FOTO: Tosca Facade Genel Müdürü ve Cephe Danışmanı Arzu Işıklı,

Yapının hem estetik kimliğini hem de fiziksel korumasını belirleyen en önemli unsurlardan biri olan bina kabuğu, iç ve dış ortam arasında bir bariyer görevi üstleniyor. Tosca Facade Genel Müdürü ve Cephe Danışmanı Arzu Işıklı, bina kabuğunu “yapının elbisesi” olarak tanımlayarak, bu kavramın yalnızca cepheyi değil, tüm bileşenleriyle yapının çevresel etkileşimini kapsadığını vurguladı.

Işıklı, bina kabuğunun tarihsel gelişimine değinerek, 19. yüzyıla kadar dış duvarların taşıyıcı eleman olarak işlev gördüğünü, çelik ve betonarmenin inşaatta kullanılmaya başlanmasıyla birlikte bu durumun değiştiğini belirtti. “Bu dönüm noktası, dış duvarların artık taşıyıcı olma zorunluluğunu ortadan kaldırdı ve cephelerde şeffaf yüzeylerin artmasının önünü açtı” dedi.

Selçuk Aktepe: “Büyümek Yetmez, Büyütmek de Gerekir”
Selçuk Aktepe: “Büyümek Yetmez, Büyütmek de Gerekir”
İçeriği Görüntüle

İlk metal taşıyıcılı giydirme cephe örneği olarak 1864 yılında inşa edilen Oriel Chambers binasını işaret eden Işıklı, sanayi devrimi sonrası cam üretim teknolojilerindeki gelişmelerin, cephe mimarisine yeni bir boyut kazandırdığını ifade etti. 20. yüzyılın başlarında ısı yalıtımı yüksek, reflekte ve dayanımlı camların üretilmesiyle birlikte, cam artık yalnızca geçirgen bir malzeme değil, kimi durumlarda taşıyıcı bir eleman olarak da kullanılmaya başlandı.

Modern cephe sistemlerinin bileşenlerine değinen Işıklı; pencere, panel, çift cephe, entegre ve yangına dayanımlı cephe sistemleri gibi farklı yapı çözümlerinin, günümüz mimarisinde işlevsel ve estetik açıdan belirleyici hale geldiğini söyledi. Ayrıca metal, ahşap, prekast, çimento esaslı kaplamalar ve mantolama sistemlerinin de bina kabuğunun ayrılmaz parçaları olduğunu ekledi.

Cephe seçiminde dikkat edilmesi gereken kriterlerin yalnızca mimari değil, statik, yapı fiziği ve yerel yönetmeliklerle belirlenen teknik koşulları da kapsadığını hatırlatan Işıklı, “Rüzgar yükleri, bina hareketleri, deprem dayanımı ve malzeme toleransları doğru şekilde analiz edilmeden yapılan seçimler, uzun vadede yapı performansını olumsuz etkiler” ifadelerini kullandı.

Arzu Işıklı’nın açıklamaları, cephe tasarımının yalnızca estetik değil, mühendislik, fizik ve malzeme biliminin birleştiği disiplinler arası bir alan olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.

İlginç bir detay olarak, Işıklı’nın sunumunda yer alan Sapphire Tower (İstanbul) ve Milano Fuar Alanı örnekleri, modern cephe tasarımının hem işlevsel hem de sanatsal yönünü yansıtıyor.