50’DEN FAZLA ÜLKEYE İHRACAT YAPAN ENTEGRE BİR SANAYİ TESİSİ

Sizi ve firmanızı biraz daha yakından tanıyabilir miyiz?
Berdan Cıvata A. Ş. olarak rüzgâr türbinleri, çelik konstrüksiyonlar, petrokimya tesisleri ve doğal gaz boru hatları, demiryolu ve nükleer yapıların bağlantı elemanları üreticisi ve çözüm ortağıyız. İçerisinde çelik olan her türlü altyapı ve üstyapı projelerine bağlantı elemanları üretiyoruz. Bu çelik yapı bazen bir asma köprü, bazen bir havalimanı, bazen bir stadyum, bazen de bir nükleer santral ya da termik santral vs. olabiliyor. Özellikle son 10 yıldır da üretimimizin ciddi bir miktarını yenilenebilir enerji dediğimiz rüzgâr ve güneş kuleleri ve panellerinin çelik bağlantıları oluşturmaktadır. Üniversiteden mezun olur olmaz Berdan Cıvata'da çalışmaya başladım. Yaklaşık 25 yıldır da pek çok departmanda görev yaptım. İşe başladığım ilk senelerde tabii daha küçük ölçekli bir firma olan Berdan Cıvata, bugün 6 şirketten oluşan, 430 kalifiye personeli ile 50'den fazla ülkeye ihracat yapan, entegre bir sanayi kuruluşu haline geldi.

"ENERJİNİN HER TÜRLÜSÜNDE ÜRÜNLERİMİZ KULLANILIYOR"

Hangi sektörlere, ne tür ürünlerle hizmet veriyorsunuz?
Berdan Cıvata kurulduğu ilk zamanlarda en çok bir enerji santralinin ya da bir stadyumun, bir havalimanının ya da bir köprünün bizim görmediğimiz beton altında kalan altyapı çelik bağlantı elemanlarını üretiyordu. Daha sonra çelik yapının üzerinde kirişleri, kolonları tutan çelik bağlantıları ve daha sonra çatıdaki bütün çelik bağlantıları yapıyordu. Bir süre sonra ürünleri ve sektörleri genişlettik. Rafinerilerin ve petrokimya tesislerinin özellikle kurulum aşamasında kullanılan özel çeliklerden yapılmış bağlantı elemanlarına bir dönem çok çalıştık, hâlen de çalışıyoruz. Doğal gaz çıkarma, dağıtım, borulama sektörüne yönelik çok uzun süredir devam eden üretimimiz var. Jeotermalinden hidroelektriğine enerjinin her türlüsünde ürünlerimiz kullanılmaktadır. Bildiğiniz gibi bunların hepsi evler ya da apartmanlar gibi betornarme yapılar değil, aslında birer çelik konstrüksiyondur. Dolayısıyla enerjinin nükleerinden tutun da jeotermal ve hidroelektrik santralleri, barajlar, daha sonradan tabii solar enerji, akabinde son 10 yıldır rüzgâr enerjisi, "rüzgâr tarlaları" dediğimiz o pervaneler 180 metre boyunda çelik yapılar aslında. Onların kanatları, kanat saplamalarını birbirine tutan bağlantıları hep çelik. Bu sektörlerin hemen hemen hepsi büyüklükleri itibariyle farklı çeliklerin birbirine bağlanarak bir araya getirilmiş hali. Berdan Cıvata olarak bütün o bağlantıları üretebiliyoruz.

TÜRKİYE MÜTEAHHİTLER BİRLİĞİ (TMB), İNŞAAT SEKTÖRÜ ANALİZİ RAPORUNU YAYINLADI TÜRKİYE MÜTEAHHİTLER BİRLİĞİ (TMB), İNŞAAT SEKTÖRÜ ANALİZİ RAPORUNU YAYINLADI

"İLK 6 AYDA YURT DIŞI SATIŞLARIMIZ PLANLADIĞIMIZDAN DA İYİ GİDİYOR"

2022 yılında yurt dışı projelere ağırlık vereceğinizi söylemiştiniz... Bu hedefe ulaşma anlamında şu an için ne durumdasınız?
Bu yılın ilk 6 ayına baktığımızda, 2022 yılı bütçe rakamlarını şu an itibariyle geçen seneyle mukayese edersek, 2021 yılının 12 ayını geçmiş vaziyette. Bu şu anlama geliyor: Evet, geçen sene pandeminin etkisi, tedarik zincirindeki kırılmalar, lojistikteki sorunlar, hammadde ve yarı mamülde yaşanan ciddi krizler vs. her şeye rağmen geçen seneyi atlattıktan sonra 2022 yılı planladığımızdan iyi gidiyor. Tabii bir miktar Avrupa'nın özellikle Uzakdoğu ürünlerine koymuş olduğu anti-dambing vergileri ve elbette hiç istemediğimiz Rusya-Ukrayna savaşında dolayı biraz talebin Türkiye'ye kayması gibi etkenleri de koyduğumuzda 2022 yılının ilk 6 ayında yurt dışı satışlarımız planladığımızdan iyi gitti. Ayrıca önümüzdeki 6 ayı da planladığımızın da üstünde kapatma hedefimiz devam etmektedir.

“1915 ÇANAKKALE VE OSMANGAZİ KÖPRÜLERİNDE ÜRÜNLERİMİZ KULLANILDI”

Cıvata ve somun gibi ürünlerde kaliteyi belirleyen unsurlar nelerdir? Bu anlamda firmanızın ve genel olarak yerli üretimin geldiği noktayı nasıl değerlendirirsiniz?
Berdan Cıvata'nın geldiği nokta ile genel olarak yerli üretimin geldiği nokta bu anlamda birbirinden çok farklı. Çünkü az önce anlattığım tüm sektörlerki projeler, hakikaten çok kritik projeler. Gerek iş güvenliği, gerek ürünün güvenirliliği ve gerekse insan canı açısından çok önemli projeler. Bugün vinç yapıyorsunuz, kule yapıyorsunuz, asma köprü yapıyorsunuz... Biliyorsunuz 1915 Çanakkale Köprüsü ve Osmangazi Köprüsü, dünyanın en büyük köprüleri oldular. Bu köprüleri taşıyan denizin altındaki ayaklar çeliktir ve o bağlantıları da Berdan Cıvata yaptı. Elbette kritiklik tartışılmaz. Piping borulama hattındaki bir cıvatanın çatlaması ya da saplamanın kırılması, patlama, yanma vs. her türlü risk varken Berdan Cıvata tam entegre bir tesis olarak özellikle ve özellikle laboratuvarını 17025'e göre Türkak’tan akredite ettirerek bu anlamda kalitesini zaten tescilletmiştir. Berdan Cıvata'da yapılan bir ürün akredite laboratuvarımızda test edilir ve buradan onay alan bu ürünün dünyanın her yerinde kalitesi tescillenmiş demektir. Fakat maalesef bu durumu Türkiye'deki bütün cıvata üreticileri için söylemek mümkün değil. Birçoğu enetegre bir tesis değil, birçoğunun laboratuvarı yok, birçoğu maliyetli olduğu için test yapmıyor... Hem test yapma maliyeti var hem test yapacak eleman istihdam etme maliyeti yüksek. Çünkü bu elemları istihdam etmek, kalite kontrolcü istihdam etmekten çok farklı. O cihazlar çok pahalı ve onu kulanan elemanın eğitimi, sertifikası vs. bir sürü detay var. Kimse buna katlanmak istemiyor. Birçoğu kontrolsüz. Satın alan yani projenin sahibi de bu anlamda sorumlu olmalı. Son 5 yıl içerisinde alıcılar biraz daha bilinçlenmiş olsa da beklediğimiz yerde olduğumuzu söyleyemem. Sadece kalite gerekliliklerini yerine getirmekten ziyade cıvata döven, cıvata satan daha tüccar zihniyetiyle çalışan firmalar var ama gün geçtikçe projelerde müşavirlikler, denetim, yabancı müşavirliklerin third party istekleri arttıkça elbette Türkiye'deki diğer tedarikçiler de aynı noktaya gelecektir diye düşünüyorum.

DÜNYA RÜZGÂR DEVLERİNİN TÜRKİYE’DEKİ TEK TEDARİKÇİSİ

Rüzgâr türbinleri açısından ürünlerinizin kritikliği nedir? Farklı rüzgâr türbinleri için farklı ürünleriniz var mı?
Rüzgâr türbinleri açısından da ürünlerimizin önemi gerçekten çok kritik. Dışarıdan baktığımızda üç tane döner pervaneyi gördüğümüz, beton kule gibi görünen o yapı 180 metre uzunlukta, kanat açıklığı yeri geldiğinde 10 futbol sahası büyülüğe ulaşan uzunlukta devasa çelik yapılar aslında. Bir kule örneğin 150 metre ise; 50 metre, 50 metre, 50 metre yassı çelikler bükülüyor ve üst üste bir lego gibi yerleştiriliyor. Ve öyle oluyor. Üstüne motorun içinde olduğu nasel dikiliyor. Daha sonra da kanatlar tek tek takılıyor. İşte bu dikiliyor, takılıyor dediğimiz her şey bizim ürettiğimiz bağlantı elemanlarıyla takılıyor. Daha sonra üstünde kanadı, motoru ve o 150 metrelik çelik kulenin tamamı betonun altında yaklaşık 6 metrelik çelik bir aksamla betona sabitleniyor. Biz 6 metre çapındaki o çelik aksamın tamamını üretiyoruz. Önce beton döküyorlar… 6 metre çapındaki ankrajlardan oluşan çelik bir kit imal ediyoruz… Buna oturtuyorlar, üstüne beton döküyorlar… Üstüne 150 metre boyunda ve tonlarca ağırlıkta çelik borular üst üste, yine bizim ürettiğimiz ve kule cıvatası dediğimiz cıvatalarla birleştiriliyor… Kanatlar da nasele yine bizim ürettiğimiz ve kanat saplaması dediğimiz cıvatalarla birleştiriliyor. Bu devasa çelik yapının her türlü yüke dayanması bekleniyor. Kanatlar yaklaşık 25-30 yıl devrilmeyecek, kopmayacak. Bizim yaptığımız bağlantı elemanlarıyla bu kuleler, rüzgâr yükü ve deprem yükü vb. her türlü yük karşısında ayakta kalmak durumunda. Hakikaten de bu anlamda ürünlerimizin önemi çok kritik. Şu anda dünyada sayıları bir elin beş parmağını geçmeyen çok büyük kule imalatçıları var. General Energy, Siemens, Vestas, Enercon gibi firmalar… Biz de yerli tedarikçi olarak, Türkiye’de bir sanayi kuruluşu olarak bu firmların tamamının onaylı tedarikçisiyiz ki bu da ayrı bir gurur vesilesi… Bayağı zorlu kontrol ve denetleme süreçlerini geçirdikten sonra tamamından onaylıyız. Şimdi bu firmalarının rüzgâr kulesi projelerine dünyanın neresinde olursa olsun yeterlilikten dolayı satış yapabiliyoruz.

SEKTÖRÜN KÜRSEL MARKASI OLMA HEDEFİMİZ HEP VARDI

Türk bağlantı elemanları sektörünün uluslararası markası olma vizyonunuzla ilgili neler söylemek istersiniz?
Küresel marka olma hedefimiz hep vardı ve hâlen de bu yöndeki çalışmalarımız devam ediyor. Öncelikle yüzde 50’ler düzeyinde olan ihracatımızı çok daha arttırmayı ve daha fazla ülkeye ulaşmayı hedefliyoruz. Aynı zamanda da bilinirliliğimizi arttırmak için çok daha fazla uluslararası mega projelerin parçası olmak istiyoruz elbette. Aynı zamanda bize stratejik anlamda partner olabilecek yurt dışında bazı alımlar yapmak ya da belki daha büyük projelerin parçası olabileceğimiz stratejik partnerlikler, işbirlikleri… Zaten bununla ilgili Berdab Cıvata’ya teklifler geliyor. Bunları da değerlendirerek çok daha büyük ve hacimli işler yapabileceğimizi düşünüyoruz. Önümüzdeki birkaç yıl içerinde de bu çalışmalarımızı daha arttırmayı hedefliyoruz.