Geçtiğimiz yıl kuruluşunun 65. yılını kutlayan Türkiye’nin üretim öncülerinden TürkTraktör, Ankara ve Erenler/Sakarya fabrikalarında sektörün iki fabrika ile üretim yapan tek firması olarak, robotlu üretime ve süreç otomasyonu yatırımlarına devam ediyor.

Robotlu otomasyon uygulamalarının devreye alınması sonucunda iş gücü ve üretim verimliliği, süreç optimizasyonu ile çalışan iş sağlığı ve güvenliği konuları başta olmak üzere birçok konuda olumlu etkilerini gördüklerini ifade eden TürkTraktör Parça Tedarik ve İç Lojistik Müdürü İlkem Şensoy Yanar, “Ankara fabrikamızda toplam 8 adet robot ile malzeme yönetiminden parça işlemeye kadar değişen bir alanda robotlardan yararlanıyoruz. Erenler fabrikamızda ise toplam 8 robotun çalıştığı insansız boyahanemiz sayesinde kusursuz üretim yapabiliyoruz. Robotlar sayesinde çalışanları daha verimli alanlara kaydırma şansı elde ederken, çalışanlarımızın kariyerinde geleceğe hazırlamak ve yeni becerileri ile yepyeni yollar çizebiliyoruz.” dedi.  

İlkem Hanım, öncelikle okuyucularımız için kısaca şirketinizin yapılanmasını ve yakın dönem iş gündeminizi anlatmanızı rica ediyoruz. 

Türkiye otomotiv sektörünün halen faaliyet gösteren ilk üreticisi olan TürkTraktör, 1954 yılında Ankara’da kuruldu. 2019’da 65. yılını kutlayan şirketimiz, ülkemiz tarımı ve çiftçisini daha ileriye götürme hedefiyle çalışırken, aynı zamanda tarım sektörünün geleceğini şekillendiriyor. Son 32 senede, pazarda 20 kez lider olmayı başarırken, sektördeki kesintisiz liderliğimizi 13. yılına da taşıdık. Türkiye’nin traktör ihracatının yüzde 89’unu tek başımıza gerçekleştirerek başarılı bir şekilde tüm dünyada ülkemizi temsil ediyoruz. Motor, aks ve şanzıman üreten, Türkiye’nin ilk traktör ihracatını gerçekleştiren, sektörün ilk Ar-Ge merkezini kuran şirket olarak ülke tarımını daha ileriye götürecek ve çiftçilerimizin hayatını kolaylaştıracak teknoloji yatırımlarımıza devam ediyoruz. Sektörün iki fabrika ile üretim yapan tek firması olarak, robotlu üretime ve süreç otomasyonuna her iki fabrikamızda da sürekli olarak yatırım yapıyoruz. Bu uygulamaların devreye alınması ile iş gücü ve üretim verimliliği, süreç optimizasyonu ile çalışan iş sağlığı ve güvenliği konuları başta olmak üzere olumlu etkilerini görüyoruz. Sektörde devreye aldığımız birçok uygulamamız var. Örnek vermek gerekirse; 2014 yılında, Ankara fabrikasına ek olarak faaliyete geçen Erenler fabrikasında Türkiye'deki tarım endüstrisinde ilk defa robotik boyama atölyesi açan şirketi olduk. Üretim hattına zamanında ve sıralı olarak parçaların teslimatını sağlayan fabrika içi Otomatik Güdümlü Araçlarını devreye alarak, (OGA) üretim ve montaj hatlarında yaygınlaştırdık. Ankara fabrikamızda dikey depolama sistemleri ile entegre çalışan tam otomatik malzeme ikmal robotunu kullanmaya başladık. Böylece üretim için kullanılan parçaların raflara dizilmesini ve raflardan geri alınmasını malzeme ikmal robotu ile sağlıyoruz. Sadece üretim değil; eğitim alanında da uygulamalarımız var. İş güvenliği, oryantasyon, teknik ve operasyonel eğitimlerimizi VR (Sanal Gerçeklik) gözlük kullanarak da yapmaya başladık. 

Robot yatırımı ihtiyacı nasıl doğdu? Ne zaman robotlu üretime geçtiniz?

Sahada yürütülen süreçlerin iyileştirilmesi kapsamında yapılan kök neden analizleri sonucunda, ergonomi ve iş güvenliği risklerinin yüksek olduğu alanlarda insansız projeler gerçekleştirme sürecine yöneldik ve fizibilite çalışmalarının ardından da 2016 yılı itibarıyla ilk adımları attık. Gelişen teknoloji, çalışanları rutin iş yapmaktan kurtarıp karar verici odaklı çalışma imkanı da sağlıyor. Bu nedenle bizler de mümkün olduğunca rutin işleri makinalara devredip insan zekasının yaratıcılığından da yararlanmayı amaçlıyoruz. 

Yatırım öncesi entegratörünüzden/robot firmanızdan ne şekilde bir fizibilite çalışması aldınız? 

Fizibilite çalışmalarını kendimiz yapıyoruz. Son derece dinamik bir iş çevresinde çalışıyoruz ve bu dinamizme uyum sağlamak için süreçlerimizi de sürekli iyileştiriyoruz. Bu nedenle de bu süreç değişikliklerine hızlı şekilde cevap verebilecek, çevik, inovasyon odaklı ve iş & kalite devamlılığı sağlayabilecek entegratör ve üreticiler ile çalışmayı tercih ediyoruz. Bu konularda yerli entegratörler ve üreticileri daha başarılı bulduğumuz için tercihimizi de bu yönde yapıyoruz. Bu şekilde ülkemizin otomasyon konusunda ilerlemesine katkıda bulunmuş olmanın mutluluğunu da duyuyoruz.

Fabrikanızdaki robot ve AGV uygulamaları hakkında bilgi verir misiniz? Üretimin hangi hattında, toplam kaç adet robot ve AGV kullanıyorsunuz? 

Sipariş yönetimi, ERP (Kurumsal Kaynak Planlama) sistemi üzerinden çalışan tedarikçi entegrasyonu ile sağlanıyor. Sisteme tanımlı kasa tiplerinde gelen malzemeler teslim alındıktan sonra konveyöre yerleştiriliyor. Kartezyen bir sistem üzerinde hareket eden kamera tarafından koordinatları belirlenen kasalar robot kolu alınarak otomatik yönetilen dikey depolama sistemine yerleştiriliyor. Bu sırada ağırlık kontrolü bazlı yüzde 100 sayım işlemi de gerçekleştiriliyor. Bunun yanı sıra depo giriş işlemi tamamlanan kasalar, elektronik ortamda açılan malzeme taleplerine göre yine robot tarafından dikey depolama sisteminden çıkartılıyor. Çıkış işlemi tamamlanan kasalar tanımlı arabalar üzerinde AGV tarafından üretim hatlarına taşınıyor. Fabrikamızda üretim hatlarını besleme veya bitmiş ürünleri taşıma amaçlı olarak çekici, konveyörlü ve pin mekanizmalı olmak üzere 3 tip AGV kullanıyoruz. Bu AGV tiplerine ek olarak AGV üzerinde ürün montajı yapılan bir üretim hattımızda da AGV kullanımı ile üretim esnekliği sağlıyoruz. Ankara fabrikamızda 17 adet AGV aktif olarak kullanılıyor. Kapasite artışımızdan dolayı Mart 2020’de AGV filomuza 4 adet AGV daha ekleyeceğiz. 2023 yılına kadar planlanmış projeler ile Ankara fabrikamızda toplam 34 tane AGV kullanmayı hedefliyoruz. Sakarya’da bulunan Erenler fabrikamızda ise, 8 adet AGV kullanılıyor ve yine kademeli olarak Erenler fabrikamızda da AGV sayısını arttırmayı hedefliyoruz. Bant izleme metoduyla hareket eden birkaç AGV’miz dışında, fabrikamızdaki tüm AGV’ler rotasını lazer yönlendirmeli navigasyon teknolojisi ile izliyor. AGV’ler aynı zamanda IoT (nesnelerin interneti) modüller sayesinde çevre birimler ile kablosuz olarak iletişim kurup yerel otomasyon uygulamalarına da entegre olabiliyorlar. Otomasyon sistemleri entegrasyonu için kendi iç kaynaklarımız da etkin olarak çalışıyor. Ayrıca WCM (Dünya Klasında Üretim) standart gereksinimlerini güncel teknolojiler ile harmanlayarak kendi iç kaynaklarımızın desteğiyle sürekli bir gelişim de sağlamaktayız. Hareket halinde olan AGV sistemleriyle fabrika içerisinden veri topluyoruz. Kendi geliştirdiğimiz iş zekası raporları ile de denetim altında tutuyor, sağlanan öngörü ile proaktif iyileştirmeler yapıyoruz. Bu doğrultuda kablosuz bağlantı kalitesinin artırılması, lazer navigasyon sistem verimi iyileştirmesi, gelişmiş koordinat bazlı verim analizi örneklerini sayabiliriz. Bir otomasyon sistemini devreye alırken yaşanan en büyük zorluklardan biri, rastgele yaşanmış olayların detaylı analiz edilme güçlüğüdür. Biz bu problem için aldığımız önlemler kapsamında AGV üzerinde bulunan kameralar sayesinde geçmiş kayıtları ve canlı görüntüleri cep telefonu, tablet gibi cihazlar üzerinden izleyebiliyor, olay anında kayıt altına alınmış veriler ile birleştirip kök neden analizi yapabiliyoruz. Fabrika içerisinde bulunan kokpit ekranları üzerinden iş zekası rapor ekranlarını ve AGV kamera görüntülerini anlık olarak izleyebiliyoruz. Ayrıca AGV’lerin anlık durumlarını ve konumlarını da 3 boyutlu ve canlı olarak takip edebilmek mümkün. Kendi yaptığımız çalışmaların yanı sıra bahsi geçen tüm uygulamalar için süreçlerimizi alanında uzman firmalarla yürütüyoruz. Ankara fabrikamızda toplam 8 adet robot ile malzeme yönetiminden parça işlemeye kadar değişen bir alanda robotlardan yararlanıyoruz. Erenler fabrikamızda ise toplam 8 robotun çalıştığı insansız boyahanemiz sayesinde kusursuz üretim yapabiliyoruz.  

Üretimin sonuçları ve avantajları neler oldu? Robot ve AGV yatırımları size ne gibi katkılar sağladı?

İş güvenliği ve ergonomik risklerin azaltılmasının yanı sıra malzeme elleçleyen operatörlerimizin mesleki hastalıklara yakalanmasının da önüne geçildi. Ek olarak, insan kaynaklı olarak yapılması muhtemel hatalar minimize edildi ve depoda robot kullanımı sayesinde kayıt doğruluk oranı yüzde 100 seviyesine çıkartıldı. 

İşçi maliyetlerini düşürme anlamında bir düşüş yaşandı mı, o süreç nasıldı? 

AGV kullanımın artması ile dijital çağa uyum sağlayan bir ekip kurulmuş, teknolojik yetkinlikleri barındıran yeni görev tanımları oluşturulmuş, güncellenen eğitimler ile teknolojik ekipmanlarla ilgili bilgi seviyesi sürekli güncellenerek çalışma hayatına bakış açısı konusunda yepyeni bir vizyon geliştirilmiştir. Bu şekilde insan kaynağımızı daha verimli alanlara kaydırma şansı elde ederken, çalışanlarımızın kariyerinde geleceğe hazırlamak ve yeni becerileri ile yepyeni yollar çizebiliyoruz. 

Sektörünüzün/markanızın gündeminde ne var? Yakın dönem yatırım planlarınızı anlatır mısınız? 

Kısa vadede AGV yatırımlarımıza devam ederek fabrikamızı “forkfree” hale getirmeyi planlıyoruz. Orta vadede ise yeni nesil işleme tezgahlarımızla konuşan AGV’ler devreye almayı planlıyoruz. Özetle robot, yeni nesil tezgah ve AGV’leri konuşturacak komple otomasyon çözümlerine odaklanacağız.