Bu yılın ilk dönemini geride bıraktık. Sektörünüz ve firmanız açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Doka Türkiye olarak gerek iç pazarda gerekse yurt dışında devam eden projelerimiz ve dijital kanallarda yaptığımız atılımlarla öne çıkan şirketlerden biri olduk. Euro bazında çift haneli büyüme gerçekleştirdik. E-ticaret ve dijitalleşme yolunda da sürdürülebilir başarılara imza attık. E-ticaret kanalında Eylül 2020 itibariyle toplam satışlarımızın %10’una kadar ulaştı ve dünya çapında Doka’nın en yüksek e-ticaret satışını gerçekleştirdiği 4. Ülke olduk. 
Öncelikle pandemi sürecinin planlamadığımız, bugüne kadar da hiç beklemediğimiz bir durum olduğunu söyleyelim. Açıkçası biz, önümüzdeki yıllarda inşaat sektörünü kökünden değiştirecek bir inovasyon beklentisi içerisindeydik. Ancak soru çalışmadığımız yerden, salgın hastalıkla geldi. Belirttiğim gibi beklentimiz önümüzdeki yıllar içerisinde sektörü alt üst edecek teknolojik bir gelişmenin yaşanmasıydı. Örneğin, demir donatı olmadan yapılabilen bir yapı ya da hiç beton gerektirmeyen bir kaba inşaat, hiç kalıp kullanılmadan yapılabilecek bir betonarme yapı, hiç işçilik gerektirmeyen, tamamen robotlar ve üç boyutlu yazıcılarla konut yapımına geçilmesi gibi gibi büyük teknolojik gelişmeler bekliyorduk. Bu durumu fotoğraf baskısına benzetebiliriz. Hatırlayalım, Kodak diye bir şirket vardı; fotoğraf çekiyor, film tab işleminden geçiyor, sonrasında beğenirsek bir daha tab ettiriyorduk. Artık böyle yöntem yok, dijital fotoğraf makinesi var. Bu değişime direnen firmalar da artık yok. Kodak sektörünün en büyük firmasıydı, ancak varlığını devam ettiremedi. Neden? Çünkü dijital fotoğraf makinesi teknolojisine uyum sağlayamadı. İnşaat sektörü için bizim beklentimiz de büyük bir devrimin gerçekleşmesi, bu devrime uyum sağlayamayanların ortadan kalkacağı, uyum sağlayanların devam edeceği yönündeydi. Fakat bambaşka bir şey oldu ve pandemi ortaya çıktı. Burada da aynı şey söz konusu. Çünkü iş yapış şekillerimiz değişiyor. Pandemi döneminde de uyum sağlayamayan şirketlerin ayakta kalmakta zorlanacağı, uyum sağlayan ve değişime ayak uyduranların devam edeceği bir dönem yaşıyoruz. Elbette planlarımız değişti. Hatta artık uzun vadeli planlar geliştirmiyoruz. Çünkü salgın hastalığın etkilerinin ne olacağını kimse bilmiyor. Dolayısıyla daha kısa vadeli, daha öngörülen planlar yapıyoruz.
İç pazardaki durumu anlayabilmek içinse çimento verilerine bakmak yeterli. Çünkü inşaat sektörünün durumunu çimento tüketimi belirliyor. Çimento tüketiminde geçen seneye oranla yüzde 5’lik bir düşüş var. Dolayısıyla bu bütün sektör paydaşlarını etkiledi, tüketimdeki düşüş yeni inşaat yapımlarına da aynen yansıdı. Fakat bu yansıma mayıs ayından sonra düzelmeye başladı. Mayıs, Haziran ve Temmuz düzenli olarak satışların arttığı bir dönem oldu. Bu artış şu anda da sürüyor. Özellikle Haziran-Eylül ayları arası çok iyi geçti. Tabii burada bizim şansımız oldu. Sektördeki diğer firmalardan pozitif anlamda ayrıştığımızı düşünüyorum. Çünkü bizim için hem yurt dışında hem yurt içinde Euro bazında çift haneli büyüme gerçekleşti. Bu pozitif ayrışmada, geçmiş dönemde alınmış işler ve bu dönemde alınan, örneğin Çanakkale Köprüsü, Şehir Hastaneleri, Finans Merkezi gibi önemli projelerin etkisi oldu. Şansımız Irak’ta da başarılı işler yapıyoruz. Irak’ın en büyük alışveriş merkezi Bağdat Mall Projesi başladı ve bu projede tek çözüm ortağı olarak çalışıyoruz.

DOKA’nın ajandasında hangi çalışmalar var?

2020 yılına baktığımızda; İstanbul Finans Merkezi’nde devam eden Ziraat Bankası binası, Vakıfbank binası, Kuzey Marmara Otoyolu, 1915 Çanakkale Köprüsü, Akkuyu Nükleer Santrali, Eyiste Viyadüğü, Yusufeli Köprüsü’ndeki bazı bölümler, 1915 Çanakkale Köprüsü’nü Çanakkale’ye bağlayan otoyolun tüm viyadükleri, şehir hastanelerinin neredeyse tamamı (İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi, İzmir Şehir Hastanesi, Ankara, Gaziantep, Adana şehir hastaneleri vb.) bulunuyor. Son olarak Finans Merkezi içinde yer alacak Merkez Bankası projesinde de çalışmalarımıza başlıyoruz.

Doka Türkiye’ye bağlı olan ülkelerde ise, Kazakistan’da Türkiye’de olduğu gibi pandemi hastaneleri inşa ediliyor ve altı tane hastane yapılacak. Bunlardan ilkine YDA İnşaat başladı. Orada kalıplarımız kullanılıyor. Sembol İnşaat’ın hayata geçirdiği Rixos Otel projesi devam ediyor. Bağdat’ta iki tane çok büyük şantiyemiz var. İlki 350 bin metrekare inşaat alanına sahip olan Bağdat Mall Alışveriş Merkezi, diğeri ise Irak Merkez Bankası projesi. Özgüven İnşaat tarafından yapımına devam edilen, Tüm Orta Asya’nın en yüksek binası olan Özbekistan’daki Nest One Tower projesinde, otomatik tırmanır kalıp sistemimiz ile yer alıyoruz. Azerbaycan’da ise, Port Bakü Faz 2’yi yapıyoruz. Bütün bunları topladığımızda şirketimiz sektörden çok pozitif ayrıştı. Azerbaycan için Türkiye’de olduğu gibi e-ticaret platformu üzerinden sipariş verilebilir bir sistem kurmaya çalışıyorduk. Sene başında hedefimiz buydu, fakat bunu konuştuğumuzda pandemi başlamamıştı. Pandemi ile bu yapılanmayı askıya aldık. Türkiye’deki yapılanmamızı güçlendirmeye odaklandık. 

Doka Contact Ar-Ge’nin hakkında bilgi verir misiniz? Nasıl bir faysa sağlıyor kullanıcıya? 

Ar-Ge çalışmalarında dijitalleşmeye odaklandık, iş yapış şekillerini değiştirerek ürün Ar-Ge’si değil de iş yapış şekli Ar-Ge’si yapıyoruz. Kalıpların üzerine taktığımız Doka Contact sensörlerimiz de bu çalışmalardan biri. Bu ürünümüz, şantiyedeki verimliliği artırmak için çalışıyor. Her bir kalıp parçasının üzerinde bir sensör bulunuyor. Bu sensörler; kalıbın ne zaman hareket ettiğinin, nereden nereye taşındığının, kaç metre yükseldiğinin, ne zaman kurulduğunun ve söküldüğünün bilgisini veriyor. Bu da kalıbının verimliliğini değil, o kalıbı kullanan ekibin ne verimlilikte çalıştığı bilgisini veriyor aslında. Sahada yeterince işçiniz var mı, kalıp çok mu yatıyor yoksa çok fazla mı kullanılıyor, daha fazla işçiye mi ihtiyacınız var, yoksa az işçi ile mi çalışıyorsunuz, ekipleriniz saat 8.00’de ilk kalıbı kurmaya başladılar mı yoksa kalıba 8.30’da mı vb. şekilde dataları topluyorsunuz. Beton istenilen dayanıma ulaştığı anda da kalıbın sökülebileceğine dair cep telefonuna ya da tablete GSM şebekesiyle mesaj gönderiliyor. Akıllı telefonlar için sistemin aplikasyonu da bulunuyor. Bugüne kadar sadece grafiklerle yapılan işlemler, ilk defa dijital üzerinden uygulanıyor.