Tarihin bir zamanında bir vatandaş, bir ressama portresini yaptırmak ister. Ressamın karşısına oturur. Ressam, istemiş olduğu portreyi 20 dakikada yapar ve teslim eder. Vatandaş, “Borcum ne kadar?” diye sorar. Ressam, “10.000 TL” diye yanıtlar. Vatandaş, “20 dakikada yaptığın işe bu çok” der. Bunun üzerine ressam, “20 dakika değil, 40 sene artı 20 dakika” der.

Fabrikanın birinde makina arızalanır. Birini çağırırlar 2-3 gün uğraşır. Sorunu çözemez. Başka birini çağırırlar. Gelir, 2-3 gün uğraşır ama o da yapamaz. Araştırmalar neticesinde nam-ı değer bir ustaya ulaşırlar. Usta gelir, makinanın etrafında 20 dakika dolaşır. Takım çantasını açar. İçerisinden büyükçe bir çekiç çıkartır. Makinanın bir köşesine gider. Çekici hızla makinaya vurur. Kimsenin beklemediği şey olur ve makina çalışmaya başlar. Makina sahibi çok mutlu olur. “Borcum ne kadar?” diye sorar. Nam-ı değer ustamız, “10.000 TL” der. Makina sahibi, “20 dakika dolaştın bir çekiç vurdun, bu fiyat çok” der. Usta, “20 dakika dolaşmak 100 TL, çekici vuracağın yeri bilmek ve uygun bir şekilde vurmak 9.900 TL” der.

Geçmişten günümüze, başarılı insanlar yaptıkları işlere aşk ve sevgi ile bağlıdırlar. Bu da onları başarılı kılar. Ülkemizin ekonomisinde büyük pay sahibi olan başarılı KOBİ’lerimizin kurucuları için de bu durum geçerlidir. Yıllar önce; küçük bir atölye ile işe başlamışlar, işlerini severek yapmışlar, atölyeleri ile çocukları gibi ilgilenmişler, büyütmüşlerdir. Ancak zaman öyle bir şeydir ki, yerinde sayanları sevmez, yerinde duran ya günü kurtarır ya da geriye gider. 

Günümüzün serbest piyasa ve ticaret sistemi küreselleşmiştir. İnsanlar istedikleri bir şeyi dünyanın herhangi bir noktasından satın alabilmektedir. 20-30 sene önce rekabet daha yerel düzeyde yaşanmaktaydı. Yaşadığımız zaman diliminde küresel olarak rekabet edebilir olmak, artık vazgeçilemez hale gelmiştir. Kendimizi sürdürülebilir kılmak için daha fazlayı, daha kaliteli ve daha ucuz üretmek zorundayız. Bu kadar çok “DAHA”yı (M.O.R.E – Mechanical AutOmation Real Evolution) ise, günümüzde ancak robotik ve otomasyon sistemlerini kullanarak mümkün kılabiliriz.

Günü kurtarmak mı, ya da büyümek mi ikileminin KOBİ’lerimizi yol ayrımına getirdiğini biliyoruz. Büyümeyi seçen KOBİ’lerimiz için bu yol ayrımında en büyük sorunun doğru partner bulmak olduğunun da farkındayız. Bu aşamada KOBİ’lerimiz için en önemli olanın; Ziya Paşa’nın; “Ayinesi iştir kişinin lafına bakılmaz, şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde” cümlesinde vurguladığı üzere, parayı amaç değil yaptığı projeler sonucunda bir araç olarak görenlerin doğru yol arkadaşlarını bulması mümkün olacaktır. 

KOBİ’lerimiz için sözünü ettiğimiz doğru yol arkadaşının; sadece bir robot montajı gerçekleştirmesinin ötesinde, size yaptığı otomasyon işleri ile kendini kanıtlayan ve en önemlisi günümüzün “ROBOTİZM” çağını en iyi okuyan partner olduğu açıktır. Böyle bir yol arkadaşı bulmanın kolay olmadığını biliyoruz. Zira bu yol arkadaşınız; sizin hem her sorununuzda yanınızda bulunmalı hem de sizi günümüzün ticaret ortamında teknolojik açıdan nasıl daha rekabet edebilir kılmanın yollarını arayacak doğru kişi olmalıdır. KOBİ’lerimiz şunu da asla ve asla unutmamalılar; “Kalite asla ucuz değildir.” Kalite, maliyettir ama fark yaratır. Bu fark ise sizi diğerlerinden üstün kılan taraf olacaktır.

Robotik ve mekanik otomasyonu gerçekleştirebilmek için öncelikle ülkemizi sevmeli, kendimizi sevmeli, ailemizi sevmeli, işimizi sevmeli, hayatı sevmeliyiz. Bu kadar sevginin içerisinde işimizde DAHA’ları gerçekleştirebilecek olan robotları ayrıca sevmeliyiz. 

Sanayileşmenin, markalaşmanın, gelişmenin engebeli ve zorlu yollarında, ıssız çölleri aşan Mecnun’daki, yüksek dağları delen Ferhat’taki aşk ve sevgi mertebesinde işimizi sevmeli, mücadele etmeliyiz. Ülke olarak markalaşabilmek ve küresel olarak rekabet edebilmek için ROBOTİZM akımından uzak kalamayız.

TOYOTA OTOMOTİV SANAYİ TÜRKİYE'DE ROBOTİK YÜKSELİŞ TOYOTA OTOMOTİV SANAYİ TÜRKİYE'DE ROBOTİK YÜKSELİŞ

Helalinden bol kazançlı ve “ROBOTİZM”li günler dilerim…