Açık arazi ve çatı üzerlerine kurulan solar sistemler başta yıldırım darbesi olmak üzere ani aşırı gerilim darbelerine her an maruz kalabiliyor. Bu durum sürdürülebilir enerji üretimini uzun yıllar süresince sağlamayı hedefleyen solar yatırımlar için tam bir facia anlamına geliyor. Çünkü yıldırım ve ani aşırı gerilim dalgalanmaları bir noktaya defalarca düşebiliyor. Bu da benzer durumlarda tüm sistemin yenilenmesini gerektiriyor ve enerji üretimi sekteye uğratıyor. Bu durumun önüne geçmek için IEC 62305 Standartları kapsamında Combinerbox noktaları başta olmak üzere tesiste DC enerji hattı korumaları mutlaka kullanılmalıdır.

DC PARAFURDRLAR SÜREKLİ DEVREDE OLMALI 

Kullanılacak DC parafudrların uzun ömürlü olması ve sürekli devrede olması büyük önem taşıyor. Çünkü gelen ilk darbede devre dışı kalmış bir surge arrester sürekli denetim istiyor. Bu nedenle yarı iletken teknolojisine paralel olarak VG teknolojili surge arresterlar sistemlerinde kullanılması gerekiyor. Kullanılan ürün karakteristikleri hem yıldırım hem de şebeke darbelerine karşı koruma yapmaya uygun olmalıdır. Maliyet esas alığında sadece toprak nötr hattının 10/350ms eğrisinde test edilmiş diğer fazlar 8/20 ms eğrisinde test edilmiş ürünler de tesisimizde etkin koruma sağlıyor. DC Alçak gerilim parafudr sistemlerini seçerken; tesisin gerilimini, topraklama tipini, ürünün kullanıldığı bölgenin risk analizini ve yıldırım istatistiğini dikkate almak gerekiyor. Çünkü doğru ürünü doğru noktada kullanabilmek için proje verilerinin hesaplanması önem arz ediyor. 

DARBE ALSA DA ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYOR 

RAYCAP SAFETEC Teknolojili DC Surge Arrester sistemleri ürünler darbe alsalar dahi sonsuz sürede devrede olmasını sağlıyorlar. Parafudr teknolojilerine göz atıldığı zaman yarı iletken elemanların kullanımının ön planda olduğu görülüyor. Her ne kadar sınıf türleri arasında değişkenlik gösterse de ağırlıklı olarak varistör ve zener diyot kullanımı darbenin yönlendirilmesi amacıyla kullanılıyor. Gelen darbenin şiddeti arttıkça varistör teknolojisi yetersiz kalıyor. Ayrıca toprak nötr hattında ürün varistörün zarar görmesi sonucunda devre dışı kalıyor. Bu durumda da sürekli bir kontrol, ürünü izleme gerektiriyor ve sistemde sürdürülebilir korumanın önüne geçiliyor. IEC normları kapsamında varistör teknolojisine sahip ürünler en fazla beş kez koruma sağlıyor. Fakat kapasitesinin üzerinde gelen bir darbe de bu sayı tek sefere kadar iniyor. Solar sistemler, GSM kuleleri gibi ulaşımı zor alanlarda varistörlü ürünler sorun yaratıyor. Bir diğer gerçek ise en hızlı sönümlemeyi varistör teknolojisi sağlıyor. Teknolojinin gelişimine paralel olarak varistörlü ürünlere alternatif olarak gas deşarj tüpü ve spark gap teknolojileri kullanılıyor. Varistörün dayanım zafiyetine karşın bu teknolojilerde daha dayanımlı sönümlemeler gerçekleşiyor. Ancak maalesef, bu teknolojiler ikincil darbelerde varistörün hızına ulaşamıyor. 

VARİSTÖR MÜ, SPARK GAP Mİ? 

Birçok firma, varistör mü yoksa spark gap mi ikilemi arasında kalıyor. Varistörlü ürünler 25 nanosaniye de devreye giriyor ancak ürün kendin imha ediyor. Spark gapli ürünler ise 100 nanosaniye de devreye giriyor. Bu sayede de ürün dayanımı artıyor. Fakat yıldırımın hızı karşısında endişe yaratan bir durum oluşuyor. 

HIZ MI, DAYANIM MI? 

Hız mı, dayanım mı bilmecesi Raycap mühendisleri tarafında günümüz teknolojisine hızla adapte olan 3 bölmeli Safetec teknolojili ürünlerle son buldu. Raycap surge arrester sistemleri aynı kartuş içerisinde varistörün hızından, argon gazının yer aldığı tüplerle dayanımı ve spark gap teknolojisiyle de ömürsüzlüğü sağlıyor. Böylece özellikle B+C sınıfı ürünlerde ürün hiçbir zaman devre dışı kalmıyor ve tüm teknolojileri aynı kartuş içerisinde barındırıyor. Böylece hız-dayanım denklemi raycap surge arrester sistemlerinde hayat buluyor. Özellikle solar sistemler, gsm kuleleri, yanıcı ve patlayıcı tesisler, çimento tesisleri aşırı gerilim ve yıldırımdan korunması sistemlerin SAFETEC teknolojisi sürdürülebilir korumayı sağlıyor. Aşırı gerilim ve yıldırım darbeleri, öncelikle Telekom hattı olan yapılarda önemli bir risk oluşturuyor. Ayrıca dış yıldırımlık sistemine sahip olan yapılarda yine risk kriteri içerisinde sayılıyor. Bu sistemleri yeni teknolojiye sahip ürünleri seçerek ve doğru ürünleri doğru projelerde kullanarak yüzde 100 korunaklı hale getirmek mümkün oluyor. Fakat, ürünün VG teknolojili olsa dahi ürünler arası koordinasyonun doğru kurgulanması, UC değerlerinin doğru belirlenmesi, nominal akım değerlerine dikkat edilmesi ve doğru montaj parafudr sistem tasarımı önem arz ediyor.