“Mimarlar Anlatıyor” dizisi kapsamında görüşlerini paylaşan Boytorun Mimarlık Kurucuları Mimar Yudum Boytorun ve Mimar Semih Boytorun, yeşil bina sertifikalı projelerin farklı yatırım türlerinde yarattığı avantajları değerlendirdi.

Yudum BoytorunSemih Boytorun (1)

FOTO: Boytorun Mimarlık Kurucuları Mimar Yudum Boytorun ve Mimar Semih Boytorun

Boytorun Mimarlık olarak, yeşil bina sertifikalarını yalnızca çevresel bir sorumluluk değil, aynı zamanda yatırım değerini artıran güçlü bir araç olarak görüyoruz. LEED, BREEAM ve DGNB gibi sistemler, projelerimizin tasarımından işletmesine kadar tüm aşamalarda ölçülebilir avantajlar yaratıyor.

Konut yatırımlarında sertifikalı projeler, satış fiyatlarında ortalama %10–15, kira değerlerinde ise %5–8 arası bir prim sağlayabiliyor. Enerji verimli sistemler, hane başına yıllık ortalama %25’e varan enerji tasarrufu sunuyor. Bu durum, kullanıcılar için düşük işletme gideri, yatırımcılar için ise daha hızlı satış ve güçlü bir marka değeri anlamına geliyor.

Ofis projelerinde yeşil sertifikalı binalar, enerji tüketiminde %20–30, su tüketiminde ise %30–40 tasarruf sağlayabiliyor. Bu tasarruf, işletme maliyetlerinde ciddi düşüşe yol açarken, büyük kurumsal kiracıların tercihinde belirleyici oluyor. Araştırmalar, sertifikalı ofislerin %4–6 daha yüksek doluluk oranına sahip olduğunu ve uzun vadeli kira kontratları ile yatırımcıya öngörülebilir gelir sağladığını gösteriyor.

Endüstriyel İzolasyonda Enerji ve Güvenlik
Endüstriyel İzolasyonda Enerji ve Güvenlik
İçeriği Görüntüle

Otel yatırımlarında ise yeşil sertifikalı projeler, enerji maliyetlerinde yıllık %15–20, su tüketiminde %30 civarında tasarruf sunuyor. Bu oranlar, işletmenin toplam giderlerini %8–10 azaltabiliyor. Ayrıca, sürdürülebilirlik kriterlerine sahip otellerin, özellikle uluslararası zincirlerle işbirliklerinde %5–7 daha yüksek doluluk oranına ulaştığı gözlemleniyor. Bu da doğrudan işletme gelirlerine yansıyor.

Boytorun Mimarlık için yeşil bina sertifikaları, teknik uygunluğun ötesinde stratejik bir yatırım aracı niteliği taşıyor. Proje değerini artıran, pazarda güçlü konumlandırma yaratan ve yatırımcıya somut ekonomik geri dönüş sağlayan bu yaklaşım, tasarım kararlarımızın merkezinde yer alıyor. Hedefimiz, çevresel performans ile finansal sürdürülebilirliği aynı potada eriterek, hem kentler hem de yatırımcılar için uzun vadeli katma değer yaratmaktır.