iki design group Kurucu Ortağı Yüksek Mimar Murat Kader, her iyi projenin arkasında güçlü bir hikaye barındırdığından hareketle, “Tasarımlarımızda, fonksiyonelliğin ve mükemmel bir işleyişin sıkı takipçisiyiz. Projelerin her aşamasında en fazla zaman ayırdığım şey; o projenin mükemmel bir kurgu ile kusursuz olarak işleyebilmesi üzerinedir” dedi.

Projenin tasarım aşamalarında ana kurguya ve senaryo oluşumuna önem verdiklerini çünkü her iyi projenin arkasında güçlü bir hikaye barındığını söyleyen Kader, “Hedef kitle analizi yaparak güçlü tespitlerle yola çıkıyoruz ve son kullanıcının üzerine biçilmiş projeler tasarlıyoruz” dedi.

Firmanızı ne zaman kurdunuz? Ne gibi ilkleri başardınız?

iki design group’u ortağım Sema Eser Özsaruhan ile 1995 yılında kurduk ve aralıksız proje ürettik. Tasarımda çok fikirliliğin ve birden fazla kişinin katkısının olduğunu vurgulamak için “iki”nin bizdeki anlamı büyük. Çokluğun, alternatif düşüncelerin ve ortak ön görülerin projelerimize olan katkılarını yadsımadığımızı, hatta çoğu zaman bizim önümüzde yer aldığını vurgulamak için "iki"yi isim olarak seçtik. Bu kolektif anlayış ile 26 yıldır birçok ilki başardık. Bu süre zarfında mimari tasarım ile mühendislik çözümlerini birleştirerek yapı teknolojilerine yenilikler getirdik. Örneğin; Spine Tower gibi 191 metre uzunluğunda bir yapının statik yükünü artırmak istemediğimiz için verimli çatı drenaj sistemleri tercih edilmiştir. Yapı yükünü eğimli çatı veya yağmur suyuyla artırmamak adına sifonik bir sistemle drenaj sağlanmıştır. Sürdürülebilirlik kriterleri gereği kullanılan beton malzeme de özenle seçilmiştir. Yapıda ülkemizde ilk defa uygulanmış olan C80 sınıfı beton malzeme tercih edilmiş ve taşıyıcı kolonların daha güçlü bir malzeme ile daha küçük bir hacme indirgenmesi sağlanmıştır. Bu narin ve ince kolon kesiti ile projenin net alan kullanımının da maksimize edilmesi sağlanmıştır. Aynı şekilde Vadistanbul projemize bakıldığında da hem kentsel olarak hem de mimari olarak öncü ve yenilikçi bir proje olduğu görülür. Vadistanbul, İstanbul’un uygulanmış en büyük kentsel dönüşüm projesidir ayrıca bu projede yer alan; Seyrantepe Metro İstasyonu’yla Vadistanbul Bulvar’ı birbirine bağlayan, projeye özel “havaray hattı”, Türkiye’de bir ilk niteliğindedir. 

Endüstriyel, özel yapılar, bina ya da ofislerde mimari tasarımlarda hangi kriterleri dikkate alıyorsunuz?

Programı ne olursa olsun, tasarımlarımızda, fonksiyonelliğin ve mükemmel bir işleyişin sıkı takipçisiyiz.  Projelerin her aşamasında en fazla zaman ayırdığım şey; o projenin mükemmel bir kurgu ile kusursuz olarak işleyebilmesi üzerinedir. Projeye başlarken, projenin konumu, konusu ve işveren talepleri bizlere ayrıca yön veriyor. Tasarım aşamalarında ana kurguya ve senaryo oluşumuna önem veriyoruz çünkü her iyi proje arkasında güçlü bir hikaye barındırır. Ayrıca hedef kitle analizi yaparak güçlü tespitlerle yola çıkıyoruz ve son kullanıcının üzerine biçilmiş projeler tasarlıyoruz. Fonksiyonellikten uzak, son kullanıcı düşünülmeden sadece cepheye indirgenmiş tasarımlar en çok kaçtığım olgulardır. Sanırım, işlevsellikle kuruduğum ilişki benimsediğim en önemli kriterlerden biridir. Ek olarak mükemmeliyet kavramı tasarım süreçlerinde sahip olmaya çalıştığım bir diğer önemli kriterdir. Gerçek anlamda mükemmeliyet; dünya kaynaklarının en az kullanıldığı ve aynı zamanda insan için yapılmış fonksiyonel tasarımlardır. Yani kaynak ile son ürün arasındaki ilişkiyi had safhada önemsiyorum. Tasarım sürecindeki ölçü değerleri ve oranlar arasındaki doğru ilişki de aynı zamanda, projede mükemmel olana yaklaşmanızı sağlar. 

Güncel referans projelerinizden bahsedebilir misiniz?

2021 yılı itibari ile toplamda 65.000.000 m²’ nin üzerinde proje tasarlayıp teslim etmiş bir ofis olarak mimarlık dünyasına katkı sağlamaya devam ediyoruz. Özellikle son yıllarda ağırlıklı olarak yurt dışına işler yapıyoruz. Güncel olarak ülke içi projelerle beraber; Özbekistan, Romanya, Azerbaycan, Irak ve Karadağ’da projelerimize devam ediyoruz. Yurt içinde Seba Göktürk Evleri, La Reserve Göktürk, Pendik Karma Kullanım ve Dap Levent Karma Kullanım projeleri en güncel çalıştığımız projelerdir. Son dönemde Özbekistan’da ürettiğimiz projelerin sayısı ise 30 aştı; Seoul Mun, Olmazor Business City, Alfraganus Shopping Mall bunlardan sadece bazıları. Budva’da devam eden bir otel projemiz ve Romanya’nın başkentinde sürdürdüğümüz Bucharest Mixed Use Projesi ise Avrupa ülkelerine ciddi katkı sunmaya hazırlanan güncel projelerimizdendir. Kısaca bir iki tanesinden daha detaylı bahsedecek olursak: 

-    Seba Göktürk Evleri:  
Konumu itibariyle dingin ve sesiyle huzur veren bir derenin yanı başında yer alıyor. Derenin diğer tarafında yemyeşil bir orman uzanıyor. Burada oluşan mavi-yeşil hat doğayla her an iç içe olmanızı sağlıyor. Proje toplamda 16 blok ve 368 daireden oluşuyor. Bebek Parkın’dan bile büyük rekreasyon alanlarıyla mavi gökyüzü ile kucaklaşan az katlı, özgün bir konut projesidir. 

-    Mia Budva:
Karadağ’ın en şirin ve doğal şehirlerinden birinde yer alan Mia Budva projesi, bulunduğu bölgenin bir parçası olarak, şehrin kalbinde konumlanmayı hedefliyor. Budva şehrinin arazi örtüsü, denizi, tepeleri ve kentsel dokusuyla tam olarak uyumlu; kendi bağlamından referanslar alan bir projedir. 5 yıldızlı otel standartlarında karma kullanımlı bir proje inşaa etmek programın ana hedefidir. Otel odaları ve servis apartmanlar dahil olmak üzere 352 adet 5 yıldızlı standart konaklama alanı içermektedir. Tesisin toplam brüt inşaat alanı 56.000 m² olup, 2.900 m² perakende alanı ve spor salonu, restoranlar, toplantı odası gibi olanaklar da bulunmaktadır.

Ödüllü tasarımlarınız var mı? Hangi özellikleriyle bu ödülleri kazandılar, paylaşır mısınız?

İki design group olarak Türkiye, Rusya, Azerbaycan, Türkmenistan, Libya, Tanzanya, İran, Irak, B.A.E, Karadağ, Katar, Kıbrıs, Kazakistan, Ukrayna, Makedonya, Romanya ve Özbekistan’ın da aralarında bulunduğu toplam 17 ülkede 500'den fazla proje üreterek 70’in üzerinde uluslararası ödül aldık. Bunlar arasında “Deutsch - Türkischer Freundschaftspreis, MIPIM Awards, International Property Awards, Natural Stone Awards, Haute Grandeur Global Hotel Awards ” gibi  uluslararası prestiji yüksek  ödüller var. 

Örneğin; Emaar Square Projesi; 2012-2013 Uluslararası Gayrimenkul Ödülleri’nde “Dünyanın En İyi Karma Kullanımlı Mimari Projesi” ve 2012-2013 Avrupa Gayrimenkul Ödülleri’nde “En İyi Karma Kullanımlı Mimari Projesi”, 2013-2014 Avrupa Gayrimenkul ödüllerinde ise “En İyi Karma Kullanımlı İç Mekan”, "En İyi İç Tasarımlı Örnek Ev" ve "En İyi Yüksek Konut Mimari Proje"  gibi birçok üst düzey ödülün sahibidir. Aynı şekilde geçen yıl, Özbekistan’ın başkenti Taşkent’de inşaatına başladığımız Seoul Mun Projesi ise kamusal kullanım kurgusuyla Avrupa’nın en seçkin ödüllerinden olan “Best Leisure Architecture - Asia Pasific Property Awards” a layık görülmüştür. 

Spine Tower, Papirus Plaza, Adana Sheraton Hotel, Vadistanbul, Tema İstanbul, Piyalepaşa İstanbul, Nevbahar Üsküdar, Tehran Hotel, Aktepe Circle, Vadi Koru, Grand Majidi Mall… projeleri ulusal ve uluslararası platformlarda ödül almış projelerimizden sadece bazılarıdır.

Mimari tasarımlarınızda yapı malzeme tercihleriniz nasıl şekilleniyor?

Biz, yerine ait projeler üretiyoruz. Kendi arazisiyle, rüzgarıyla, güneşe bakışıyla, komşu binasıyla anlaşan projeler… Dolayısıyla malzeme de bu bütünün bir parçası olarak üretim sürecinde yerini buluyor. Gerek yaşama uygunluğu, gerek yerel üreticinin desteklenmesi, ve gerekse de daha az karbon ayak izi bırakması nedeniyle yerel malzeme kullanımını benimsiyoruz, tavsiye ediyoruz. Elbette çağdaş mimari  bina kullanıcısının; teknolojinin gelişmesine paralel olarak  hayat tarzı değişiyor, kalabalıklaşıyor, global bir dünyada başka ürünlere erişmek istiyor. Buna paralel olarak yapılar ve yapılaşma da hızlanıp farklı formlarda farklı ihtiyaçlara karşılık vermeye çalışıyor. Dolayısıyla malzeme seçimindeki bir diğer önceliğimiz de geçici, gündelik, moda tabir edilen seçimler değil, kalıcı, bugünün teknolojisine önderlik eden ve gelecekteki teknolojik değişimleri de kapsayacak çözümler üretmek.