İnşaat ve Malzeme

İklim Kriziyle Mücadelede Yalıtımın Sessiz Gücü

ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan, 22 Nisan Dünya Günü kapsamında yaptığı açıklamada, enerji verimliliği ve çevresel sürdürülebilirlik için yalıtımın hayati bir rol oynadığını vurguladı. Turan, “Doğru yalıtım uygulamalarıyla hem enerji tasarrufu sağlamak hem de iklim krizinin etkilerini azaltmak mümkün” dedi.

Her yıl 22 Nisan’da kutlanan Dünya Günü, gezegenimizin karşı karşıya olduğu iklim krizi, çevre kirliliği ve kaynak tükenmesi gibi küresel tehditlere dikkat çekmek ve toplumsal farkındalığı artırmak amacı taşıyor. Bu kapsamda değerlendirmelerde bulunan ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan, dünyamızın geleceğini koruma yolunda yapı sektörünün üstlendiği sorumluluğa dikkat çekti. Turan’a göre bu yolculukta yalıtım, hem görünmeyen hem de dönüştürücü etkisiyle en güçlü araçlardan biri.

FOTO: ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan

İklim değişikliği ve doğal kaynakların hızla tükenmesi, yalnızca çevresel değil aynı zamanda sosyal ve ekonomik sonuçları da beraberinde getiriyor. Birleşmiş Milletler’in verilerine göre, 2025 yılı itibarıyla dünya nüfusunun yaklaşık yarısı su kıtlığı çeken bölgelerde yaşayacak. Diğer yandan, Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) 2024 tarihli raporuna göre, son 10 yılda küresel enerji talebi yüzde 25’ten fazla artış gösterdi. Bu artış, büyük oranda fosil yakıtlarla karşılandığı için sera gazı emisyonlarını da ciddi oranda artırarak iklim krizini daha da derinleştiriyor.

ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan, “İklim değişikliği, çağımızın en büyük küresel sorunlarından biri haline geldi. Bu noktada tüm sektörlerin üzerine düşeni yapması gerekiyor. Özellikle enerji verimliliği konusunda atılacak her adım, hem ekonomik hem de çevresel sürdürülebilirlik açısından büyük önem taşıyor” diyerek yalıtımın bu mücadeledeki rolünü şu sözlerle açıklıyor: “Doğru yalıtım malzemeleri ve yöntemleriyle, binaların ve sanayi tesislerinin enerji tüketimini ciddi oranda azaltmak mümkün. Bu da hem enerji kaynaklarının daha verimli kullanılmasını hem de karbon ayak izinin azaltılmasını sağlar.”

Enerji tüketiminin küresel düzeyde yaklaşık yüzde 40’ı binalarda gerçekleşiyor. Aynı şekilde, binalar elektrik tüketiminin yüzde 71’inden ve karbondioksit emisyonlarının da yüzde 40’ından sorumlu. Bu çarpıcı veriler, yapıların enerji performansının artırılmasının ne denli kritik olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Ozan Turan, “Sadece bina ve endüstriyel tesislerde yapılacak etkili yalıtım uygulamalarıyla bile büyük çaplı bir dönüşüm mümkün. Üstelik yalıtım, toplam bina maliyetinin yalnızca yüzde 3’ünü oluşturuyor ve ortalama 2-3 yıl içinde yatırım geri dönüşü sağlıyor” diyerek bu alanda farkındalık artmasının gerekliliğine işaret ediyor.

Türkiye’de endüstriyel tesislerin toplam enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 35’ini oluşturduğunu hatırlatan Turan, “Avrupa Yeşil Mutabakatı, Paris İklim Anlaşması gibi uluslararası çabalar; enerji verimliliğini sadece çevresel değil, aynı zamanda ekonomik rekabet gücü açısından da öncelikli bir konu haline getirdi. Türkiye’nin de bu süreçte üzerine düşeni yapması gerekiyor ve yalıtım, en basit ama en etkili çözümlerden biri” dedi.

Çevre bilinci ve sürdürülebilirlik ilkelerinin her geçen gün daha fazla önem kazandığı günümüzde, yalıtım; konutlardan sanayiye kadar her alanda daha etkin kullanılmalı. Ozan Turan’ın da ifade ettiği gibi, enerji tasarrufu ve karbon salımının azaltılması hedeflerine ulaşmanın yolu, binaların ve yapıların verimli hale getirilmesinden geçiyor. Yalıtım, bu hedefin sessiz ama vazgeçilmez kahramanı olarak öne çıkıyor.