22 yıllık birikimi, tecrübesi, kanıtlanmış güvenilirliği ile bugün birçok prestijli projenin tercihi olan Koru Peyzaj’ın ajandasındaki çalışmaları, Firma Sahibi Peyzaj Mimarı Sibel Gül Arıstak ile konuştuk. 3 Temmuz 2017 tarihinde yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği ile yapı ruhsat aşamasında peyzaj projesinin zorunlu hale gelmesinin avantajlarına dikkat çeken Arıstak, özellikle ekolojik dengenin korunmasına sağlayacağı katkıya dikkat çekiyor. 


Koru Peyzaj’ın kuruluşundan ve bugün geldiği noktadan bahseder misiniz?

Firmamız, 1996 yılında Bursa'da kuruldu.1999 yılından bu yana da ofis & fidanlık olarak faaliyetlerine devam etmektedir. Kuruluşundan itibaren mesleki bilgilerini etik değerler çerçevesinde uygulayarak en doğru, en fonksiyonel, en estetik ve sürdürülebilir proje ve uygulamalara imza atmak prensibiyle hareket etmiştir. Firmamızın öncelikli hedefi her zaman işin doğru şekilde yapılması olmuş, ticari kazanç sonra gelmiştir.

Hedef kitlenize hangi hizmetlerle çözüm sunuyorsunuz?
Peyzaj projeleri hazırlanması ve projelerin uygulanması işimizin ağırlıklı kısmını teşkil etmektedir. Ayrıca fidanlığımızda bitki üretimi ve satışı yapılmaktadır. Uygulamalardan sonra talep olduğunda yıllık bahçe bakım hizmeti de verilmektedir. Ahşap saksı, bank, kameriye gibi donatı elemanları standart ölçülerde perakende satışa sunulduğu gibi, siparişe göre istenilen ölçülerde de yapılmaktadır.


Firmanızın müşterilerine sunduğu en önemli avantaj nedir?
Proje/Uygulama/Bakım süreci tek elden kesintisiz biçimde sunulduğundan herhangi bir sorun yaşanması ihtimali ortadan kalkmaktadır. Firmamızın 22 yıllık birikimi, tecrübesi, kanıtlanmış güvenilirliği tercih sebebi olmaktadır. Proje dahilinde taahhütümüz dışındaki ancak bizim ekibimizden önce yapılması gereken işler hakkında takip ve danışmanlık hizmeti de vermekteyiz. Bu da tüm işlerin kusursuz işlemesi konusunda avantaj sağlamaktadır.

Bu yılın ilk dönemini geride bıraktık. Sektörünüz ve firmanız açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öncelikle piyasanın durumuna baktığımızda bitki üreten ya da peyzaj uygulama işleri yapan arkadaşların söylemleri olumsuz yönde. “Satış az, bu sene talep çok yok” gibi şeyler duyuyorum. Bizim belki de daha önceden anlaşmasını yaptığımız işler olduğu için biz iş sıkıntısı çekmedik. Ama piyasada şu an genel olarak bir ödeme ve nakit sıkıntısı olduğu da bir gerçek. Ekonomik anlamda sıkıntı var. Özellikle doların ani yükselişiyle tetiklenmiş olan bir tutum var; insanlar parasını tutmayı, tedbirli olmayı tercih ediyor. 


Bu yıl hangi projelere imza attınız? 
En son GBC İnşaat’ın Tatbikat Evleri'nde peyzaj proje ve uygulamamızı yaptık. Milletvekili Hüseyin Şahin’in evinin bahçesine proje ve uygulamasını yaptık.  Önkeskin İnşaat’la 10 yıldan uzun süredir birlikte çalışıyoruz, en son bu firmanın Güzelyalı’daki projelerinde yer aldık. Gemlik Serbest Bölge’de yer alan Çimtaş’ın fabrika binalarının peyzaj işlerini biz yapıyoruz, yine bu yıl da gelen talepler doğrultusunda Çimtaş’la çalıştık.  


GBC İnşaat’a yaptığınız projeyi detaylandırır mısınız?
Bu proje sekiz adet villadan oluşuyor. Konutların bahçelerini ve ortak alanlarını projelendirdik. Proje mimarı ile istişare ederek projeyi oluşturduk. Otomatik sulama sistemi yapıldı. Mevsim sebebiyle  tohum sezonun dışında bir dönemde olduğumuz için rulo çim kullandık. Olması gereken yerlere ağaçlar, bitkiler seçtik. Manzarası olan yerlerde manzarayı kapatmayacak şekilde bir peyzaj tasarladık. Çok rüzgar alan bir alan, bitki seçiminde aşırı rüzgarın tahrip edici etkisini de göz önüne almak gerekti. Çalışmalarımızı bitirdik, teslim etme aşamasındayız. 


Sizin müşteri portföyünüz arasında kurumsal firmalar çok fazla. Firmaların idari binalarının peyzaj işlerinde nasıl bir yol izliyorsunuz? Yaptığınız seçimlerde firmanın kurumsal kimliğiyle uyum sağlamayı hedefliyor musunuz?
Kurumsal firmalardan gelen talepler çoğunlukla çalışanların dinlenme zamanlarında dışarı çıktıklarında rahatlayabilecekleri mekanlar tasarlamamıza yönelik. Bu noktada üç şey öne çıkıyor; birincisi gölge alanlar oluşturmak, ikincisi doğada olduklarını hissedecekleri bol yeşillikli bir tasarım uygulamak ve üçüncüsü oranın rüzgarına, güneşine uygun olan tasarımlar yapmak... Çimtaş’a yaptığımız çalışmada özellikle sürdürülebilirliğe de dikkat edildi. Daha önce LEED sertifikası almak üzere başka bir proje yapmışlardı, onda da kendileriyle birlikte çalışmıştık. Biraz da ekolojik dengeyi ön plana alarak işler yapmak istiyoruz. Örneğin bitkilerin sulanması konusunda suyu tasarruflu kullanacak çözümler buluyoruz, buna uygun otomatik sulama programı yapıyoruz. Her şeyi hem ekolojik hem de ekonomik dengede tutmak üzere tasarlıyoruz.


Kent kimliğinin peyzajla olan ilişkisi nedir? Peyzaj kente nasıl bir değer katar?
Her binanın yapı ruhsatı alma aşamasında peyzaj projelerinin zorunlu hale gelmesi bize bir avantaj sağladı. Bu bence ekolojik dengenin korunması, iklime fayda sağlaması, insanların psikolojisine bir rehabilitasyon sağlaması için çok önemli avantajlar elde edilmesini sağlayacak. Çünkü şu anda tarım alanlarını, zeytinlikleri, ovaları arazi imarına açarak orada inşaatlar yapıldığını gözlemliyoruz. Ve bu inşaatlar yüksek beton bloklar halinde yükseltiliyor. Bu yönetmelikte o binaların etrafına her 30 metrekarede bir adet ağaç dikmek zorundayız ve bu ağaçları da binaların cephe yüksekliğine ulaşabilecek türlerden seçmek zorundayız. Bununla ilgili önümüzde listelerimiz var. Dolayısıyla daha yeşil ve gölge olan, insanların içerisinde yaşamak isteyeceği peyzaj alanları oluşacak. Bundan önce müteahhitler “Çim yapalım, araya birkaç gül, göze hoş gelecek çiçek dikelim. Birkaç da çam ağacı yeter” anlayışına sahiplerdi. “Yerler çimle kaplansın, iş ucuza gelsin, gerisi önemli değil” diye düşünüyorlardı. Hatta sulama sistemlerine gerek görmeyen müteahhitler dahi söz konusuydu. Şimdi peyzaj projeleri içinde otomatik sulama da zorunlu olarak yer alıyor. Burada belediyelere büyük sorumluluk düşüyor. Çünkü projeler belediyelerin sorumluluğuna teslim ediliyor. Bunları denetleyecek kurumlar belediyeler. Müteahhitler biraz daha bilinçlenecek, belediyeler bu işin denetimini ve yürütmesini doğru yapacak, biz peyzaj mimarları da olması gereken en güzel projeleri üreteceğiz ki insanlığa bir faydamız olsun bundan sonrası için…


Dikey bahçeler konusunda düşünceleriniz nelerdir?
Bina cephelerine bitkilendirme yapmanın binaların iklimlerine faydası olacaktır. Örneğin akşama kadar güneş alan güney cephesi bir binanın sağır cephesini bitkilendirirseniz, bunun ortamın ısınmasına da serinlemesine de faydası olacaktır. Tabii bizim bu dikey bahçeleri sürdürülebilir şekilde yapıyor olmamız lazım. Bu konuda da çok fazla alternatifler var. Her firma başka bir yöntemi kullanıyor ve tüm metotlar, malzemeler yurt dışından getiriliyor. Şu anda deneme, oturma aşamasında gibi... Uzun vadeli, sürdürülebilir halde yapmayı başardığımız gün mutlaka olumlu sonuçları olacaktır. Şu anda metrekare fiyatları da oldukça pahalı işler olduğu için çok miktarda yapılamıyor. Zaten duvarın cephesine gelene kadar binanın etrafını yapalım. Önce daha mümkün olanı, daha kolay uygulanabilir olanı yapalım, sonra dikey bahçelere de geçeriz.