Gedik Holding çatısı altındaki Gedik Kaynak bünyesinde 2009 yılında yapılandırılan GeKa Robot, anahtar teslim robotik sistem tasarımları ile otomotiv, demiryolları, inşaat, gemicilik, ağır sanayi, savunma sanayi ve tarım makinaları gibi farklı sektörlerde önemli projeler hayata geçiriyor.

GeKa Robot Proje Mühendisi Ebru Çelikten ve Robot-Otomasyon Takım Lideri Şafak Semerci, “Bünyemizde bulunan senkrofit teknolojimiz var. Bu teknoloji soğuk metal teknolojisi. Bunu kullanarak herhangi bir 3D printer’ı düşünebilirsiniz. 3D printer’a bir parça 3D bir CAD gönderdiğiniz zaman 3D printer size bunu aynı şekilde basar. Benzer şekilde bizde bunu robotlara uygulayabiliyoruz. Böyle olunca hem verimliliğimiz hem de kaynak kalitemiz artıyor.” dedi.

2019 iş gündeminizden bahsedebilir misiniz?

Ebru Çelikten: Biz aslında 2019 yılının devlet teşvikleriyle birlikte robot yatırımları konusunda daha verimli bir yıl olacağını düşünüyoruz. Bu da bize yeni pazar arayışları için güzel bir fırsat yaratıyor. Neticede biz kaliteli, tekrarlanabilir, hızlı üretim yapmak isteyen firmalara ulaşıp çözüm üreterek onlara iş partneri olmak istiyoruz.

GeKa Robot olarak ağırlıklı olarak hangi sektörlere çözüm sunuyorsunuz? Özellikle ön planda olduğunuz, odaklandığınız sektörler var mıdır?

Ebru Çelikten: Evet, var. Biz Gedik Kaynak’a bağlı bir kuruş olduğumuzdan dolayı kaynakta işin müdavimi, uzmanı olarak biliniyoruz. Fakat biz endüstriyel robotları sadece kaynak alanında kullanmıyoruz. Taşıma, paletleme, boyama, taşlama, CNC besleme ve daha farklı uygulama alanlarında da kullanıyoruz. Buna bağlı olarak sadece kaynağın olduğu otomotiv sektörü değil, otomotiv ana ve yan sanayi, demir yolları, tarım, inşaat, gıda gibi birçok farklı sektöre destek oluyor, çözüm sunuyoruz. Yelpazesi geniş bir bölüm burası. 

Son dönemde hangi sektörlere yönelik, ne gibi uygulamalar devreye aldınız? Örnek verebilir misiniz?

Ebru Çelikten: Şu an sahamızda olan, otomasyon aşaması tamamlanmak üzere olan bir projemiz var. Mersin’deki bir müşterimize basınçlı hava tankı yapıyoruz. Bizden aldığı beşinci makina, bu projede otomasyonlu sistemli kaynak yapıyoruz. Bir başka projemiz yine İstanbul’da bir firmaya rüzgar türbinlerinin motor gövdelerini kaynatıyoruz. MIG/MAG toz gazaltı kaynağı ile yaptığımız bir proje. Bütün projeler birbirinden farklı robot markaları kullanıyor ama hepsi robotlu değil, otomasyonlu sistemler de var. Son dönemde birinci ana fabrika müdürlüğüne yaptığımız bir toz altı kaynağı vardı. Onu geçen aylarda gönderdik, şu an aktif olarak kullanılıyor. Kendi bünyemizde yaptığımız örnek olarak taşıma var. Elektrot bölümüne yaptığımız paletleme projesi.

Kaynak robotlarında hangi yenilikler var? Bu alanda özellikle son dönemde hangi uygulamalar öne çıkıyor?

Şafak Semerci: Son dönemde bizim devreye aldığımız sistemlere baktığımızda, bilhassa lazer takip sistemleri, kaynak izleme sensörleri, dokunma sensörleri gibi teknolojiler öne çıkıyor. Bunun yanı sıra bizim bünyemizde bulunan senkrofit teknolojimiz var. Bu teknoloji soğuk metal teknolojisi. Bunu kullanarak herhangi bir 3D printer’ı düşünebilirsiniz. 3D printer’a bir parça 3D bir CAD gönderdiğiniz zaman 3D printer size bunu aynı şekilde basar. Benzer şekilde bizde bunu robotlara uygulayabiliyoruz. Böyle olunca hem verimliliğimiz hem de kaynak kalitemiz artıyor. Ayrıca zaten endüstri bu tarafa doğru gidince 3D printer’lar, yapay zeka teknolojileri, veri işlemeler gibi teknolojiler olsun kaynak robotuyla böyle bir şey yaptığımız zaman daha iyi, olumlu geri dönüşler alıyoruz. 

Kaynak robotuna kurulum yaptıktan sonra verdiğiniz eğitim çalışmaları ya da daha sonrasında satış sonrası destekte neler yapıyorsunuz?

Şafak Semerci: Öncelikle 7/24 müşterilerimiz bizi arayabiliyor. Her gün, her saat, her türlü desteği sağlıyoruz. Robotları müşterimizin sahasına kurduğumuzda önce eğitim veriyoruz. Ondan sonra müşterimizin iş parçasını gerekiyorsa devreye alınmasını gerçekleştiriyoruz. Kaynak kalitelerinden geçiyoruz. Son olarak eğer herhangi bir sorun yoksa robotu kullanacak kişilerin eğitimini tamamladıktan sahadan çıkıyoruz.

Ebru Çelikten: Müşteri sahasına kurulum ve devreye alma işlemi yaptıktan sonra iki-üç günlük robot ve otomasyon eğitimleri veriyoruz. Sistem üretime hazır hale geldikten sonra müşteri sahasında bakım ve kullanım talimatları bırakıyoruz. Burada bıraktığımız kullanım talimatı günlük, haftalık, aylık ve yıllık periyotlar şeklinde. Sistem bu bakım periyotlarını operatörün servis almadan uygulamasına elverişli. Ama yıllık periyotlar için işinde tecrübeli insanlardan destek almaları gerekiyor. Bu noktada böyle servislerimiz var. Bakımla ilgili eğitim talepleri oluyor. Robot kullanım eğitim taleplerine de dönüş yapıyoruz. İl ve yurt dışında da servislerimiz aynı şekilde mevcut. 

Yedek parça konusunda sunduğunuz destekler nelerdir?

Şafak Semerci: Robotlarımız bizim 10 yıl garantili. Çünkü üretimden sonra 10 yıl boyunca üretimi yapan robot firması yedek parça stokunu tutuğu için bizde 10 yıl garanti sözü veriyoruz. 10 yıl boyunca da bütün yedek parça ihtiyaçlarını giderebiliyoruz. Aynı zamanda bunun servisini de düzenliyoruz. Müşteri sahasında yedek parçanın montajını da yapıyoruz, devreye alıyoruz. Sistemin çalışabilir olduğunu müşteri ile onayladığımızda sahadan böyle ayrılıyoruz. Yedek parça konusunda hiçbir sıkıntı yaşamadık. Sadece süresini doldurmuş robotlar için bir yedek parça sorunu yaşanmakta piyasada bu da müşterinin robotunu değiştirmemesinden kaynaklı. Bu konuda çözüm sağlamıyoruz diyemem sadece termin süresini uzatıyoruz. Evet, senin robotun eski. Yedek parça imkanını sağlayabilirim fakat stokumda yok. Senin için özel üretim yapabilirim diyoruz.  

Çözümleriniz sanayicileri rekabette nasıl öne çıkarıyor? 

Ebru Çelikten: Bugün pek çok sektörde üretim biçimlerinde değişiklikler meydana geliyor. Müşterilerimiz değişiklik yapılan bu ürerim biçimleri için yeni robot ihtiyacı hissetmeden yeniden bir yörünge yazılımı ile proseste farklı tür iş parçalarını kullanabiliyor. Değişen ihtiyaçlara göre üretilen bu çözümler iç pazarlar açısından rakip firmalarda ürün-fiyat düşümüne neden olabiliyorken müşterilerimizi rekabet ortamında öne çıkarmış oluyor. Bizim buradaki asıl misyonumuz, müşterilerimizin rekabet ortamında varlıklarını sürdürebilmeleri için minimum maliyetle maksimumum kalitede üretim yapabilecekleri sistem hizmetlerini sağlamak. 

Siz diyorsunuz ki, “Müşteri memnuniyeti bizim için başarı hikayesidir.” Bunu açıklayabilir misiniz?

Ebru Çelikten: Bu sözün çıkış noktasını açıklayayım: Kocaeli’nde otomotiv yan sanayi sektöründe faaliyet gösteren bir müşterimiz bizden robotlu kaynak sistemi için verimlilik hesabı talep ediyor. Bizim gibi birçok firmadan da teklif alıyorlar. Yapılan verimlilik hesapları sonucunda, “Yüzde 95 verimlilikle bu parçayı kaynatırız.” Diyebiliyoruz. Diğer firmaların verimlilik hesapları sonucu ile aramızda büyük fark olduğunu müşterimizin şaşırmış ifadesinden anlayabiliyoruz. Aslında bu bir risktir. Hem verimlilik hesabını yapıp bu sorumluluğu üslenen bizler açısından hem de bu verimlilik sonucu ürüne dökmeyi talep eden müşterimiz açısından. Sonuçta uygulama sahasında birçok şey değişiklik gösterebiliyor. Şu an hala aktif olarak bu firmayla çalışıyoruz ve yedek parça, sarf malzeme gibi ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Bu gerçekten GeKa Robot olarak, “Biz bu işi yaparız” deyip yaptığımız güzel örneklerden biri. Benim Robot Yatırımları Zirvesi ve Sergisi’nde söylediğim bu söz slogan haline geldi. Gerçekten müşteri çözümleri, müşteri sorunları ve müşteri sahası bizim için başarı hikayesi. Memnun olan müşteri ve müşteri sahasını referans göstererek aldığımız projeler de başarımızın destekleyici örnekleridir. Aslında nihai amacımızda budur.

Yurt dışında da projeler hayata geçiyorsunuz. Hangi ülkelerde ne gibi projeler devreye aldınız? Türkiye’yle kıyasladığınızda çalışma konusunda ne gibi farklar oluyor?

Şafak Semerci: Ürdün’de, İran’da devreye aldığımız robotlarımız var. Kazablanka’da teknik destek sağladığımız firmalar var. Azerbaycan’da lazer sensörlü bir proje hayata geçirdik. Suudi Arabistan’da alüminyum kaynak yapan robotlarımız bulunuyor. Bunların haricinde farklı ülkelerde projeler için görüşmelerimiz devam ediyor.

Ebru Çelikten: Bizim hizmet verdiğimiz firmalarda robota biraz yabancı gözüyle bakıyorlar. Sonuçta operatörün gözünden de bakmak gerekirse endişe ve kaygılarının olduğunu görmek mümkün. Fakat atlanılan nokta şurada, bu bir robot ve kullanımı, bakımı, yeni yörünge yazılımlarında insan gücüne ihtiyaç duyan endüstriyel bir sistem. Robot, otomasyon sistemleri artık çok yaygınlaştı. Hal böyle olunca robot kullanmayı bilen kaynak personeli yani robot operatörü ihtiyaç duyulan meslek dalı haline gelmekte.