Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD) Başkan Yardımcısı Dr. Hüseyin Halıcı, Türkiye’nin çıkış yolunun makina sektörü olduğunun altını çizerek, Türkiye'nin diğer ülkelere göre daha avantajlı bir konumda olduğunu belirtti.

Dr. Halıcı, Robotik ve Yüksek Teknolojili Sistem Entegretörleri Derneği (ROBODER) Yönetim Kurulu Başkanı Gürel Yılmaz ile birlikte ROBODER Yönetim Kurulu Baş Danışmanı A. Ali Şen'in moderatörlüğünü üstlendiği Zihin Makinası programına katıldı.

Dr. Halıcı’nın, Youtube üzerinden canlı olarak yayınlanan programdaki konuşmasında şu başlıklar öne çıktı.

“ROBOTİK ÇÖZÜMLER OLMAZSA OLMAZ”

ENOSAD Başkan Yardımcısı Dr. Hüseyin Halıcı, “Bugün sanayide makina kısmında, makina-insan iş birliğinde insanın içinde olduğu bir yapı varsa, insan elinin değdiği bir çözüm olduğu için buna manuel bir yapı diyoruz. Ancak bunun insandan bağımsız hali ise, tam otomasyon oluyor. İnsanın içinde olduğu yarı otomasyonlu yapılar var. Kendi başına çalışan bir yapıdan bahsediyoruz. Otomasyonda işin içinde yazılımlar var. Robot ise, insanın yaptığı fiziksel hareketleri yapan, insan yerine geçen bir endüstriyel mekanik sistem.” dedi.

Robotik sistemlerin en ayırt edici özelliğinin insandan bağımsız çalışması olduğunu ifade eden Dr. Halıcı, tam otomasyonlu yapılarda robotik çözümlerin vazgeçilmez olduğunu söyledi.

“DÜNYA İLE PARALEL GİDİYOR”

Dr. Halıcı, “İnsanın doğasında var. İnsanın yapması gereken fiziksel işleri, gelecekte yapay zeka ile birlikte zihinsel de olacak, zeki ve akıllı varlıklar olduğumuz için yaptırmamız gerekiyor. Üretim planlaması yapan bir sürekli olarak sistemleri insandan bağımsız hale getirsek diye sorgular, sorgulamalıdır. Otomasyon, her geçen gün ilerleyen ve sürekli yeni bir şeyler katabileceğiniz bir teknoloji. Son zamanlarda dünya ile paralel giden Türkiye’nin de bir otomasyon sektörü var diyebiliriz.” diye konuştu.

“AKILCI VE GERÇEKÇİ STRATEJİLERLE BAŞARIYI YAKALARIZ”

Türkiye’deki yerli üretim ile ilgili görüşlerini de açıklayan Dr. Halıcı, “Bir ürünün Ar-Ge’sini yapmak başka bir şey, onu endüstriyelleştirmek başka bir şey. Geliştirip, ticarileştirmek kolay bir iş değil. Ancak bunun ilk aşaması ürünleri kullanarak iyi sistemler kurup yaymaktır. Bugün ihracat yapan makinacılar, kontrol sistemlerinde maalesef yerli ürünleri kullanamazlar. Çünkü ihraç edilen ülkede istemezler. Eğer dünyaya hükmeden bir makinacı olursanız, kendi sisteminizi yurt dışında da uygulama imkanınız olur.” 

Yerli üretime destek verdiğini ve bunun Türk sanayisi için önemli olduğunu vurgulayan Dr. Halıcı, “Sanayinin bir ülkenin yaşam şeklini değiştirdiğini düşünenlerdenim. Sanayi devrimleri insanların yaşam biçimlerini değiştirmiştir. Bugün en zengin ülkeler, sanayisi gelişmiş ülkelerdir. G. Kore’nin geçmişle kıyasladığımızda bugün geldiği noktada farkı, teknoloji ve sanayiden kaynaklanıyor. Bu nedenle yerli üretim çok önemli ve desteklememiz gereken bir konudur. Ama akılcı ve gerçekçi stratejilerle ilerlediğimizde başarılı oluruz.”

“ÇIKIŞ YOLUMUZ MAKİNA SEKTÖRÜ”

Türkiye’nin çıkış yolunun makina sektörü olduğunun altını çizen Dr. Halıcı, “Türkiye’nin bir çıkış yolu varsa, o da makina sektörüdür. Bunun haricindeki sektörler daha zor rekabet edebilirler. Önce bir sektörden ilerlerseniz, sonra bunun kazanımlarıyla o sektörün alt bileşenlerini destekler, yan sektörlerini de güçlendirerek topyekûn sanayide ilerleyebilirsiniz. Bunun en somut örnekleri G. Kore ve Çin’dir.” 

Türkiye’yi, Çin ve G. Kore gibi ülkelere göre daha avantajlı gördüğünü belirten Dr. Halıcı, bunun nedenlerini şöyle sıraladı: “Ben ülkemizi, bahsettiğim ülkelere kıyasla daha avantajlı görüyorum. Öncelikle bir sanayi kültürü oluşmuş. Konum itibarıyla Avrupa’ya yakınız, mühendislik açısından Avrupa standartlarına uygunuz ve daha uygun bir mühendislik veya işçilik yapısı var.”  

"MİSYONUMUZ KULLANMAK, VİZYONUMUZ GELİŞTİRMEK OLMALI"

Dr. Halıcı, sektörde özeleştiri yapılması ve hataların kabul edilmesi gerektiğini belirterek, Türkiye’nin zayıf yanlarının başında ise iş birliği kültürünün geldiğini, ana ve alt yüklenicilerin ortaklaşa çalışma yapısının kurulamadığını dile getirdi. 

Endüstride öncelikle bakış açısının değiştirilmesi ardından eleştiriye açık iş birliği kültürünün güçlendirilmesi gerektiğini kaydeden Dr. Halıcı, “Misyonumuz teknolojiyi kullanmaksa, vizyonumuz bunu geliştirmek olmalı.” dedi.

Kamu, özel sektör, STK’lar ve akademinin iş birliğinin önemine vurgu yapan Dr. Halıcı, bu yapıların bir araya gelmesiyle sanayideki sorunların çözülebileceğini de sözlerine ekledi.