ST Endüstri Radyo’da Depreme Dayanıklı Binalar programının konuğu, HİSE Global Genel Koordinatörü Emre Ayaz oldu. Programda; sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve yapısal güvenlik konuları mühendislik bakış açısıyla ele alındı.

FOTO: HİSE Global Genel Koordinatörü Emre Ayaz
Yaklaşık 20 yıldır proje yönetimi ve mühendislik alanlarında faaliyet gösterdiklerini belirten Ayaz, yapı dayanımını yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ekonomik ve işlevsel sürdürülebilirliğin bir parçası olarak değerlendirdiklerini vurguladı:
“Bir binanın uzun ömürlü ve planlandığı şekilde kullanılabilmesi, sürdürülebilirliğin ana unsurlarından biridir. Biz HİSE Global olarak, bugünün isteklerini değil geleceğin ihtiyaçlarını dikkate alarak çalışıyoruz.”
Dijital ikiz teknolojisiyle akıllı şehirler
Ayaz, dijital ikiz kavramının artık yalnızca bina düzeyinde değil, şehir ölçeğinde de uygulanabildiğine dikkat çekti:
“Sensör teknolojileriyle desteklenen dijital ikiz, bir yapının yaşayan kopyasıdır. Artık şehirlerin dijital ikizleriyle afet öncesi ve sonrası senaryoları yönetebilmek mümkün hale geldi.”
Denetim kültürü ve risk yönetimi
Deprem riskinin kaçınılmaz olduğunu belirten Ayaz, esas meselenin hazırlık ve risk yönetimi olduğunu ifade etti:
“Olağan dışı durumlar her zaman olacak. Önemli olan, bu durumlara ne kadar hazırlıklı olduğumuz. Denetim ve kontrol kültürünün güçlenmesi gerekiyor. Çünkü riskleri tamamen yok etmek mümkün değil ama doğru yönetmek mümkün.”
Sürdürülebilirlik, şehir ölçeğinde ele alınmalı
Sürdürülebilirlik kavramını yalnızca “yeşil binalar” ile sınırlamamak gerektiğini söyleyen Ayaz, şehir planlamasına dikkat çekti:
“Bir binayı sürdürülebilir yapmak yeterli değil. Eğer mahalle, altyapı ve ulaşım planlaması bu anlayışla yapılmazsa o bina kendi içinde kalır. Gerçek sürdürülebilirlik, şehircilik ölçeğinde düşünülmeli.”
“Geleceğe dayanıklı şehirler için kültürel dönüşüm şart”
Ayaz, geleceğin mühendislerinin farkındalığının arttığını, yeni neslin daha global, çevreci ve sürdürülebilir düşündüğünü belirtti.
“Yeni neslin vizyonu umut verici. Bizim görevimiz onlara daha dayanıklı, çevreyle barışık, bilgiyle desteklenmiş bir dünya bırakmak.”
 
             
             
                            




 
             
             
             
            