Haber: Murat Tanık

Muratbey Gıda; 35 bin metrekare kapalı alana sahip üretim tesisi, yaklaşık 400 çalışanı ve günde 700 ton süt işleme kapasitesi ile ürünlerini Türkiye çapında 50 bini aşkın satış noktasına, dünya çapında 5 kıtaya ulaştırıyor. Yakın dönemde depoları için otomatik paletleme sistemi, otomatik FIFO takip sistemi, otomasyon yazılımı, sistem üzerinden otomatik sipariş oluşturma gibi birçok yatırım gerçekleştirdiklerini söyleyen Muratbey Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Erol, “Bu yatırımlar bize verimliliği yükseltme, maliyetleri düşürme, hata oranını azaltma, depoya giren tüm ürünlerin anlık olarak sisteme entegrasyonunu sağlama ve tabii ki sonuçta müşteri memnuniyetini yükseltme gibi birçok avantaj sağladı.” dedi.

1965 yılında Eminönü’nde küçük bir peynirci dükkânıyla peynir sektörüne adım atan Muratbey, ilk üretim tesisini 1992 yılında açtı. Muratbey; 35 bin metrekare kapalı alana sahip üretim tesisi, yaklaşık 400 çalışanı ve günde 700 ton süt işleme kapasitesi ile Türkiye çapında 50 bini aşkın satış noktasına, dünya çapında 5 kıtaya ulaşıyor. 2008 yılında yurtdışına açılan ve 60’a yakın ülkede marka tescili alan Muratbey, 300’ün üzerinde ürün çeşidiyle farklı coğrafyalardaki birçok ülkeye ihracat yapıyor. Güvenilir gıdayı tüketicilere ulaştırmayı, birinci önceliği olarak belirleyen Muratbey, D vitamini eksikliğine karşı dünyada ilk kez D vitamini ile zenginleştirilmiş peynirler üretmeye başladı. Şirket aynı zamanda T.C. Ticaret Bakanlığı’nın TURQUALITY® programı üyesi. Muratbey, süt ve süt ürünleri sektöründen üçüncü marka olarak yer aldığı TURQUALITY® programı sayesinde global rekabet gücünü üst noktalara taşımak için çalışmalarına devam ediyor. Ayrıca Sürdürülebilir Gıda Platformu ( SGP ) üyesi olarak tüm paydaşlarıyla gıdanın geleceği için çalışıyor ve projelerde etkin şekilde yer alıyor.

FANUC GENEL MÜDÜRÜ YİĞİT, BEYAZ EŞYA SANAYİ HEDEFLERİNE İLİŞKİN KONUŞTU FANUC GENEL MÜDÜRÜ YİĞİT, BEYAZ EŞYA SANAYİ HEDEFLERİNE İLİŞKİN KONUŞTU

İNOVATİF VE SAĞLIKLI ÜRÜNLER

“Sektörde inovatif ürünlerimizle öne çıkıyoruz” diyen Muratbey Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Erol şu şekilde konuştu: “Kendi tasarımımız olan, tescilli sistem ve makinalarda onlarca çeşit birbirinden değişik peyniri hem Türk hem de dünya pazarına sunuyoruz. Gıda Ar-Ge Merkezi ve Üretim Teknolojileri Ar-Ge Merkezi’nde geliştirdiğimiz makina, inovatif ürünler ve sistemlerle Türk sanayisinde katma değeri yüksek ürünler üretilmesine katkı sağlıyoruz. İnovatif ve sağlıklı ürünlerimiz aynı zamanda lezzetiyle de diğer markalardan ayrılıyor.  Sağlıklı nesiller geliştirmek adına uzman danışmanlarla çalışıyoruz ve üniversite iş birlikleriyle bu çalışmalarımızı destekliyoruz. Muratbey olarak odak noktamız; halk sağlığını korumak ve bağışıklığı güçlendirme hedefli inovasyon.” Erol şöyle devam etti: “Zenginleştirilmiş peynirler”, yükselen sağlıklı yaşam küresel trendi doğrultusunda tüketici beklentilerini karşılayan sağlıklı, fonksiyonel ürün inovasyon projesi olarak başladı. D-vitaminiyle zenginleştirmeyi önceliklendirdik ve dünyada ilk kez D vitamini ile zenginleştirilmiş peynirler üretmeye başladık. MURATBEY PLUS alt markalı zenginleştirilmiş peynirlerimiz ve çocuklara özel geliştirdiğimiz Misto peynir, uzun bir AR-GE sonucunda üretildi ve piyasaya sunuldu. Akademisyenlerin önerileriyle, 100 gramıyla günlük ihtiyacın; Sağlık Bakanlığı referanslarına göre %33‘ünü karşılama miktarı olan 5mcg (200IU) D-vitamini içeren Burgu-Plus, Taze Beyaz-Plus, Taze Kaşar-Plus peynirleri ve çocuklara peyniri sevdirmeyi sağlayan D vitaminli şekil peynirimiz Misto’nun seri üretimine 2019 sonunda geçtik. D Plus ailesine 2022 Haziran itibarıyla Kaymaklı Plus peynirimiz de eklendi. Pandemi sonrası bu inovatif ürünleri bir anlamda sosyal sorumluluk projesi olarak gördük; 2023’te de bu odakla faaliyetlerimize devam ediyoruz. Özellikle çocuklarımızın bağışıklığını güçlendirmek istiyoruz.  Covid sonrası inovasyon çalışmalarında bağışıklığı güçlendiren ürünlere ağırlık verdik. Bu doğrultuda sağlığı destekleyen, inovatif ürünler yapıyor ve bunları ulaşılabilir fiyatlarla tüketiciye sunarak ekonomik sürdürülebilirliğe katkı sağlıyoruz.”

ELEKTRİĞİN YÜZDE 40’INI GÜNEŞ ENERJİSİNDEN SAĞLIYOR

Muratbey son yıllarda ihracat odaklı yatırımlarını da artırdı. Şirket, 5 yıllık stratejik planı doğrultusunda ihracatın cirosundaki payını % 40’a çıkarmayı hedefliyor. Ayrıca kuruluşundan bu yana Ar-Ge ve inovasyona büyük önem veriyor. İnovatif ürünlerinin gerek yurtiçinde gerekse hedef pazarlarda yatay ve dikey büyümeye ivme katacağına emin olduklarını belirten Necmi Erol,  “Gıda Ar-Ge Merkezi, sağlıklı ve iyi yaşam ürünleri için çalışırken, Üretim Teknolojileri Ar-Ge Merkezimizde kaynakların verimli kullanımı ve çevreyi korumaya yönelik projeler üzerinde çalışıyor. Daha yaşanılası, sağlıklı bir dünya için inovasyon yapıyoruz. Su, çevre ve sürdürülebilir gıda inovasyon çalışmalarımızın ve yatırımlarımızın önceliği oldu. Şu anda tükettiğimiz elektriğin yüzde 35-40’ını kendi çatılarımızda ürettiğimiz güneş enerjisinden sağlıyoruz” dedi.

OTOMASYONA YATIRIM YAPIYOR

Öncelikle stratejik büyüme planlarını sağlayacak yatırımları değerlendiren Muratbey, . sürdürülebilirlik yaklaşımıyla verimliliği artıracak, kaynakları koruyacak ve başta su ve enerji olmak üzere kaynak kullanımını minimize edecek proje yatırımlarına öncelik veriyor. Yeni depo ve tesis yatırımlarına şirketin stratejik hedefleri ve büyüme trendleriyle doğru orantılı olarak karar verdiklerinin altını çizen Erol,  “Büyüme hedeflerimizi gerçekleştirirken kalitemizi ve standartlarımızı korumak ve aynı zamanda verimliliğimizi de artırmak üzere otomasyon ve dijitalleşme yatırımlarımızı gerçekleştiriyoruz. Otomatik dolum, otomatik streçleme, otomatik yükleme, otomatik mal kabul, otomatik raflama gibi çalışmalar ihtiyaçlar ve gelecek planlarımız doğrultusunda projelendirilerek hayata geçiriliyor.

Gıda depolanmasında gerek bünyemizde, gerek taşımada gerekse satış noktalarında ürünlerin sağlığı ve güvenilirliği için soğuk zincirin kırılmamasına büyük özen gösteriyoruz. Ürünlerimizin standart şekilde sürekli +2/ +4o C’de muhafaza edilmeli. Depolarımızda ürünleri yerleştirirken her zaman FIFO sistemini dikkatle uyguluyoruz. Üretimi ilk gerçekleştirilen ürünler her zaman sevkiyata ilk çıkan ürünler oluyor. Üretim alanında ürünlerin mikrobiyolojik kirlenmesini önlemek amacıyla plastik palet kullanımı ve her aşamanın otomasyon ile gerçekleştirilmesini sağlıyoruz.

Sirkülasyonu hızlı olan ürünlerin çıkış rampasına yakın lokasyonlarda yerleşimi gibi tüm detaylara büyük özen gösteriyoruz” diye konuştu.

Şirketin yakın dönemde otomatik paletleme sistemi, otomatik FIFO takip sistemi (depoya giriş kayıt sistemi) otomasyon yazılımı, sistem üzerinden otomatik sipariş oluşturma gibi birçok yatırımı oldu. Bu yatırımlar verimliliği yükseltme, maliyetleri düşürme, hata oranını azaltma, depoya giren tüm ürünlerin anlık olarak sisteme entegrasyonunu sağlama sonuçta müşteri memnuniyetini yükseltme gibi birçok avantajı da beraberinde getirdi.

ERP ENTEGRASYONUYLA ÜRETİMDE VERİMLİLİK ARTIYOR

Necmi Erol, iç lojistik süreçlerinde ve depolarında süreci otomatikleştiren teknolojilerle ilgi ise şu bilgileri paylaştı: “ERP sistemi veri tabanında siparişleri il bazlı ve bölge bazlı anlık olarak görebilmekteyiz ve planlamayı da buna göre yapmaktayız. Ürünlerimizde izlenebilirliği sağladık.  Akıllı depo sistemi çalışmaları sürüyor. Bu çalışmaların büyük kısmı Üretim Teknolojileri Ar-Ge Merkezimiz tarafından yürütülüyor. Üretim alanlarımızda plastik paletler kullanılıyor. Hijyenik plastik palet üzerinde robot alanında paketlenen kutular asansör ile üst depoya aktarılıyor. Otomatik palet değiştirme sistemleri ile plastik paletteki koliler ahşap paletlere alınarak soğuk depoda stoklanıyor. Ürünler kendi bölümlerine aktarılmadan kantarlarda tartılarak üretimden çıkan ürün miktar kontrolü yapılıyor. Ürünün soğuk depoya girmesi ile birlikte, o palet artık kimliklendirilmiş oluyor. Kalite kontrol elemanları istedikleri paletin nerede olduğunu, bulundukları bölge sıcaklığını görebiliyor. Soğuk depo alanı ile üretim içerisindeki soğuk odalar tek bir merkezden anlık olarak izlenebiliyor, anlık müdahaleler yapılabiliyor. Kimliklenen paletler ilk giren-ilk çıkan (FIFO) takibi ile gelen siparişteki ürün tipine göre kendini sistemde otomatik olarak atıyor. Yakın zamanda akıllı depolarımız devreye girecek. Depoya giren palet, robot arabalar ile raflara dizilecek, gelen siparişe göre ürünler yükleme alanına yine robot arabalar ile getirilip araçlara yerleştirilecek. Gelen siparişler ERP programımızda, yardımcı entegre yazılımlar vasıtasıyla tam zamanlı izlenebiliyor. Depolardaki minimum depo miktarları, siparişe uygun üretimler, entegre yazılımlarla ile eksiksiz sağlanabiliyor.  Anlık olarak robotik sistem bire bir takip edilebilir olduğu için bu enerji tüketimlerini, üretim ve depolama gibi işlemlerde yapılan hataları direkt sistemde analiz edebiliyor ve enerji yönetiminin daha iyi takip edilmesine olanak sağlıyor. En son sevkiyatta siparişlere uygun, minimum maliyetleme ile sevk güzergâhları belirleniyor.”

Depo yönetimi yazılımlarını çoğunlukla şirketin Ar-Ge merkezinde geliştirdiklerinin altını çizen Necmi Erol son olarak şunları dile getirdi: “Özgün ve ihtiyaca odaklı çözümler üretiyoruz. Bu yazılımların ERP entegrasyonu sayesinde de üretim verimliliğimizi de yükseltiyoruz.  Tüm bu çalışmalarımız ile yurtiçi ve yurtdışı müşteri memnuniyetimizi her zaman yüksek tutabiliyoruz.”