Yaklaşık 20 bin insanımızın hayatını kaybettiği 17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden 23 yılı aşkın süre geçti... Bu felaket karşısında depreme dayanıklı yapılar inşa etmek çok önemli. Depremin yıkıcı etkisinin katlanmasına neden olan ve toplum tarafından çok bilinmeyen en önemli risklerden biri de korozyon tehlikesidir. Ne kadar sağlam binalar yapılırsa yapılsın, su yalıtımı yapılmadan büyük yıkımlar kaçınılmaz olabiliyor. Bir şekilde binaya sızan su, beton içerisine girerek paslanmaya, yani korozyona neden oluyor. Korozyon sonucunda binanın taşıyıcı sistemi 10 yıl içinde taşıma kapasitesinin yarısından fazlasını kaybedebiliyor. 17 Ağustos depremi sonrasında yapılan incelemeler sonucu, yüzde 79'u hasarlı bulunan 55 bin 651 konutun ve işyerinin yüzde 64'ünde korozyon tespit edildi. Bu büyük yıkımı engellemenin tek yolu su yalıtımıdır. Yalıtım konusunda sektöre sunduğu çözümlerle dikkat çeken ve su yalıtımında hibrit ürünlere ağırlık veren Nil Tiritoğlu İnşaat ve Malzemeleri Yönetim Kurulu Başkanı Mimar Nil Tiritoğlu, su yalıtım uygulamalarının daha bina yapılırken planlanmasının en doğru çözüm olduğuna dikkat çekerek, "Su yalıtımı, gözle görülmeyen yapının gizli kahramanıdır" dedi. 2022 yılında yeni ürün ve ürünler olarak; tüm yeni nesil inşaat yalıtım ürünlerinin satışlarında önceliği su yalıtımında hibrit ürünlerere verdiklerini belirten Mimar Nil Tiritoğlu, deprem ve su yalıtımı ilişkisi ile su yalıtımı uygulamalarında dikkat edilmesi gerek hususlar konusundaki sorularımızı yanıtladı...

"DEMİR VE BETON KOROZYONA KARŞI ANCAK SU YALITIMI İLE KORUNABİLİR"

Yapıların depreme karşı daha dirençli olması anlamında su yalıtımının önemi nedir? Betonun ve demirin korozyona uğramaması adına su yalıtımı ne tür avantajlar sağlar?
Depereme karşı yapıların daha dirençli olması için su yalıtımı tabii ki de hayati önem arz etmektedir. 17 Ağustos Marmara Depremi'nde tüm ülke olarak hepimiz tecrübe ederek öğrendik ki yapılarımız depreme karşı dayanıksızmış. Üzerinden 23 yıl geçmesine rağmen ne kadar yol alabildik, yoksa hâlâ depreme karşı hazırlıksız mıyız ona yorum yapmak çok zor. Su yalıtımında amaç; demiri ve betonu korozyona karşı koruyarak uzun ömürlü ve sağlıklı yapılar elde etmektedir. Yapının donatısını korumak, korozyona uğramamasını sağlamak, yani doğru bir şeklide yalıtmak başta deprem olmak üzere yapıyı tüm yanal yüklerin vereceği hasara karşı korur.

"YALITIM BİLİNCİ ARTTIKÇA, YAPILARDA SU YALITIMI UYGULAMALARI YAYGINLAŞIYOR"

Su yalıtımı yapılırken dikkat edilmesi gereken başlıca önemli hususlar nelerdir?
Ürün kalitesi ve işçilik bu konuda önem arz etmektedir. Yapılarda su yalıtımı uygulama alanları ve izolasyon olması gereken bölgeler, yalıtım bilicinin artmasıyla doğru orantılı olarak çoğalmaktadır. Yapının temelinden başlayarak, perde betonunda, terasında, çatısında, balkonunda, iç mekân ıslak hacimlerinde ve içme suyu depolarında su yalıtımı uygulaması yapılır. İç mekânda yapılcak su yalıtımında iç mekân hava kalitesine uygun, insan sağlığına zararı olmayan ürünler tercih edilmelidir. Kokusuz, solvent içermeyen silikon grupları da bu konuya dahildir. Dikkat edilmesi gereken ürünler arasında; teraslarda, çatılarda tercih edilen su yalıtımı sürme izolasyon içerikli ise ve bu ürünler çift bileşenli malzemeler ise uygulama prosedürüne uygun olarak hazırlanması gerekir. Yine teras uygulamalarında uygulanan yalıtımların üzerine beton veya şap gelmeyecekse kesinlikle UV dayanımı olması gerekir. İçme suyu depolarında kullanılacak su yalıtım ürünlerinde, içme suyu depolarında kullanılabilir belgesi insan sağlığı için şarttır.

"İŞİN UCUZUNA KAÇIP SU YALITIM MALİYETİNDEN KISMAK, İNSAN HAYATINI HİÇE SAYMAKTIR"

Su yalıtımı uygulamaları konusunda sıklıkla yapılan yanlışlıklar konusunda neler söylemek istersiniz? Tüketici su yalıtımı yaptırırken nelere dikkat etmeli?
Su yalıtımında kilit nokta işçiliktir. İşçilik malzemeyi öldürür de güldürür de... İşin ilmini hiçbir şeklide almamış bir usta ve ekibi en iyi malzeme ile çok kötü bir su yalıtımı uygulaması yapabilir. Aynı şekilde tam tersi olarak işinin uzmanı olan bir usta ve ekibi, nitelik yönünden zayıf bir su yalıtım ürünü ile sahip olduğu tecrübe ve kaliteli işçiliği ile sağlam bir su yalıtımı işi çıkarabilir. Ancak su yalıtımı mevzusunu sadece "işçilik" deyip kesip atmak da doğru bir yaklaşım olmaz. İşinin ehli bir usta uygulama sırasında durumu toparlar ama ürün kalitesi de yapı ömrü için oldukça önemli bir noktadır tabii ki. Bu noktada elbette doğru ve kaliteli ürün üreten üreticinin de hakkını teslim etmek lâzım. Ülkemizde hele ki şu sıralar ihracatın çok olmasıyla beraber kötü ürün üretimi yok denilecek kadar az olmaya başladı. Ucuz malzeme üretimi, sanayiciye günün sonunda yalıtımda daha pahalıya patlıyor! Üretici çok özel bir talep yoksa şâyet zayıf ürün üretimine girmek istemiyor. Ancak artan mâliyetlerle başa çıkabilmek için tüketiciler tarafından inşaat malzemeleri satanlara ve geri bildirimlerle üreticiye, bu yönde talepler ve baskılar maalesef gelebiliyor. Ürün ucuzlaması; kullanılan ham madden kısarak, ürünün muhteviyatını bozarak olur. Ekonomik diye yanlış ürün tercihleri olabiliyor ki bu konuya çok dikkat etmek gerekir. Açık teraslarda UV dayanımı olmayan sürme su yalıtım izolasyonları tercih ediliyor ki bu da çok ciddi bir problemdir. Güneş ışınları eskisi gibi değil, yıpratıcı etkisi çok fazla... Ürünlerde çabuk yıpranmaya sebep olup yapılan su yalıtımı bir sene geçmeden kabarıyor. İşin ucuzuna kaçalım düşüncesiyle su yalıtımı mâliyetinden kısmak, insan hayatını hiçe saymak demektir.


 

 
 


 

"İÇ DENETİM MEKANİZMASI GÖREVİ ÜSTLENİYORUZ" "İÇ DENETİM MEKANİZMASI GÖREVİ ÜSTLENİYORUZ"