Endüstriyel robotik otomasyon, herhangi bir imalat sanayinde maliyetleri düşürmek ve proses verimliliğini artırmak için uygun bir fırsat sağlar.

Aynı zamanda yüksek ölçekteki teknolojik dönüşüm ile de karakterize edilir. Yani belirli bir görev için kullanılan bir robot, öncekinden ne kadar farklı olursa olsun, diğer işlemler için kolayca ve hızlı bir şekilde dönüştürülebilir. 

Son olarak, bu sektörde faaliyet gösteren İtalyan Sistem Entegratörleri, teknolojik uzmanlık ve yaratıcılık açısından dünyanın en iyileri arasındadır. 

Tüm bu özellikler, SIR Soluzioni Industriali Robotizzate aracılığıyla Modena merkezli bir sistem entegratörü olan System'de oluşturulan yenilikçi uygulamalardan birinde bulunabilir.

SERAMİK, LOJİSTİK VE PAKETLEME 

System, 1970 yılından beri seramik, lojistik ve paketleme dahil olmak üzere çeşitli sektörlerde endüstriyel otomasyon çözümleri üretmiştir. System, intralojistik ve malzeme taşıma uygulamalarında iki prestijli marka olan System Logistics ve Modula'ya sahiptir.

Firmanın, önerilen çözümlerinde kullanılan teknolojilerinin birçoğu, kendi bünyesinde tasarlanır, mühendisliği yapılır ve üretilir. Bu, üretim sürecinin tam kontrolüne sahip olmasını ve çözümlerinin en yüksek kalite ve güvenilirliğini sağlamasına olanak tanır. 

System tarafından SIR'ın gerektirdiği kalite ve güvenilirliğe, tepsilere kaynak atılması esnasında artan esneklik ve üretkenlik eşlik etmelidir.

Sistem entegratörünün birçok olasılığı değerlendirdiği bir çalışma döneminin ardından tercih, tipik olarak otomobil gövdelerine kaynak yapılmasında kullanılan robotların bulunduğu teknolojik olarak gelişmiş bir hücreye yöneldi.

Aynı hücre, lojistik için kullanılan System markalı tepsileri şekillendirilen parçalara kaynak işlemi yapılması için kullanıldı.

ESNEKLİK, ÜRETKENLİK VE VERİMLİLİK ARAYIŞI

System firmasının Başkanı Franco Stefani, “Konteynerlerimizi imal etmek için her zaman rijit burçlar kullandık. Bu durum yakın geçmişe kadar, üretimin oldukça fazla duraksaması anlamına geliyordu. Tepsi modelinde, kullanılan sacda veya genişlik ya da uzunlukta herhangi bir değişiklik olduğunda, kurulumu durdurmalı, değiştirmeli ve sonra tekrar devam etmeliydik. Artık böyle devam etmek mümkün değildi.” diye açıklıyor.

Mr. Stefani'nin, SIR'in kurucusu ve hem System hem de Comau'nun uzun süredir ortağı olan Mr. Luciano Passoni ile paylaştığı üç anahtar kelime; “esneklik”, “üretkenlik” ve “verimlilik”ti. Aslında SIR, entegratörün Fiorano'da uygulanan otomatik çözümlerde kullanılan robotları satın aldığı bir şirkettir.

“Bunlar üç anahtar kelimeydi” diye devam ediyor Mr. Stefani, ardından da “Ancak kaliteden başlayarak dikkate alınması gereken başka temel özellikler de vardı. Talebimiz kesinlikle esnekliği, üretkenliği ve verimliliği artırmak, aynı zamanda tepsileri tek fazda kaynatılmasını sağlamak ve kusursuz bir kaynak yapmak suretiyle kalitesini artırmak için bir çözüm bulmaktı. Ayrıca bütçemizi aşmamamız gerekiyordu.” diye ekliyor.

ULUSLARARASI DÜZEYDE TAKDİR GÖREN ÖRNEK BİR UYGULAMA

Hücre, tepsilerin kaynağını tamamen değiştirdi. Uygulama, tüm süreci otomatikleştiren dört Comau robotu ve dışarıdan kontrol edilen bir dizi eksenden oluşuyor.

Özellikle, yükleme ve boşaltma prosesleri için kullanılan 290 kg taşıma kapasitesine sahip büyük boyutlu bir robot olan Smart NJ 29; kaynak atılması gereken parçaları konumlandıran ve tutan 20 kg'a kadar taşıma kapasitesine sahip uzun kollu bir manipülatör ve son olarak genellikle araba gövdelerine kaynak yapılmasında kullanılan iki adet Smart NJ4 90 punta kaynak robotundan oluşuyor.

Ek olarak, birkaç kontrollü eksen, otomasyonun tamamlanmasına katkıda bulunur:

•    Robotun yükleme ve boşaltma için kullandığı yaklaşık 10 metrelik bir transfer tabanı (7° eksen Comau)
•    Bir servo motorla donatılmış robotun önündeki tepsileri hareket ettirmek amacıyla kullanılan bir travers (8° eksen Comau)
•    Tepsiyi kaynatmak için doğru konumda ortalamak üzere kontrollü hareketle tasarlanmış iki harici kapak
•    Tepsileri hareket ettirmek ve tabakanın deformasyonunu önlemek için kullanılan traversin altına yerleştirilmiş kontrollü harekete sahip bir dizi silindir. Bunun nedeni, özellikle çok ince olması halinde, kaynak esnasında metal levhanın tamamen düz olmama riskinin bulunmasıdır. 

İlk bakışta kurulu otomasyon tarafından oluşturulan üretim süreci kolay gözüküyor. İlk aşamada, Smart NJ 290, parçanın kaynatılacağı tepsiyi traverse yerleştirir. Alt kontrollü eksenin müdahalesiyle sac tam düz hale getirilirken, pozisyona geldiğinde tepsi kilitlenir. Bu noktada, manipülatör parçayı doğru pozisyonda konumlandırır ve kaynak robotu ilk iki noktayı kaynatana kadar tutar. Kaynak işlemi başladıktan sonra manipülatör bir sonraki parçayı almak için hareket eder. Kaynak bittiğinde, travers, tepsiyi bir sonraki parça için doğru konuma yerleştirmek üzere hareket eder ve yükleme ve boşaltma işlemini yapan robot, sonraki işlemleri gerçekleştirmek için hareket eder.

Luciano Passoni, “Tasarımı çok sade olan bu hücrenin en büyük yeniliği, artık üretimi durdurmanın gerekmemesidir” diyor ve şöyle devam ediyor: “Yapılması gereken tek şey, bir kontrol paneli kullanarak tepsinin kodunu girmek olduğundan, hücre yürütülmesi gereken işleme otomatik olarak adapte olacaktır.” 

Söz konusu varyasyon, otomatik sistemin tüm bileşenlerini kapsar. Kontrol panelinden gönderilen uyarı, kalınlıklar, kullanılan levha tipi (galvaniz veya paslanmaz çelik), levha sayısı (2 veya 3 sandviç şeklindeki katman), parçanın konumu, nokta sayısı ve kaynak hızı dahil olmak üzere tüm kaynak parametrelerini belirler. 

Passoni, “Hücre varsayılan kotalar olmadan çalışıyor. Bu, belirtilen tüm parametrelerin yanı sıra tepsinin genişliği ve uzunluğu da dikkate alınarak tepsinin otomatik olarak doğru konuma yerleştirildiği anlamına gelir. Ayrıca kayda değer sonuçlarla çinko geçişini önleyerek kaynak noktasının yüksek kalitesini garanti edebildik. Bu, yüksek kaliteli bitmiş bir ürünü garanti eder.” şeklinde konuşuyor.

Passoni, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Transfer tepsisi ile çözüm, yeniden konumlandırma süresini ve dolayısıyla zamanla kaynak pensinin beslenme çukurunun bozulmasına neden olabilecek karmaşık hareketler yapma ihtiyacını azaltarak robotların ideal bir durumda çalışmasını sağlar. Tüm bunlar, sistem verimliliğinin artmasına neden olur.”

OLAĞANÜSTÜ PERFORMANSLA ULAŞILAN HEDEFLER

Bu hücre, System firması tarafından belirlenen hedeflere ulaştı. Çevrim süreleri minimuma indirildi, takım oluşturma süreleri ortadan kalktı, üretkenlik ve esneklik önceki uygulama stratejilerinin çok ilerisinde seviyelere ulaştı. Ayrıca Comau tarafından kurulan teknoloji ve yeni teknik uyarlamaların kombinasyonu, kaynak noktalarının yüksek hızda yürütülmesini ve olağanüstü kalitesini garanti ediyor.

Stefani, konuyla ilgili şunları söylüyor: “SIR’e anlattığımız ihtiyaçlar zorluydu. Bütün bunlar entegratörün yetkinliği ve Comau’nun ürünleri sayesinde karşılandı. Zorlu süreci otomatikleştirmek üzere en iyi çözümü bulmak için SIR ile birlikte çalıştık ve bugün robot adası sayesinde takımlar maskelenmiş zamanda gerçekleştiriliyor. Ürünün kodu eklendiğinde, tüm ada hızla yeni öğeyi üretmeye hazır hale gelir ve bu da verimlilik ve üretkenlikte yüzde 50 artış sağlar.”

SIR ve Comau robotları sayesinde elde edilen sonuçlar gerçekten gıpta edilecek bir durumda. Franco Stefani, “Hem sorunları hem de teknolojik çözümleri paylaştığımız SIR, şüphesiz İtalya’daki ve dünyadaki en iyi sistem entegratörlerinden biridir. Otomasyon projeleri açısından örtüşme potansiyeline rağmen, belli alanlarda rakip olarak kabul edilebileceğimizden, teknik departmanlarına ve zaman içinde başardıkları şeye güvendiğimiz için onlarla çalışmayı tercih ettik.” diyor.

Stefani, bu övgü dolu sözleri Comau için de kullanıyor: “Comau robotlarının, otomotiv sektöründeki ürünlerinin mükemmelliğinden kaynaklanan pazarda sahip oldukları mükemmellik itibarını doğruladığını söylemeliyim. Şu ana kadar sadece sac işlerinde kullanılan, markanın entegre clamp transformatörlü punta kaynak robotu Smart NJ 4 ile çalışma fırsatı bulmamız büyük şans. Clamp transformatör sayesinde doğrudan kaynak noktasına yüksek gerilim uygulayarak, 15/10 galvanizli sacın mükemmel şekilde kaynatılmış kaliteli ürünler ortaya çıkarıyoruz.”

Comau tarafından yapılan hücre, kaynak robotlarına ek olarak, bir makina besleme robotu ve bir manipülatörden oluşuyor.

Stefani, “Aynı tedarikçiyi seçtik çünkü kalitelerine sadece punta kaynağında değil, aynı zamanda taşıma prosesinde de uzmanlaşan robotlar konusunda güvenebileceğimizi fark ettik. Böylece hücre mükemmel bir şekilde entegre edilmiş, yönetimi kolay ve yüksek performansı garanti ediyor.”

"İKİ YENİ HÜCRE DAHA DEVREYE ALACAĞIZ"

Mr. Stefani, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu son teknoloji çözümü, System firması yönetiminin beklentilerini tam olarak karşıladığı görülüyor. Üretim sürecinin bu kısmının otomasyonu bizi teste tabi tuttu, bunu gizleyemem. Yine de çıkan sonuçlardan o kadar memnunuz ki, sadece ikiye katlamakla kalmayıp hatta üçe katladık: Amerika’daki fabrikamızda nisan ayında bir tane olmak üzere iki benzer yeni hücre devreye alınacak. Bu kadar yüksek bir esneklikle birlikte verimlilik ve üretkenlikte yüzde 50’lik artış elde etme şansını kaçırmayı göze alamazdık.”

Ayrıca sistem entegratörü tarafından da memnuniyet ifade edildi. Luciano Passoni, “Kolay olmadı. Ancak SIR’ın çabaları ve Comau robotlarının doğrulanmış potansiyelinin yanı sıra Torino merkezli şirketin yadsınamaz mükemmelliği ifade ettiği otomotiv dünyasından alınan teknoloji çözümleri sayesinde tüm hedeflerimize ulaştık.” diyerek sözlerini tamamlıyor.