AB'nin karbon emisyonlarını sınırlandırmak amacıyla hayata geçireceği ‘Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’ (CBAM), sanayi sektöründe yeni bir dönemin habercisi. Yürürlüğe girmesine sadece 5 ay kalan bu düzenlemede, karbon emisyonlarını şeffaf şekilde raporlamayan ve uyum sağlayamayan tesisler, ihracat gelirlerinin en az yüzde 25’i oranında vergi riskiyle karşı karşıya kalacak. Sanayi kuruluşlarının bu kritik dönemde altyapı ve üretim süreçlerini hızla dönüştürmesi ise sürdürülebilir rekabet için artık bir zorunluluk haline geldi.
Çukurova Isı Pazarlama Müdürü Osman Ünlü, bu süreçte özellikle ısıtma sistemlerinin ne kadar belirleyici olduğuna işaret ediyor.
CBAM’A UYUM SAĞLAMAYAN TESİSLERE, AĞIR TİCARİ YAPTIRIM GELİYOR
Enerji yoğun sektörlerde faaliyet gösteren sanayi kuruluşlarını yakından ilgilendiren bu uygulama, özellikle demir-çelik, çimento, alüminyum, gübre ve elektrik üretimi gibi alanlarda faaliyet gösteren tesisler için önemli sorumluluklar getiriyor. Küresel pazarda rekabet gücünü sürdürmek isteyen sanayi sektörü için karbon düzenlemelerine uyum, artık ertelenemez bir gereklilik haline geldi. Bu doğrultuda tesislerin, hızla altyapı yatırımlarını tamamlaması, üretim süreçlerini dönüştürmesi ve karbon raporlama süreçlerini devreye alması kritik önem taşıyor.
Karbon emisyonlarını azaltma yönündeki küresel beklentiler, sanayi kuruluşlarının yenilenebilir enerjiye yönelmesini, enerji verimli ısıtma-soğutma sistemlerine geçiş yapmasını ve karbon ayak izini düşüren teknolojik yatırımlar yapmasını gerektiriyor.
“Sanayi sektörü, artan karbon düzenlemeleri karşısında güneş enerjisi santrali (GES) yatırımlarını ve karbon maliyetlerini azaltmaya yönelik teknoloji yatırımlarını hızlandırıyor.” diyen Ünlü, bu süreçte ısıtmanın enerji verimliliği ve maliyetler üzerindeki kritik önemine dikkat çekerek şunları söylüyor:
“2026 itibarıyla demir-çelik, alüminyum, gübre, çimento, hidrojen ve elektrik üretim sektörlerinde faaliyet gösteren firmalara sınırda karbon vergisi uygulanacak. Bu kritik tarih yaklaşırken, sanayi tesislerinde GES yatırımları hızla artıyor. GES yatırımlarındaki büyüme, elektrikli ısıtıcı pazarında da ciddi bir talep artışı sağladı. Çünkü Türkiye’de sanayide tüketilen enerjinin yaklaşık yüzde 50’si verimsiz ısıtma ve soğutma sistemlerinde harcanıyor. Bu nedenle tesisler, enerjiyi daha verimli kullanmak amacıyla ısıtma sistemlerinde yeniliğe giderek elektrikli ısıtıcıları seçiyor.”
GOLDSUN VEGA, KARBON MALİYETLERİNİ AZALTIYOR
“Çukurova Isı olarak, bu dönüşüm sürecine, Goldsun markamızın en yeni ürünü olan Goldsun Vega elektrikli ısıtıcı ile katkı sağlıyoruz.” diyen Ünlü, “Kısa dalga infrared teknolojisiyle geliştirdiğimiz Goldsun Vega, bugüne kadar üretilmiş en teknolojik infrared ısıtıcı olarak tanımlanıyor. Vega’nın özel reflektör teknolojisi, ampulden çıkan ışınların tamamını cisimlere yönlendirerek ısıtma verimini yüzde 28 oranında artırıyor. Cihazda kullandığımız yüksek yoğunluklu halojen ampul ise, standart rezistanslı ısıtıcılara kıyasla yüzde 40 daha yüksek verim sağlıyor. Goldsun Vega, sahip olduğu bu donanımsal özellikler sayesinde; endüstriyel tesislerin enerji tüketimini optimize ediyor, karbon emisyonlarını azaltıyor ve dolayısıyla karbon maliyetlerini düşürüyor.” ifadelerini kullandı.
Ünlü, ayrıca sundukları ücretsiz keşif ve projelendirme hizmetleriyle, sanayi tesislerinin yeşil dönüşüm yolculuğuna rehberlik ettiklerini de sözlerine ekledi.