Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) "Nükleer Enerji ve Güvenli Enerji Dönüşümü: Bugünün Zorluklarından Yarının Temiz Enerji Sistemlerine" raporunu hazırladı. Dünya küresel bir enerji kriziyle mücadele ediyor. Bu süre içerisinde nükleer enerji ülkelerin yenilenebilir enerjilerin hakim olduğu enerji sistemlerine güvenli geçiş noktasında önemli bir rol üstlenebilir.  Nükleer enerjiyi tercih eden ülkelerde ithal fosil yakıtlara olan bağımlılık ile karbondioksit emisyonları azaltılabilir. Ayrıca elektrik sistemlerinde güneş ve rüzgar enerjisinin paylarının daha yüksek oranda entegre edilmesini sağlayabilir. 

DİJİTAL ÇAĞIN İHTİYAÇLARI DİJİTAL ÇAĞIN İHTİYAÇLARI

ENERJİ GÜVENLİĞİNE KATKI SAĞLIYOR 

Bugün 32 ülkedeki toplam 413 gigavat kapasiteli nükleer enerji santralleri, yılda 1,5 gigaton küresel emisyon salımının ve 180 milyar metreküp küresel gaz tüketiminin önüne geçerek net sıfır emisyon hedefine ulaşılmasının yanı sıra enerji güvenliğinin sağlanmasına da katkıda bulunuyor.

NÜKLEER KAPASİTE 2050'YE KADAR İKİYE KATLANACAK

Rapora göre, yeni santrallerin inşası ile nükleer enerji 2020-2050 döneminde ikiye katlanacak ve küresel enerji tüketiminin yüzde 8'ini oluşturacak. Mevcut santrallerin ömrünü uzatmaya yönelik hamlelere rağmen gelişmiş ekonomilerdeki nükleer kapasitenin 2030'a kadar üçte bir oranında küçülebileceği öngörülüyor. Ancak, santral ömrünün uzatılması önemli miktarda yatırım gerektirse de genellikle çoğu bölgede rüzgar ve güneş enerjisiyle rekabet edebilecek bir elektrik maliyeti sağladığı belirtiliyor. Nükleer enerjinin kullanımını desteklemek ve güvenliğini artırmak için sağlam politikalara ihtiyaç duyulurken, endüstrinin de nükleer enerjiden üretilen elektriğin rekabetçi olmasını garanti etmek için maliyetlerin altında ve bütçe dahilinde projeler sunmada daha iyi bir iş çıkarması gerekiyor. 

"NÜKLEER ENERJİNİN GERİ DÖNÜŞÜ İÇİN EŞSİZ BİR FIRSAT"

Konuyla ilgili açıklama gerçekleştiren IEA Başkanı Fatih Birol, “Küresel enerji krizi, fiyatları hızla artan fosil yakıtları, enerji güvenliği sorunları ve iklim ile ilgili taahhütleri düşündüğümüz zaman nükleer enerjinin geri dönüşümü için eşsiz bir fırsat barındırıyor. Bu duruma rağmen nükleer enerji için yeni bir dönemin garanti edilemeyeceği de bir gerçek. Bunun için hükümetlerin gelecek yıllarda nükleer santralleri güvenli ve sürdürülebilir çalışmasını sağlamak amacıyla sağlam politikalar oluşturması gerekiyor. Yeni teknolojileri kullanarak gerekli yatırımları hayata geçirmesi önemli oluyor. Dünya genelinde 2017 yılından bu yana inşasına başlanan 31 reaktörden 27'sinin Rus veya Çin tasarımı olması sebebiyle gelişmiş ekonomiler pazar liderliğini kaybetti. Nükleer endüstri, gelişmiş ekonomilerde yeni santrallerin inşasını zorlaştıran maliyet aşımları ve proje gecikmeleri konularını hızla ele almalıdır." değerlendirmesinde bulundu. (AA)