“Tasarımcılar olarak, hayal gücümüz ne kadar geniş olursa olsun eğer amacımız, uygulanabilir bir tasarım yapmak ise malzemenin, olanak ve kısıtları ile bize çizdiği sınırların içinde davranmak zorundayız. Tasarımımızın kullanıcı tarafından algılanmasında başat bir rolü olduğundan, malzemenin tasarımın manası ile aramızda bir arayüz işlevi gördüğünü düşüyorum. Bu anlamda, tasarımda malzeme seçimi üstesinden gelmenin zor olduğu konulardan biridir. Nasıl bir siyasetçi söylediği her kelimeye dikkat etmek, birinci ve ikinci anlamlarını dikkate almak durumundaysa, bir tasarımcı da kullandığı malzemeleri seçerken aynı hassasiyeti göstererek seçtiği her malzemenin tasarımın omurgası olan “fikir” ile tutarlı bir ilişki içinde olmasını sağlamalıdır. Malzeme seçiminde öncelikli kriterler, doğal olarak tasarımızdan beklediğimiz strüktürel, fonksiyonel ve estetik performansı karşılayacak, renk, doku, yumuşaklık, esneklik ve şekil verilebilme gibi fiziksel özellikleridir. Ayrıca, dayanıklı olması ve ekonomik olması da projeden bağımsız olarak olmazsa olmaz kriterlerden. Bununla beraber değişen dünya koşulları artık daha farklı hassasiyetleri de beraberinde getiriyor. Biz de ofisistanbul olarak bu olmazsa olmaz kriterlere ek olarak sürdürülebilirlik bağlamında malzemenin, kolay ulaşılabilir olmasına, yerel olmasına, sağlıklı bileşenlerden oluşmasına oldukça fazla önem veriyoruz. Yine ofisistanbul olarak en hassas olduğumuz konu öz-biçim ilişkisi açısından sorunlu olan, yani taklit malzemelerden kaçınmamız. Ahşap dokulu laminant, mermer dokulu seramik vs. gibi malzemelerden kesinlikle uzak duruyoruz. Hatta kullandığımız ahşap masif olduğunda bile olabildiğince az işlem görmüş halini tercih ediyor, ahşabın üzerinde kat kat cilalar görmek pek istemiyoruz. Projenin kendine has doğruları ile çelişmediği sürece, doğal taş, ahşap, demir gibi insanın çok uzun süredir birlikte olduğu tanıdık ve güven veren malzemeleri kullanmayı da çok seviyoruz. Daha ekonomik, daha ulaşılabilir, daha iyi yalıtım sağlayan, daha az enerji gerektiren, daha rahat kullanım sunan malzemeler konusunda birçok araştırma duyuyor ve heyecanlanıyoruz. Şimdilik bu malzemelerin çoğu endüstriyel olarak kullanıma sunulmadı ama üzerinde yürüyünce elektrik üreten parke, havayı temizleyen tuğlalar, biyoplastikler, nano teknolojik beton ya da halılar, şeffaf ahşaplar gibi birçok ürünün yakın zamanda çevremizi değiştirmeye başlayacağını da görüyoruz. Biz de bu gelişmeleri heyecan ve merakla izliyoruz.”