"Çevre ile Dost Ürünler Önceliğimiz Olmalı"
"Çevre ile Dost Ürünler Önceliğimiz Olmalı"
İçeriği Görüntüle

FOTO: H. Yener Gür’eş, Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA) Yönetim Kurulu Başkanı

Türkiye, deprem kuşağında yer almasına rağmen yapı stoğunda çelik yapıların payı hâlâ %2,4 düzeyinde. Oysa 6 Şubat 2023 depremlerinde hiçbir çelik yapının yıkılmaması, bu yapıların güvenliğin teminatı olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA) Yönetim Kurulu Başkanı H. Yener Gür’eş ile Türkiye’de çelik yapıların mevcut durumunu, neden yaygınlaşamadığını, sektörün ihracat potansiyelini ve yapısal çeliğin sunduğu avantajları konuştuk. Gür’eş, yalnızca can güvenliği değil, sürdürülebilirlik, hız ve ekonomik ömür açısından da çelik yapıların geleceğin mimarisi için vazgeçilmez olduğunu vurguluyor.

Dünya’da ve Türkiye’de yapısal çelik sektörünün geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

İnşaat endüstrisinin önemli bir parçası olan yapısal çelik sektörü, ülkelerin gelişmişliklerine paralel olarak dünyada ve Türkiye’de önemli bir konuma sahiptir. Yapısal çelik de dediğimiz çelik yapı sektörünün dünyadaki durumuna baktığımız zaman, gelişmiş ülkelerde, deprem riski yüksek ülkelerde çelik yapıların çok fazla oranda kullanıldığını, ABD, Japonya, İngiltere, İran gibi ülkelerde %50’nin, Endonezya, Kamboçya ve Singapur gibi ülkelerde %30’un üzerinde, çimento ülkesi olan ve deprem riski çok düşük olan Almanya ve Fransa’da %30 mertebesindedir. Çelik yapılar; genel olarak sanayi tesisleri, otel ofis vb. ticari binalar, konut tipi yapılar ile köprü kule vb. gibi altyapı tesislerinde fazlasıyla kullanılmaktadır. Dünya üzerinde çelik yapıların artmasına neden olan faktörleri şöyle sıralayabiliriz.

Nüfus artışı ve kentleşme

Altyapı ihtiyacının ve yatırımlarının artması

Sürdürülebilirlik ve küresel ısınmaya karşı önlemler

Deprem ülkesi olan Türkiye’de çelik kullanımı konusuna gelince; maalesef insan kaynağı altyapısı, bilgi ve bilinç noksanlıkları nedeniyle son derece yetersizdir. Çelik yapıların yapı stokuna oranı yakın zamanlara kadar ortalamada %5, konut tipi yapılarda %1 mertebesinde tahmin edilirken, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depreminden sonra resmi rakamlar çelik yapıların bu rakamların da çok altında olduğunu göstermiştir.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğünün, 19 Şubat 2023 tarihi itibarıyla yayımladığı Hasar Tespit Raporu’ndan sonra 12 Haziran 2023 tarihli incelemelerine göre toplam acil, ağır hasarlı ve yıkık konut sayısı 262.475 olarak tespit edilmiş, 132.780 binada ise hasar tespiti yapılamadığı açıklanmıştır.

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının 17 Mart 2023 tarihinde yayımlanan Deprem Sonrası Değerlendirme Raporunda yer alan “Deprem Bölgedeki Binaların Taşıyıcı Sistemi %” Tablosuna göre, depremden etkilenen ilk 11 ildeki 5.649.317 bağımsız birimin de yer aldığı binaların (sanayi yapıları dâhil) %86,7’si betonarme, %3,5’i yığma, %3,6 prekast beton prefabrik ve %2,4’ü çelik yapı (büyük çoğunluğu sanayi yapısı) olduğu, aynı tabloda “Daire” satırında belirtilen konut özelinde bakıldığında; %95,4’ü betonarme, %1,3’ü yığma, %0,6’sı prekast beton prefabrik ve %0,4’ü çelik taşıyıcı sistemli yapılardır.

Depremin bilançosuna baktığımızda; 262.475 betonarme, beton prekast prefabrik ve yığma yapı göçtü veya sonradan yıkılırken, Hiçbir çelik yapı göçmedi. Bu bir tesadüf değil, bugüne kadar üzerine yeterince eğilmeye vakit ayrılmayan bilimsel bir sonuçtu

Bu deprem de göstermiştir ki, bundan sonraki depremlerde bu kadar insan ölmemesi için Fransa ve Almanya’daki gibi çelik yapı oranının %30 mertebesine yükselmesi, diğer yapı türleri için de gerçekçi bir denetim mekanizmasının tesisi şarttır. Türkiye % 2,4 oranında çelik yapı yapmak için yeterliliğe sahiptir, ancak %30 oranında çelik yapı yapmak için insan kaynağı yetersizdir.

Yapısal çelik sektörünün ihracat potansiyelini nasıl görüyorsunuz? Türk çelik yapılarının uluslararası pazardaki rekabet gücünü artırmak adına ne tür adımlar atılmalı?

Çelik ihracatı açısından; Türkiye'nin yapısal çelik ihracat potansiyeli oldukça güçlü ve 2025 yılında ton bazında %5 artış hedefleniyor. 2024 yılında Türkiye, 17,7 milyon ton çelik ihracatı gerçekleştirdi ve 16,1 milyar dolar gelir elde etti. Özellikle Kuzey Afrika, Batı Afrika ve Güney Amerika gibi yeni pazarlara açılma stratejisi, ihracatın büyümesine katkı sağlıyor. Ayrıca, Suriye'deki durumun normalleşmesiyle bölgeye yapılan satışların artması bekleniyor. Türkiye Çelik Üreticileri Derneğinin istatistiklerine göre; 2025 yılında 42 milyon ton üretim ve 17 milyon ton ihracat hedefleniyor. Ancak, küresel ticaret politikaları ve Avrupa'daki talep daralması gibi faktörler ihracatın seyrini etkileyebilir.

Genel olarak, Türkiye yapısal çelik sektörü büyüme ve dönüşüm sürecinde. Türk çelik sektörünün uluslararası pazardaki rekabet gücünü artırmak için şu adımlar kritik olabilir:

· Ürün Kalitesinin Artırılması: Uluslararası standartlara uygun, yüksek kaliteli çelik üretimi, Türkiye’nin küresel pazarda daha fazla tercih edilmesini sağlayabilir.

· Yeni Pazarların Keşfi: Kuzey Afrika, Batı Afrika ve Güney Amerika gibi yeni pazarlara yönelmek, ihracat hacmini artırabilir.

· Sektörel Ticaret Heyetleri ve Fuarlar: Türk çelik ürünlerinin bilinirliğini artırmak için uluslararası fuarlara katılım ve ticaret heyetleri düzenlenmesi büyük önem taşıyor.

· Yeşil Çelik ve Sürdürülebilirlik: Avrupa Birliği’nin karbon düzenlemeleri gibi çevresel faktörlere uyum sağlamak, rekabet avantajı yaratabilir.

Çelik yapı ihracatı açısından; Türkiye’deki çelik yapı imalatının yaklaşık 2/3’ünü 100’ün üzerinde ülkeye ihraç etmektedirler. Tam ölçekli (full scale) doğal test kabul edilebilecek 6 Şubat depreminde hiçbir çelik yapının göçmediği gerçeğinden hareketle, Ülkemizde kullanılan 1/3 sayısal olarak, insanların depremden ölmemesi için yetmemektedir. Çelik yapı ihracatının artması için ülkemizde şu tedbirlerin alınmasına ihtiyaç olduğu değerlendirilmektedir.

· İnsan gücü alt yapısının geliştirilmesi: Türkiye’nin yapı stoku içindeki kullanım oranını %2,5’lardan Almanya ve Fransa’daki gibi %30’lara çıkarabilmesi için eğitim kurumlarının da öğretim elemanı sayısının ve çelik derslerinin artırılması, öğrencilerin özendirilmesi, mevcut mimar ve mühendisler ile yüklenicilerin çelik yapılar konusunda ilgisinin ve bilgisinin artırılması.

· Devletin çelik yapılar politikası: Dünyadaki teknolojik gelişmelere paralel olarak ve ülkemizdeki deprem riski göz önüne alınarak başta sanayi yapıları, konutlar ile altyapı (köprü kule vb.) olmak üzere çelik yapıların yararları ve alınacak önlemleri içeren politikalar ilgili meslek kuruluşlarıyla koordineli olarak geliştirilmeli, yapay zekâ dahil gelişen teknolojilere ayak uydurulması teşvik edilmeye devam edilmelidir.

· Yeni Pazarların Keşfi: Dünya üzerindeki yapılaşma ihtiyacı fazla olan (Çin ve Hindistan dahil) ülkeler değerlendirilmeli, çelik ihracatında olduğu gibi Kuzey Afrika, Batı Afrika ve Güney Amerika gibi yeni pazarlara yönelmeli.

· Yapı elemanlarının endüstrileştirilmesi: Gelişmiş ülkelerin şantiyede inşaat yöntemi yerine şantiye dışında (fabrika ortamında) inşaat (off-site construction) yönteminin benimsenmesi, otomobil ihraç eder gibi çelik yapı ihraç imkanlarına kavuşmak üzere modüler yapı sistemine önem verilmesi, ihracatın artırılması açısından önemlidir.

· Alt yapı konusunda teknik gelişim: Boğazlar ve İzmit Körfezi üzerindeki dünya sıralamasında önde gelen beş çelik asma köprü ile çok sayıda çelik köprüye sahip olan ülkemizin çelik köprüler konusunda uluslararası arenada atılım yapmasına ve ihtisaslaşmasına ihtiyaç vardır.

· Çelik yapıların sürdürülebilirliği: Gerek CO2 salımının azaltılması ve bu sayede Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) maliyetlerinin düşürülmesi, gerek tam geri dönüşüm (up-recycling) başta olmak üzere çeliğin sürdürülebilirliğinin öne çıkartılması konularında alınacak önlemler ve sıfır enerji yapılara öncelik verilmesi ile çelik yapıların ihracat hacmi artırabilir.

Yapısal çelikle inşa edilen projeler, uygulama süresi ve maliyet açısından ne gibi avantajlar sağlıyor? Bu avantajların yatırımcılar ve kamu projeleri nezdinde daha görünür hale gelmesi için neler yapılmalı?

Yapısal çelikle inşa edilen projeler, hızlı uygulama süresi, ekonomiklik, yüksek dayanıklılık ve sürdürülebilirlik ile esneklik gibi önemli avantajlar sunar.

Hızlı İnşaat Süreci: Çelik yapılar, önceden üretilmiş bileşenler sayesinde daha kısa sürede tamamlanabilir. Betonarme yapılara kıyasla şantiye süresi %30-50 daha kısa olabilir.

Ekonomiklik Çelik yapıların ilk yatırım maliyeti projesine bağlı olarak bazen daha ucuz bazen daha pahalı olabilir, ancak konu yaşam döngüsü (projesinin hazırlanıp yapımından, kullanım ömrü sonunda sökümü dahil süreç) açısından değerlendirildiğinde her zaman daha ekonomiktir. Burada, çeliğin hafif ve dayanıklı olduğu için temel maliyetlerini düşürdüğü ve işçilik süresini azalttığı da göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca, geri dönüştürülebilir ve tekrar kullanılabilir olması da konomik avantaj sağlar.

Dayanıklılık ve Güvenlik: Çelik yapılar, deprem ve rüzgâr gibi doğal afetlere karşı yüksek direnç (resilience) gösterir. Bu, özellikle Türkiye gibi deprem riski yüksek bölgelerde büyük bir avantajdır.

Esneklik ve Tasarım Özgürlüğü: Çelik, geniş açıklıklar ve özelleştirilmiş tasarımlar için idealdir. Bu, modern ve estetik projelerin hayata geçirilmesini kolaylaştırır. Ayrıca, yapıların kullanım ömrü içinde fonksiyon değişikliklerine, takviye ve güçlendirmelerine uyum sağlaması açısından da önemli avantajlar getirir.

Yatırımcılar ve Kamu Projeleri İçin Görünürlüğü Artırma Yöntemleri

- Bilgilendirme Kampanyaları: Yapısal çeliğin avantajlarını anlatan sektörel etkinlikler, web seminerleri ve bilgilendirici içerikler hazırlanmalı.

- Devlet Teşvikleri: Çelik yapı projelerine yönelik vergi indirimleri ve teşviklerle bir yandan can güvenliği sağlanırken diğer taraftan deprem gibi doğal afetlerde ekonomik durgunluğun önlenmesine katkıda bulunularak yatırımcıların ilgisi artırılabilir.

- Pilot Projeler: Kamu projelerinde çelik yapıların avantajlarını gösteren örnek projeler hayata geçirilmeli.

- Akademik ve Teknik İş Birlikleri: Üniversiteler ve çelik yapı sanayi paydaşları (mühendislik firmaları, çelik yapı imalatçıları ve çelik üreticileri) tarafından müştereken çelik yapıların sürdürülebilirliği ve maliyet avantajları üzerine araştırmalar yapılmalı.

Türk Yapısal Çelik Derneği’nin sektöre yönelik temel misyonu nedir? Üyelerine ve sektöre sağladığınız destekler, eğitim programları veya teknik rehberlikler hakkında bilgi verebilir misiniz?

Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA); Türkiye’de çelik yapıların, yönetmelik ve standartlara uygun tasarım ve yapımını geliştirmek, kullanım alanlarını yaygınlaştırmak ve sektörün sürdürülebilirliğini artırmak amacıyla faaliyet göstermektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere TUCSA öncelikle ülkemizin ve sektörümüzün menfaatleri açısından gelişimi hedeflemektedir.

TUCSA’nın sektöre sağladığı destekler arasında şunlar yer alıyor:

- Eğitim ve Seminerler: Yapısal çelik konusunda uzmanlaşmak isteyen profesyoneller için çeşitli eğitim programları ve teknik seminerler düzenleniyor.

- Yapısal Çelik Günü: Her yıl düzenlenen etkinlikte, sektördeki yenilikler ve gelişmeler ele alınıyor. 2024 yılında; deprem dirençli yapılaşma ve inşaatta yapay zekâ konuları ön plana çıkmıştı.

- Konferans, Sempozyum ve Çalıştaylar: Çelik yapılar konusunda ulusal ve uluslararası sempozyum, konferans ve çalıştaylar düzenlenmekte, bu konuda dünyada ve ülkemizde meydana gelen gelişmeler, sorunlar, araştırma ve çözümler sektör ile paylaşılmaktadır.

- Teknik Rehberlik ve Danışma: Çelik yapı tasarımı ve uygulamalarına yönelik teknik rehberler ve standartlar yayımlanıyor, kurulmakta olan TUCSA Teknik Danışma Kurulu ile ihtiyaç sahibi mimar, mühendis ve diğer teknik personele destek verilmektedir.

- Üyelik Avantajları: TUCSA üyeleri, sektörel gelişmelerden haberdar olma, ağ oluşturma ve çeşitli projelerde yer alma fırsatına sahip oluyor.

Türk Yapısal Çelik Derneği’nin 2025 yılı ve sonrası için hedefleri nelerdir? Sektöre yön verecek yeni projeler veya iş birlikleri planlanıyor mu?

Yapısal Çelik Günü: 2000 yılından beri her yıl gerçekleştirilmekte olan Yapısal Çelik Günlerinin 26’ncısı 2025 yılının Aralık ayında gerçekleştirilecektir.

Uluslararası Konferanslar:

International Conference and Workshop on Seismic Design of Steel Structures and Retrofit: Bölgemizdeki deprem konusuna dikkat çekmek üzere 2012 yılında Avrupa Yapısal Çelik Birliği’ne (ECCS) önerdiğimiz ve sürekli gündemde tuttuğumuz konferans ve çalıştay 16-17 Ekim 2025 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilecektir.

3rd International Conference on Corrosion and Surface Protection for Steel Structures. 2026 yılı için planlamaya alınmıştır.

TUCSA Teknik Danışma Kurulu: Projenin amacı çelik yapı ile ilgili mimar ve mühendislerin tasarım ve uygulamaya ilişkin sorularını yanıtlamak ve yol göstermektir. Oluşturulacak bu platform üzerinden sorulara ilişkin yol gösterici önerilerde bulunulabileceği gibi profesyonel destek sağlanması konusunda da destek verilebilecektir.

Proje Yarışmaları: Öğrencilerin (yüksek lisans dahil) çelik yapılar konusundaki bilgi ve ilgilerini geliştirmek, onların yaratıcılıklarını ortaya çıkarmak amacıyla gerçekleştirilen aşağıdaki yarışmalara devam edilecektir.

European Steel Design Awards (ESDA) (Avrupa Yapısal Çelik Birliği (ECCS) tarafından tek yıllarda düzenlenmektedir.

European Steel Bridges Awards (ESBA) (Avrupa Yapısal Çelik Birliği (ECCS) tarafından tek yıllarda düzenlenmektedir.

Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışması (SteelPro) (TUCSA tarafından 2004 yılından beri düzenlenmektedir)

Ulusal Çelik Yapı Ödülleri (TUCSA tarafından 1997 yılından beri düzenlenmektedir)

Ulusal Çelik Köprü Ödülleri (TUCSA tarafından düzenlenmektedir)

Yayınlarımız:

Çelik Yapılar Dergisi: 2001 yılından beri yayımlanan dergimiz, teknik içeriği ile aranan ve başvuru dokümanı niteliği kazanmış olan süreli yayınımızdır.

Teknik Yayınlarımız: Kurslarda dağıtılan eğitim notları dahil, çelik yapılar konusunda hazırlanan yayınlarımız da mevcuttur.

ECCS Yayınları: ECCS yayınlarının Türkiye distribütörlüğü yapılmaktadır.

Uluslararası iş birlikleri: Rusya Modüler İnşaatı Geliştirme Derneği (ARMS) ile Şubat 2025 ayından itibaren sürdürülen yazışmalar sonunda TUCSA tarafından 16 Nisan 2025 tarihinde Delta İstanbul West otelinde düzenlenen ikili görüşmelerle başlayan ilişkiler önümüzdeki dönemde de sürdürülecektir. Çalışmalarımız; iki ülkenin modüler yapı ve inşaat alanında daha sıkı iş birlikleri gerçekleştirme potansiyeli üzerine yoğunlaşacaktır. Bunun dışında da İran, Fas vb. ülkelerden gelen öneriler de değerlendirilmektedir.