Yenilenebilir Enerji Yatırımcıları Derneği GÜYAD, yenilenebilir enerji sektörünün mevcut gündemini çevrimiçi basın sohbet toplantısında enerji editörlerine değerlendirdi. 13 Nisan 2021 tarihinde yapılan sohbet toplantısında konuşan ve basın mensuplarının sorularını yanıtlayan GÜYAD Başkanı Cem Özkök’ün açıklamalarından satır başları şöyle: 

GÜYAD Büyük Dönüşüm hakkında: Biz gördük ki sektörde temiz enerji kısmı liderlik bekliyor. Biz zaten bu misyonu üstlenmiştik ve baktık ki bu yönde üyelerimizden, sektörden ciddi şekilde bir talep var. Ve son genel kurulumuzda isim ve logomuzu değiştirip bir ‘şemsiye dernek’ olma yoluna girdik. Yönetim Kurulu olarak ilk icraatımız da Bakan ve Bakan Yardımcımızı ziyaret etmek oldu. Güncel konularımızı ele aldık. 

•    1.000 MW güneş YEKA’sı ihale edildi. Bunların Nisan ayı içinde tekliflerin açılması bekleniyor, en düşük beş teklif kendi içinde yarışacak. 1.000 MWa 9.400 MW teklifi geldi, çok ciddi rekabet olacak demek. Bu esnada Türkiye’de ciddi bir döviz artışı oldu çeşitli sebeplerden dolayı. Faizler de arttı. Bakanlığa önerimiz “şartnamedeki eskalasyon oranının başlangıç tarihini teklif verdiğimiz tarih olarak alalım; açık eksiltme yapacağımız fiyat eskalasyonlu fiyat olsun” şeklinde. Bu yönde dilekçemizi Bakanlığa sunduk. Değerlendirmelerini bekliyoruz. 
•    Daha önce gördük ki rüzgarda teklifler toplandı, yarışmalar yapıldı ve bunların neticesinde birçok firmanın verdiği teklif yüzünden fizibıl olmadı projeleri ve yapamadılar. Bu sebeple bu projelerin kapasitesi birkaç sene atıl olarak kaldı ve şu anda bu 1.000 MW rüzgar YEKA ihalesi gündemde. Bu da muhtemelen Nisan ayı içinde ilan edilecek. Sektör bunu bekliyor. Sanıyorum buna 6-7 ay süre verilip teklif toplanacaktır. 

Güneşte dünya genelinde çok düşük teklifler verilebiliyor olması hakkında: Suudi Arabistan’daki ışınımla Almanya’daki ışınım, Türkiye’deki ışınım farklı. Bu çerçevede değerlendirme yapmak lazım. Ayrıca Arabistan, Dubai gibi bölgelerde alım garantisi daha uzun sürelerle veriliyor. Bunlar da teklifleri tabi etkiliyor. Ayrıca bu ülkenin kredibilitesi, bulabileceğiniz finansmanın yüzde oranı da çok önemli. Bunları ekonomik fizibiliteye koyduğunuzda bu daha anlaşılır olur. Türkiye’de bu kadar uzun alım garantisi yok ve ışınım Arabistan’a göre daha az. Ayrıca faiz oranları yüksek. Bu sebeple bankaya gittiğiniz zaman bir proje kredisi aldığınızda çok ciddi faiz oranları ödeyeceğiniz için bu rakamları Türkiye’de görmek mümkün olmayacaktır. 

YENİ YEKA İÇİN STABİL ORTAM BEKLENMELİ

Türkiye’de GES YEKA ihalelerinin sonucunu daha almadık. Bu sonuçları aldığımızda siz de rakamların epey aşağı düştüğünü göreceksiniz. Finansman fizibiliteyi etkileyen unsurlardan bir tanesi. Portekiz’in ışınımı Türkiye ile hemen hemen paralel. Oradaki fiyatla şu anda ihale sonrası Türkiye’de göreceğimiz fiyatın çok da farklı olmayacağını düşünüyoruz, hatta Türkiye’deki fiyatın biraz daha aşağı düşmüş olacağını görebiliriz. Yalnız dalgalanmalar güneşte, rüzgarda, jeotermalde fizibiliteleri etkiliyor. Güneş YEKA ihalesi için verilmiş olan 9.440 MW’lık teklifin içinde tüm teklifler 35 kuruşun altında çünkü tavan fiyat 35 kuruş. Ekonomik dalgalanmalar ve hem kurdaki hem de faizdeki artışlar nedeniyle bizim yatırımcılar olarak bu konudaki talebimiz zarfı verdiğimiz tarihten itibaren eskalasyon uygulanıp, örneğin 30 kuruş teklif verilmişse ve teklifler 30 Nisan’da açılacaksa; 12 Mart’la 31 Nisan arası örneğin şartname gereği 1 kuruş eskalasyon geldiyse pazarlığın 30+1; 31 kuruştan başlatılması. Kredi faiz oranları TL’de de dövizde de ciddi ölçüde arttı. Oranları düşünecek olursa bugün dövizde yüzde 8-9’larla, TL’de ise yüzde 21-23 ile borçlanabiliyorsunuz. Bunlar fizibilite hesaplarımız için çok yüksek rakamlar. YEKA ihalesinde rakam vermem doğru olmaz ama 30 kuruşların altı olacağını tahmin ediyoruz. İlk YEKA ihalesinin 6,99 dolar/sentlik fiyatından epey aşağıda olacaktır.  Bu YEKA ihalesinden sonra ikinci bir ihale daha yapılabilmesi için daha stabil bir ortamda olmamız gerekir. Şu anda dalgalı bir ekonomik ortamdayız, suların durulması lazım. Bu süreçte bizim de gemiyi limana çekip suların durulmasını beklememiz lazım. Kredi faiz oranları çok yüksek olduğundan yatırımcı önünü göremiyor ve yabancı yatırımcı da bu nedenle çekingen kalıyor. Maç başladıktan sonra kural değiştirilmesi fizibilitenizdeki gider kalemlerinizden birinin ciddi şekilde zamlanmasına neden oluyor. Ne yabancı ne de Türk yatırımcı bu değişiklilerden hoşlanıyor. Yeni YEKA için daha stabil bir ortamın beklenmesi gerekmekte. 

HİBRİT PROJELERE TEİAŞ HASSAS DAVRANIYOR 

Hibritin geldiği nokta iyi bir nokta, bu konuda ilgili kuruluşlarla görüşmelerimiz devam ediyor. Hibrit tarafında rüzgar projelerinde güneş hibrit yapılmasında problem kalmadı. Orman sahası hariç rüzgar santralleri içinde güneş kurulumu yapabiliyorsunuz. Buradaki problem JES’lerde, HES’lerde ve termik santrallerde. O bölgenin kapasitesine göre TEİAŞ tarafından bağlantı izni verilecek ve o izin kapasitesi kadar hibrit yapabileceksiniz. Tabi rüzgar ve güneş dalgalı enerji ürettiğinden ikisi birbirini tamamlayıcı oluyor, bu yüzden bu alanda bir problem yok ama bir jeotermalde örneğin güneş hibrit yapacağınız zaman güneşin dalgalı enerjisi üretim hattındaki sistemi etkileyebiliyor. TEİAŞ da bu yüzden hassas davranıyor. 

RÜZGARDA ALACAĞIMIZ ÇOK YOL VAR 

Rüzgar santrali alanlarına kurulabilecek güneş hibritlerin toplamı hakkında yeterli bilgi yok çünkü henüz yönetmelik yayınlanmadı. Yönetmeliğe göre başvurular yapılacaktır. Kurulacak bölgenin iletim ve trafo merkezlerinin kapasitesine göre müracaatlar yapılacağı için şimdiden bir rakam vermek mümkün değil. En ucuz enerji kaynakları sıralaması hakkında: En pahalı kaynak şu anda doğal gaz. Güneş her geçen gün daha da ucuzluyor çünkü teknolojisi çok çabuk gelişiyor. Depolama yapabildiğimiz takdirde daha da ucuzlayacak. Güneş ve rüzgardaki depolama problemi çözülürse Suudi Arabistan, Dubai ve Katar’dakine benzer rakamlar görülebilir. Üzerine hidrojeni de eklersek çok daha verimli olur. Şu anda ülkemizde kendini finanse etmiş, borçlarını ödemiş HES’ler var EÜAŞ’ın elinde. Şu an en ucuz enerjiyi onlar üretiyor. Türkiye’de gerek güneşte gerek rüzgarda daha alacağımız çok yol var. Ne zaman ki rüzgarda 25 bin MW, güneşte 50 bin MW’ları görürsek o zaman bu ucuzlamayı çok daha etkili olarak görebiliriz. Şu an en ucuz enerjiyi sudan elde ediyoruz diyebiliriz. 

GÜNEŞ VE RÜZGARDA YERLİ SEKTÖRLER OLUŞTU 

Depolama taslağı ile ilgili görüşlerimizi ilgili kurumlara bildirdik. Ancak yönetmelik bu haliyle yayınlanırsa depolama yapmak isteyen çıkmaz. Neden? Çünkü bu yönetmelik hazırlığı depoladığınız enerjiyi YEKDEM kapsamında satamazsınız diyor. Bu durum fizibilite ve finansman bulma açısından sorun yaratacak ve yatırımcıyı engelleyecektir. Depolamaya alım garantisi vermezseniz yatırımcı depolama yapamayacaktır. Türkiye’de YEKDEM uygulaması bir efsane yazdı, nedeni de alım garantisi verilmesiydi. Ve böylece hem güneşte hem rüzgarda yerli sektörler oluşabildi. 

"İKİLİ ANLAŞMALARDA EN BÜYÜK ENGEL BÖLGESEL BAĞLANTI KAPASİTESİNİN OLMAMASI"

Türkiye’de ikili anlaşmalarla yatırım yapılabilir, buna katılıyorum ancak bu bir altyapı meselesi. İkili anlaşmalarla finansman bulabilirseniz tabi mümkün. Türkiye’de bu tür anlaşmalar yaptığınız zaman buradaki bankalar bunu alım garantisi olarak görmüyor ve problem ortaya çıkıyor. Yoksa teknik olarak bu tür anlaşmalarla tabii yatırım yapılabilir. Yine de bu konudaki alt mevzuatların bazıları uymadığı için teknik olarak bu projelerin yürümesinde problemler olacaktır. Ayrıca ikili anlaşmalara en büyük engellerden biri bölgesel bağlantı kapasitelerinin olmamasıdır.