İnşaat Yüksek Mühendisi ve İntaç İnşaat Mühendislik Kurucu Ortağı Sukan Külekçi, ST Endüstri Radyo’da gerçekleşen "Depreme Dayanıklı Binalar” programının konuğu oldu.
FOTO: SUKAN KÜLEKÇİ
Yakın zamanda ülkemiz adına çok büyük bir deprem felaketi yaşamıştık. 6 Şubat 2023 tarihinde, dokuz saat arayla meydana gelen depremlerin merkez üsleri Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleriydi. 7,8 ve 7,5 şiddetinde gerçekleşen iki farklı deprem, 11 ili derinden etkileyen bir deprem meydana gelmişti. Bu depremler sonucunda çok fazla can ve mal kayıpları verilmişti. 6 Şubat depreminin herkeste bir hasar bıraktığını aktaran Külekçi, konuşmasına şöyle devam etti:
“Aslında biz bu gerçeği 99 depreminde Gölcük’te yaşamıştık. Daha sonra oluşan İzmir depremi ve diğer depremlerde de aslında bunun farkındaydık. Umarım 6 Şubat depreminden sonra bir şeyler değişmiştir. Bu konuyla ilgili yönetmelikler artırılır diye düşünüyorum. Bilinç seviyemizin biraz daha arttığını düşünüyorum. Buna istinaden halkın bilinci de arttı. Artık umuyoruz ki yapı denetimler olsun, yerel yönetimler olsun, belediyeler olsun, inşaat mühendisleri olsun, müteahhitler olsun, projeciler olsun çok daha dikkatli olurlar. Aslında bu konuyla ilgili ciddi yaptırımların da gelmesi gerekiyor. Umarım depremle ilgi ciddi yaptırımların önü açılmıştır, zira bugün bile faizler, ekonomik zorluklar gibi konuların temelinde yine o depremlerin bizlere getirmiş olduğu ekonomik bir yük olduğunu düşünüyorum. Bu ekonomik yükle bir daha karşılaşmamak adına birtakım yaptırımların olması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle, her zaman konuşulan konular arasında yer alan binaların kimliklendirilmesi. Bunun için de depreme dayanıklılıkla alakalı her binanın bir ehliyeti, etiketi ve bir plakası olmalı. Bu binanın, depreme karşı bir dayanımı yoksa eğer o binayla ilgili hizmet verilmemeli. Suyu, elektriği, doğalgazı gitmemeli. Hatta bu bina kiraya dahi verilememeli ve satılmamalı. Umarım bu tür gelişmeler olur…”
“DENETİM GÖREVİNİ YAPIYOR”
Denetimlerin görevini yaptığının altınını çizen Sukan Külekçi, “Yapı denetimler zaten 99 depremiyle birlikte kurulmuştur ve onlar görevini yapıyor. Bu işin içinde herkes kendi görevini yapıyor ama önemli olan başka konular var. Mesela imara açılan bölgeler. Benim de çok kızdığım ve karşılaştığım bir konu. Her binanın yapılabilmesi için gerekli olan birtakım faktörler bulunuyor. Bunlardan birisi zemin etüt raporları. Konut türü yerlerle ilgili zemin etütleri yapılırken, çok komik paralara raporlar yapılıyor. Halbuki zemin etüt raporları çok kıymetli. Bölgenin, zemin karakterinin çok iyi bilinmesi ve o karaktere uygun bir tasarım olup olmadığının da gözden geçirilmesi çok önemli.” dedi.
Zemin etüdü konusuna da değinen Külekçi, sözlerini şöyle tamamladı: “Bölgeye gidip, inşa yapılacak olan yerden sondajlar alınıyor. Daha sonra çıkan zemin numaraları, zeminin taşım yükünü anlamak adına birtakım testlere götürülüyor. Beraberinde de yer altı su seviyesi neredeymiş vs. gibi konuları görebiliyoruz. Örneğin; Gölcük depremi olduğunda İstanbul’a bir şey olmadı ama Avcılar’da çok ciddi bir yıkım oldu. Avcıların zemin etütleri çok iyi olsa bile, Avcıların bulunduğu bölgenin altında çanak şeklinde zemin büyütmesi dediğimiz bir faktör var. Siz sondaj alsanız bile bunu anlamanız çok güç. Bina yapılan yerleşik yerlerin ve zeminlerin daha büyük çapta değerlendirilmesi gerekiyor.”