Sanayinin dijital dönüşümünü ve fabrikalara etkilerini değerlendiren Teknolojide Kadın Derneği Kurucu Başkanı Zehra Öney, söz konusu süreçte Türkiye’nin teknoloji uzmanlarına ihtiyacı olduğunu vurguladı. 

Öney, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Fabrikaların dijital evrimi ile yeni iş modelleri ortaya çıktı. Dijital fabrika denilen yapıların ortaya çıkardığı yenilikçi ve dijital ortam artık geleneksel ve tek yönlü tedarik zincirleri değil, içinde bulunduğumuz yeni dünya düzeninin ihtiyacı olan entegre, akıllı tedarik zinciri ve üretim işlemlerini birleştiriyor. Artık “lights out” denilen karanlık fabrikalar var. Bu otomasyon metodu ile artık fabrikalarda insan gücüne, ışığa ihtiyaç duyulmayan üretim dönemine girdik ve bu, etkileyici olduğu kadar, düşündürücü de bir dönem." 

"SİSTEMİN İŞLERLİĞİ TAMAMEN İNSANA BAĞLI"

İnsanın olmadığı bu fabrikalarda üretim tamamen robotik olduğundan öğle yemeği molaları, tazminat talepleri, mazeret izinleri ve tabii sağlık ve iş kazalarından doğabilecek güvenlik riskleri de yok! 
Dijital dönüşüm, daha çevik, şeffaf, yenilikçi, aerodinamik, verimli olmak, statükoyu değiştirmek, yeni veri kaynaklarından faydalanmak ama en önemlisi, insan odaklı olmak adına fırsatlar yarattı. Karanlık fabrikalarda üretim robotik olsa da sistemin işlerliği tamamen insan faktörüne bağlı. Eğer bu sistem iyi işlerse bundan böyle ağır işçilik içeren görevleri yüksek teknoloji ürünü robotlar üstleniyor olacak.
Üretimi robotların gerçekleştirmesi, yapay zekanın hayatın her alanında görülmesi, üç boyutlu yazılarla üretimin evlere girmesi, hızlı bir adaptasyon sürecini de gerektiriyor. Bu değişim içerisinde çevik yapılanma ve bilişsel organizasyon çok önemli. 

"VERİMLİLİK ARTTIKÇA, REKABET GÜCÜ DE ARTACAK"

McKinsey’e göre, 2015 ve 2030 yılları arasında teknolojiye yapılan genel harcamalar yüzde 50'den çok olacak. Üretimde yüksek teknoloji kullanıldıkça pek çok insanın yaptığı işi tek bir robot yapacağından, maliyetler düşecek. Ar-Ge’de çalışanlar teknik uzmanlıklarını kullanabilecekleri işlere odaklanabilecekler. Ayrıca her ne kadar robotik sistem enerji bağımlısı gibi dursa da verimlilik artacağından enerji tüketimi aslında daha düşük olacak. Verimlilik arttıkça, işletmenin rekabet gücü de artacak. Yapay zekanın, düşük üretim maliyetinden kar sağlayan bölgelerin sahip olduğu rekabet gücünü elinden almasını bir dezavantaj olarak görebiliriz. Böylece maliyet avantajı yine teknolojik olarak gelişmiş ülkelerin eline geçmiş oluyor. Bu dinamik piyasada istihdam güvencesi için ülkemizin sadece tüketici olmayan, üreten, tasarlayan, dijital dönüşümü bütüncül bir yaklaşımla ele alan, teknoloji uzmanlarına ihtiyacı var.