Türkiye, deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak yapı güvenliğini yalnızca betonarme hesaplarıyla değil, bütüncül sistemlerle ele almak zorunda. İzocam Genel Direktörü Murat Savcı ile gerçekleştirdiğimiz röportajda, yalıtımın yapı güvenliğine katkısını, kentsel dönüşüm projelerindeki rolünü, güncellenen TS 825 standardının etkilerini konuştuk.

Murat Savcı İzocam 105531429

Foto: İzocam Genel Direktörü Murat Savcı

Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğu da göz önüne alındığında ısı yalıtım uygulamalarının binalarda korozyonu önleme ve taşıyıcı sistemi koruma konusunda üstlendiği kritik rolden bahseder misiniz?

Türkiye, tarihsel geçmişi boyunca büyük depremler yaşamış ve bu gerçeğiyle yüzleşmenin önemini acı tecrübelerle kavramış bir ülkedir. Son yaşadığımız büyük depremler, kentsel dönüşümün yalnızca yeni bina üretimi değil, aynı zamanda yapı güvenliği, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik boyutlarıyla birlikte ele alınması gereken bütüncül bir konu olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.

Afet bölgelerinde yeniden inşa edilen konutlar kadar, riskli yapı stokuna sahip diğer bölgelerde de kentsel dönüşüm projeleri hız kazanmıştır. Bu noktada, yapıların zemin etüdünden projelendirilmesine, malzeme kalitesinden işçilik detaylarına kadar her unsurun eksiksiz ve standartlara uygun şekilde ele alınması hayati önem taşımaktadır.

Özellikle yalıtım uygulamaları hem bina güvenliği hem de ülke ekonomisi ve çevre açısından stratejik bir öneme sahiptir. Doğru şekilde tasarlanmış ve uygulanmış bir yalıtım sistemi, yalnızca enerji tasarrufu sağlamaz; aynı zamanda binanın taşıyıcı sistemini koruyarak yapının ömrünü uzatır ve depremde ayakta kalma kapasitesini güçlendirir.

Dolayısıyla deprem gerçeği de göz önüne alındığında, ülkemizdeki binaların yönetmeliklere uygun şekilde projelendirilmesi ve güçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu noktada ısı yalıtımı yalnızca enerji maliyetlerini düşürmek için değil, yapı elemanlarının korunması için de kritik bir işleve sahiptir. Doğru hesaplanmış, nitelikli malzeme ve işçilikle uygulanmış yalıtım sistemleri, duvarlarda ve döşemelerde yoğuşmayı ve rutubeti önleyerek korozyon, donma-çözülme gibi zararlı etkileri bertaraf etmektedir. Bu da taşıyıcı sistemin uzun yıllar performansını korumasını sağlamaktadır. Depreme karşı dayanıklı yapılar planlanırken, betonarme hesaplamalarıyla birlikte detaylı yalıtım çözümlerinin sürekliliğe katkısı unutulmamalıdır.

İzocam Görsel 2

Kentsel dönüşüm uygulamalarında yalıtım çözümlerinin konumlanması nasıl ve ne şekilde olmalıdır?

Kentsel dönüşüm projeleri yalnızca yeni bina üretimi olarak algılanmamalıdır. Binaların enerji performansı, sürdürülebilirliği ve yaşam konforu da dönüşümün önemli unsurlarıdır. İzocam olarak bu süreçte, temelden çatıya tüm yapı elemanlarında ihtiyaç duyulan yalıtım çözümlerini geliştirmeye odaklanmaktayız. Özellikle temel, toprak altında kalan duvarlar, çatı ve cephe uygulamalarında kullanılacak doğru yalıtım sistemleri, binanın hem enerji verimliliğini hem de yapısal dayanıklılığını artırmaktadır.

Bezmialem Hastanesi’nde Mimsan Tercih Edildi
Bezmialem Hastanesi’nde Mimsan Tercih Edildi
İçeriği Görüntüle

Dış cephe mantolama uygulamaları, ülkemizdeki kentsel dönüşüm projelerindesıklıkla uygulanmaktadır. Ancak bu alanda zaman zaman hatalı bilgilerden kaynaklanan eksik uygulamalarla karşılaşılabilmektedir. Özellikle dübel uygulamalarının bina statiğine zarar vereceği yönündeki yanlış algıyı düzeltmek için İstanbul Teknik Üniversitesi ve İZODER iş birliğiyle desteklediğimiz kapsamlı bir araştırma sonucunda, dübelleme uygulamasının yapı statiğine olumsuz etkisi olmadığı bilimsel olarak ortaya konmuştur. Bu araştırma sonuçlarının sektörümüz için önemli bir referans oluşturduğunu vurgulamak isterim.

Bu noktada TS 825 standardındaki güncellemeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Güncellenen standartların etkileri neler olacak?

Yalıtım uygulamaları yalnızca tasarım ve malzeme seçimi değil, aynı zamanda yasal zorunluluklar ve standartlar çerçevesinde şekillenmektedir. Yakın dönemde TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı'nın güncellenmesi, bu açıdan sektörümüz için kritik bir adım olmuştur.

20 Şubat 2025’te Resmî Gazete’de yayımlanan ve 1 Nisan 2025 itibarıyla yürürlüğe giren bu güncelleme, binalarda enerji performansını artırmayı ve çevresel etkileri azaltmayı hedeflemektedir. Yeni düzenlemelerle ısıl geçirgenlik katsayısı (U değeri) sınırlarının Avrupa standartlarına yaklaşacak şekilde düşürülmesi ile ülke genelinde farklı iklim bölgeleri için gereksinimlerin hassas şekilde tanımlanması sağlanmıştır.

Bu kapsamlı güncelleme, yalnızca enerji tasarrufu hedeflerine katkıda bulunmakla kalmayacak, aynı zamanda yalıtım sektörümüz için önemli bir büyüme potansiyeli de yaratacaktır. Türkiye’deki konut stokunun yalnızca yaklaşık %20’si TS 825’e uygun şekilde yalıtılmış durumdadır. Bu gerçek, kentsel dönüşüm projelerinde yalıtımın önemini daha da ön plana çıkarmaktadır.

Mevzuat güncellemelerine rağmen uygulamada bazı zorluklarla karşılaştığımızı da belirtmek gerekmektedir. Nitelikli malzeme ve doğru işçilik konusundaki eksikler, zamanla hem enerji tasarrufu hedeflerini hem de yapısal dayanıklılığı riske atmaktadır. Sektör olarak, tasarımdan uygulamaya tüm paydaşların bilgi birikiminin artması ve standartlara uygun uygulamaların yaygınlaşması için çaba göstermeye devam etmekteyiz. TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı'nda yapılan güncellemeler, bu konuda da ivme yaratacak önemli bir adım olmuştur.

Adsız Tasarım (96)-1

İzocam olarak, binaların dayanıklılığını artırarak bütünsel koruma sağlayan uygulamalarınız hakkında örnekler verir misiniz?

İzocam olarak, deprem bölgesinde yürüttüğümüz çalışmalar, kentsel dönüşümün yalıtım ayağının ne kadar kritik olduğunu bizlere bir kez daha göstermektedir. Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep, Adıyaman, Kilis ve Malatya’da yürütülen yeniden inşa projelerinde, İzocam olarak ürettiğimiz ve sevk ettiğimiz ürünlerle bina güvenliğine ve enerji verimliliğine katkıda bulunmaktayız. Ürün portföyümüzdeki İzocam Foamboard gibi yüksek basma mukavemetine sahip ısı yalıtım levhaları ile toprak altında kalan duvar ve döşemelerde uzun ömürlü koruma sağlamaktayız. Dış cephe mantolama sistemlerinde Manto Taşyünü R+ ve Manto İzopor Plus gibi TS EN 13500 ve TS EN 13499 standartlarına uygun ürünlerimizle, yapı statiğini etkilemeyen, uzun ömürlü ve yangın güvenliği sağlayan çözümler sunmaktayız. Temelden çatıya, komşu duvarlardan tesisat detaylarına kadar sunduğumuz yalıtım çözümleri, bina ömrünü uzatmanın ve enerji maliyetlerini azaltmanın yanında, deprem güvenliğini de pekiştirmektedir.

Ürün gamınız hakkında da bilgiler vererek, Ar-Ge ve inovasyon stratejinizden bahseder misiniz?

İzocam olarak, ülkemizde yalıtım sektöründe 7 farklı ürünü aynı çatı altında üretebilen tek şirket konumunda yer almaktayız. Geniş ürün yelpazesine sahip ve her ihtiyaca uygun yalıtım çözümleri sunabilen öncü bir markayız. Zeminden, cephe ve çatıya, duvar ve döşemeden tesisata kadar her uygulama alanına uygun nitelikli yalıtım malzemeleri üretmekteyiz. Bunların yanı sıra; sanayi tesislerinden gemi sektörüne, termik santrallerden akustik panellere, vagonlardan evlerimizde kullanılan fırınlara, yangın kapılarından güneş kolektörlerine kadar geniş bir alanda ısı yalıtımı, ses yalıtımı ve yangın güvenliği sağlayan ürünlerimiz ile diğer üreticilere de malzeme temin etmekteyiz.

Türkiye’yi 60 yıl önce çevre dostu ve sağlıklı yalıtımla tanıştıran lider marka olarak, çevresel açıdan “sürdürülebilir üretim süreçleri” ve “yüksek kaliteli ürün” stratejisiyle hareket etmekteyiz ve yapımında geri dönüşümlü malzemelerin de kullanıldığı, insan sağlığına zarar vermediği ve çevre dostu olduğu kanıtlanmış ürünler sunmaktayız. Üretimlerimizde geri dönüştürülmüş malzeme kullanarak döngüsel ekonomiye katkı sağlamaktayız. Çevre dostu malzemeler içeren İzocam ürünleri en az yüzde 30 oranında geri-dönüştürülmüş içeriğe sahip olup İzocam Camyünü üretiminde bu oran yüzde 80’e kadar çıkmaktadır. “Yedinci doğal kaynak” olarak adlandırılan geri dönüştürülmüş malzeme kullanarak atık yönetimini zirveye taşırken, ürünlerimizin içeriği ile sürdürülebilirliğe de hizmet etmekteyiz.

İnovasyon ve Ar-Ge’ye verdiğimiz değer sayesinde 60 yıldır yalıtım sektörünün lideri konumunda yer almaktayız. Ar-Ge ile ilgili hedeflerimize ulaşırken sadece mevcut ürün gamımızı kullanarak değil, yeni teknolojilerden de faydalanarak katma değeri yüksek ürün ve çözümlerle yol kat etmekteyiz. Değişen piyasa koşullarında doğru ihtiyaca doğru çözüm geliştirme hedefi ile Ar-Ge çalışmalarımız sayesinde daha ekonomik ve yüksek ısıl konfor sunan ürünleri piyasaya sunmaya devam etmekteyiz. Yanmayan, yüksek ısı yalıtımına ek olarak ses ve titreşim yalıtımına da katkı sağlayan akustik konfor sunan yeni ürünleri sektöre kazandırmaktayız. Bu vizyonumuz doğrultusunda geçtiğimiz haftalarda, ses, ısı ve yangın güvenliğinde yenilikçi çözüm sunarak iç mekanlarda estetik ve konforu bir araya getiren yeni ürünümüz “İzocam Everest Mineral Asma Tavan Levhası”nı ve sanayi tesislerine özel olarak tasarladığımız yüksek sıcaklıklarda yalıtım performansını bir üst seviyeye taşıyan yeni ürünümüz “İzocam HT Camyünü Prefabrik Boru”yu sektöre kazandırdık. Gelecek dönemde de Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarımızı güçlendirerek Sürdürülebilir Sanayi ve Sürdürülebilir Yaşam Alanları konusunda öncü olmaya devam edeceğiz.