Coğrafya bakımından deprem kuşağında yer alan ülkemizde, 5.5 şiddetinde deprem üretebilecek pek çok aktif fay hatları bulunuyor. Ülkemizdeki nüfusun yüzde 90'ından fazlası deprem bölgelerinde yaşıyor. Olası bir İstanbul depreminde, nelerle karşılaşılacağına bakıldığı zaman çok ciddi tabloların çıkabileceğini aktaran Sinan Türkkan: "Türkiye genelinde yaklaşık 20 milyon bina var. Ülkemizdeki nüfusun, yüzde 90'ının deprem bölgesinde yaşadığına göre bu konuları çok acil taramamız ve gereken neyse yapmamız lazım." dedi.

Türkiye, kıtaların birleştiği yerde bulunduğu için stratejik olarak oldukça önemlidir. Ülke toprakları bakımından mühim arazilere sahip olan ülkemizde deprem gün yüzüne çıkıyor. Böylece Güneydoğu Bölgesi’nde, Ege Bölgesi’nde ve Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda bulunan şehirlerin her biri ciddi derecede deprem riskiyle karşı karşıya kalıyor.

"Tüm Firma Çalışanlarımıza İSG Eğitimleri Düzenliyoruz" "Tüm Firma Çalışanlarımıza İSG Eğitimleri Düzenliyoruz"

Depremlerden sonra binaların çökmesinin, göçük altında kalınmasının önüne geçilmesinin mümkün olduğunu aktaran Türkkan:" Güçlendirme ile binaların göçmesi önlenebilir. Bu binaları; bugünkü mühendislik bilgilerimizle, çalışmalarımızla, yaptıklarımız hesaplarla ve deneylerle inşa edersek veya güçlendirirsek göçük altında kalmak asla kader değildir. Güçlendirme projesi yaptığınız zaman, deprem olduğunda insanlar göçük altında kalmadan dışarıya çıkabilir. Belki bina kullanılamaz hale gelebilir, hasar alabilir, ağır hasar alabilir veya yapısal olmayan elemanlarda hasarlar meydana gelebilir ama depremden sağ salim çıkabiliyorsanız mühendislik olarak o bina görevini yapmış demektir.” diye konuştu.

GÜÇLENDİRME, SADECE HASAR ALMIŞ BİNALARDA YAPILMAZ

Güçlendirme projeleri, sadece hasar almış binalarda yapılmıyor. Binaların ömrünü uzatmak için de yapılan güçlendirme projeleri; depremde veya herhangi bir afet anında hasar gören binalarda, 1998 öncesi deprem yönetmeliğine göre yapılmış ve depreme dayanıksız olduğu ortaya çıkan yapılarda, yeni yapılan ve çeşitli nedenlerle mukavemetinin yetersiz olduğu anlaşılan yapılarda güçlendirme ihtiyacı oluşuyor. 

Depreme dayanıklı binalar inşa etmenin birçok yolu bulunuyor. Örneğin; son deprem yönetmeliğine uygun, depreme dayanıklı yeni bir bina inşa edilebileceği gibi “güçlendirme” ile depreme dayanıklı binaların da yapılabildiğini söyleyebiliriz. Yapıların dayanımları, çeşitli nedenlerden düşebiliyor. Bu durumda binaların performansını artırmak amacıyla yapılan tüm müdahaleler güçlendirme olarak adlandırılıyor. Hasar almış veya hasar almamış binalara uygulanabilen güçlendirme projeleri, en son deprem yönetmeliğine göre yapılıyor.

Binanın depreme dayanıklı hale gelme süresinin maksimum 6 ay olduğunu ve kişilerin, yaşam alanlarını terk etmeden de güçlendirme işleminin yapılabileceğini kaydeden Türkkan, sözlerini şöyle tamamladı:" Deprem güçlendirme projesi yapıldığında, doğru yapılan bir güçlendirme ile depreme karşı koruma sağlanıyor"

Editör: Merve Kaya