İklimlendirme alanında 50 yılı aşkın süredir üretim gerçekleştiren Aldağ, hem ürettiği ürünlerle hem de kurduğu yeni fabrikasıyla enerji verimliliğine odaklanıyor. Aldağ, AB’nin iklim hedeflerini yüzde 45’e yükseltmeyi hedefleyerek gerçekleştirdiği bu yatırım, tüm özellikleriyle örnek teşkil ediyor.

“İKLİMLENDİRME ENDÜSTRİSİ OLARAK BU ZORLU MÜCADELENİN İÇİNDEYİZ”

“İklim değişikliği ve olumsuz sonuçları, 2000’li yılların başlarında, pek çokları tarafından “fütürist bir varsayım” gibi görülürken, geldiğimiz noktada, dünyanın pek çok yerinde gündelik yaşam içine kuvvetle nüfus etti. Geçmişte görülmedik iklim olayları ve yıkıcı sonuçları, sokaktaki adamın gündeminde yerini aldı. Artık küresel ısınmanın frenlenebilmesi için birbiri ardına yeni yasal düzenlemeler yapılıyor, uluslararası zirve toplantıları düzenleniyor, anlaşmalar imzalanıyor. Tüm bu süreç, enerji tüketiminden önemli ölçüde sorumlu olan iklimlendirme sektörünü yakından ilgilendiriyor. Türkiye iklimlendirme endüstrisinin yarım asrı ardında bırakan köklü kuruluşlarından ALDAĞ A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Rebii Dağoğlu, 2035 yılına dikkat çekerek şunları söylüyor: “AB’nin 2020 yılına kadar yenilenebilir enerji kullanımı, enerji verimliliğinin artışı ve karbondioksit salımlarının azalması ile ilgili yüzde 20+20+20 hedefi ile küresel ısınmanın 2100 yılına kadar maksimum +1,5 °C’de tutulabilmesinin olanaksızlığı görüldü. Bu hedef güncellendi ve yüzde 40’lara çıktı. Ama bilim adamları konunun ciddiyetine dikkat çekebilmek adına yaptığı araştırmalarla ‘geri dönülemez nokta’yı hesaplamaya çalıştı. Karbondioksit salınımlarının büyük ölçüde engellenememesi halinde 2100 yılında küresel ısınmanın maksimum+1,5 °C’de tutulabilmesi hedefine ulaşmanın yüzde 67 olasılıkla mümkün olamayacağını tespit eden bilim adamları, radikal önlemlerin alınmaması halinde ‘geri dönülemez nokta’nın 2035 yılı olduğunu söylüyor. Bunun olmaması için yeni yasal düzenlemelerle 2030 yılına kadar enerji verimliliğinin en az yüzde 32.5, yenilenebilir enerji kullanımının da yüzde 32 artması gerekecek. Bunun için çok yakın bir zaman içinde yüzde 40 hedefinin yüzde 45’e çıkması için teklif verilecek. Hollanda gibi bazı ülkeler bunu bile yeterli görmeyip yüzde 55 gibi devasa bir iyileştirme oranından bahsediyor. İklimlendirme endüstrisi olarak bu zorlu mücadelenin tamamen içinde olmamız gerekiyor. Enerji kullanan ürün üreticileri olarak sadece cihazlarımızda düzenli olarak enerji verimliliğini yükseltmek, enerji tüketimini azaltmak çabamızın yanı sıra, üretim süreçlerimizde de enerji verimliliği çıtasını yükseltmeliyiz. ALDAĞ A.Ş. olarak bu vizyonla yola çıkarak Manisa Akhisar’da örnek teşkil edecek 35 bin m2 açık, 26 bin m2 kapalı alana sahip bir tesis kurduk.”

“TAMAMEN ÇEVRECİ BİR FABRİKA YATIRIMI GERÇEKLEŞTİRDİK”

AB iklim hedeflerinin farkında olduklarının altını çizen Dağoğlu, Manisa’da tamamen çevreci bir fabrika yatırımı gerçekleştirerek bu mücadelenin içerisinde olduklarını söylüyor. Dağoğlu fabrika yatırımını şu sözlerle anlatıyor: “Manisa fabrikamız, “Bütünleşik Tasarım” anlayışıyla ve tamamen yeşil bina konseptine uygunluk esasıyla dizayn edildi. Leed Gold sertifikası başvurusu yapacağımız fabrikamızda güneş panelleri vasıtasıyla kendi elektriğimizi üretebileceğiz. Fabrikamızda aynı zamanda atık suları ve yağmur sularını yeniden değerlendirebileceğimiz bir sistem oluşturduk. Binanın inşasında kullanılan malzemelerin geri dönüştürülebilir malzemeden üretilmiş olmasına özen gösterdik. Tüm elektrik ve mekanik aksamının enerji sarfiyatını en az düzeyde tutmasına ve çevreye karşı duyarlı olmasına dikkat ettik. Üretim sahamızın klimatizasyonunda, firmamızın ürün gamında yer alan enerji ve çevre dostu olan evaporatif soğutma sistemlerini ve yine kendi imalatımız olan ısı pompası sistemlerini kullandık. Tesislerimizde kullandığımız ileri seviye yalıtım sistemleriyle ısı kaybımızı minimize ettik. Tüm bu özellikleriyle tesislerimiz “Sürdürülebilir bina” anlayışının adeta canlı bir örneği niteliğini taşıyor. Aynı hassasiyeti ürettiğimiz cihazlar için gösteriyoruz. Teknolojimizi geliştirirken; EcoDesign kriterleri ve ErP yönetmeliklerinin gereklerini göz önüne alıyoruz. Bu duyarlılık içindeki tüm üretici, satıcı firmalar, müşterilerine ‘fiyat’ kavramını cihaz bedeli olmaktan çıkarıp ‘ömür boyu maliyet’ olarak algılamalarına yardımcı olacak bilgilendirmeyi usanmadan yapmalı, cihaz ve sistem seçimi yapanların da, iklim eyleminin mücadelecileri arasına katılmalarına yardımcı olmalıdır.”