Enerjisa Üretim, Bandırma Enerji Üssü'nde 200 bin avro yatırım bedeliyle pilot proje olarak hidrojen üretim ve depolama yatırımı yaptı ve yeşil hidrojen üretmeye başladı. Konuyla ilgili açıklama gerçekleştiren Enerjisa Üretim AŞ İşletme ve Teknikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Emre Erdoğan, “Yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak üretilen yeşil hidrojen, 2025 yılından itibaren küresel enerji arzında önemli bir konuma gelecek. Küresel anlamda enerji sektörü başta olmak üzere birçok sektör karbonsuzlaşma adına sürdürülebilir enerji kaynakları kullanıyor ve bu alanda birçok yatırım hayata geçiyor. Biz de kendi tesisimizde yeşil hidrojen üretimek amacıyla 200 bin avro yatırım gerçekleştirerek üretim ve depolama tesisi kurduk. İlaveten yine Bandırma Enerji Üssü’müzde yeşil hidrojen tesisi için iş birliği protokolü gerçekleştirdik. İlgili protokol Güney Marmara Kalkınma Ajansı, Enerjisa Üretim, Eti Maden, TÜBİTAK MAM ve Aspilsan Enerji tarafından imzalandı. İklim değişikliği ve küresel ısınmayla mücadelede, endüstrilerin karbondan arındırılması amacıyla dünyada hidrojen ihtiyacı ve kullanımında artış olacak. Ayrıca hesaplamalara göre Türkiye'nin 2050 yılına kadar 1,9 milyon ton hidrojen ihracat kapasitesi bulunuyor." dedi.

“HİDROJEN VADİSİ PROJELERİ ÖNEM KAZANIYOR”

Erdoğan, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Güney Marmara Bölge'sinde "Hidrojen Kıyısı Platformu" çalışmaları devam ediyor. Bandırma Bölgesi de yeşil hidrojen üretimi için birçok avantaj barındırıyor. AB'ye yeşil hidrojen ihracatı, işin iş birliği arayışları var. Yeşil Mutabakat kapsamında Hidrojen Vadisi Projeleri önem kazanıyor. Yenilenebilir enerji kaynakları açısından Bandırma, Kuzey Ege ve Ege Bölgesi’nin tamamı oldukça zengin. Yeşil hidrojen üretimi konusunda biz Bandırma bölgesini seçtik çünkü bölgede faaliyet gösteren yenilenebilir enerji santrallerimiz bulunuyor ve su kaynaklarına yakın bir noktada yer alıyoruz. İlerde büyük miktarlarda hidrojen ürettiğimiz taktirde bunu kullanacak endüstrilere de yakınınız. Bu durumda bölge seçimimizde oldukça etkili oldu. Ayrıca amonyak ve hidrojen kullanıcısı olan gübre fabrikalarının bu bölgede bulunması, yine küçük çapta ya da orta büyüklükte demir çelik sanayinin burada olması bölgeyi avantajlı hale getiriyor. Etrafımızda birçok OSB var, Marmara OSB'nin inşaat faaliyetleri de başlıyor. Yine petrokimya tesislerinin de 200 kilometrelik alan içinde bulunuyor olması daha büyük hidrojen kapasitesine erişildiğinde bize avantaj sağlayacak unsurlar. Hidrojenin ihraç edilmesi durumunda ise liman tesislerinin de bu bölgede olması avantaj olarak karşımıza çıkıyor. Enerjisa Üretim Bandırma Enerji Üssü’nde bizim de liman işletme ruhsatımız bulunuyor. Ayrıca yine tesisimiz içerisinden Yunanistan doğal gaz boru hattı geçiyor. Gelecek dönemde bunların hepsi yeşil hidrojeni hızlı ve kolay şekilde Avrupa’ya ihraç etmek için değerlendirdiğimiz seçenekler arasında."

ÜRETİLEN YEŞİL HİDROJEN SOĞUTMADA KULLANILIYOR

Erdoğan, yeşil hidrojen üretimi için pilot proje gerçekleştirerek şirketin sürdürülebilirlik hedeflerinin yanı sıra fizibilite çalışmaları hakkında da detaylı bilgiye ulaşmayı amaçlıyoruz. Enerjisa Üretim AŞ olarak Bandırma’daki Enerji Üssü’nde elektrolizörler yoluyla yeşil hidrojen üretiyoruz.  Su, yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektrik yardımı ile hidrojen ve oksijene ayrıştırılıyor. Hidrojen ve oksijen elektroliz işlemi ile ayrıldıktan sonra hidrojen gazını ortamdan alıyoruz, depoluyoruz ve iç ihtiyacımızda kullanıyoruz. Mevcut durumda Bandırma 2 Doğalgaz Çevrim Santrali'mizde yıllık 4 teravatsaatlik enerji üretimimizde jeneratörlerin soğutulması için ihtiyacımız olan hidrojenin tamamını yeşil hidrojen üretim tesisimizden elde ediyoruz. Bu işlem daha önce metan gazından elde edilen hidrojen ile yapılıyordu. Ancak metan gazı sera emisyonuna sebep oluyordu. Biz artık bu işlemi sudan elde ettiğimiz yeşil hidrojen ile yapıyoruz ve bu süreç sera gazına sebep olmuyor." (AA)

JEOTERMAL ENERJİDE H2S VE SERA GAZLARININ SÜREKLİ İZLENMESİ JEOTERMAL ENERJİDE H2S VE SERA GAZLARININ SÜREKLİ İZLENMESİ