yatırımı, bu yatırımın geri dönüşü ve fizibilitesiyle ilgili yapılmış bir planlama ve bu planlamaya sekte vuracak herhangi bir problem oluşmadan ortadan kaldırılmalı. Bakımın temel mantığı bu. Bununla beraber de yine aynı şekilde fizibiliteye döndüğümüzde; bir santralin fizibilitesi gereği üretmesi gereken bir miktar enerji var. Ve bu enerji o veya bu sebepten üretilemiyor ise bu ancak ve ancak bakımlarla giderilebilir. Dolayısıyla bu sorunuzun iki yanıtı var diyebilirim. İlki bir santralin ekonomik ömrü boyunca beklenen enerji üretmesini sağlamak, ikincisi ise santralin beklenmedik duruşlara karşı önleminin alınması noktasında yapılması gereken bakımlar.
Yeni dönem hedefleriniz ve 2023 yılıyla ilgili iş gündeminizi paylaşabilir misiniz?
Pro-Per Enerji olarak hem Türkiye’de hem de yurtdışında önemli planlarımız var. Türkiye’de özellikle hidroelektrik alanında hibrit santraller tarafında Güneş Enerji Santralleri kurulması tarafında büyük bir heves ve iştahla büyümeye devam edeceğimizi söyleyebilirim. Globalde ise özellikle Amerika kıtasındaki girişimimiz GESA’nın ve Afrika kıtasında hali hazırda başlattığımız çalışmaların devamı noktası bize son derece heyecan veriyor. Bununla beraber Avrupa’da Aquila ile var olan iş birliğimizi genişletmek 2023 senesinin bizim adımıza en büyük açılımlarından birisi olacağını umuyoruz. Şu anda Aquila’nın Türkiye’deki 6 santralini yönetiyorken Avrupa’da 500’ün üzerindeki santraline destek vermeye çabalıyoruz. Bu atılımın Avrupa’ya yönelik çok güçlü bir iş geliştirme olacağını söyleyebilirim. Dolayısıyla bizi özellikle yurt dışındaki bu gelişmeler Amerika, Afrika, Orta Doğu ve Avrupa kıtasında önümüzdeki dönemde hayata geçirmeyi hedeflediğimiz projeler ve müşterilerimizle yapacağımız iş birlikleri ile ve Türkiye’de gördüğümüz, başladığımız, devamını getireceğimiz girişimlerimizle 2023 bizim için heyecan verici bir yıl olarak görülüyor.