Optimum Mekatronik, pazardaki ihtiyaç ve müşterilerinden aldığı geribildirimler doğrultusunda 500 kg yük taşıma kapasiteli AGV (Otomatik Yönlendirmeli Araç) prototipi geliştirdi.

Karanlık fabrikalarda intralojistiğin önemini vurgulayan ve bu konseptte saha içi trafiğin otonom olması gerektiğini belirten Optimum Mekatronik Genel Koordinatörü Harun Dumanlı, “En büyük hedeflerimiz arasında, ürünümüzün ve markamızın globalde tercih edilen ve çözüm sağlayabilen bir noktada olmasıdır.” diyor.

Dumanlı, geliştirme sürecine devam ettikleri AGV’leriyle ilgili sorularımızı yanıtladı.

Harun Bey, AGV geliştirme fikri ilk olarak nasıl ortaya çıktı? 

Firmamız yapısı gereği inovasyona açık ve güncel teknolojiyi takip edip, projelerinde kullanarak iş ortaklarına hizmet vermeyi her zaman asli görev olarak algılamıştır. Bu kapsamda yine günümüz konularından Endüstri 4.0 konseptli ve karanlık fabrikalarda lojistik trafiğinin de muhakkak otonom olması gerekmektedir. Pazardaki bu ihtiyaç sebebiyle, zaten Ar-Ge çalışmalarımız arasına almıştık. Birkaç müşterimizden de olumlu geribildirimler almamızla birlikte, süreci iyice hızlandırdık ve çalışır bir prototipi kısa sürede hayata geçirdik. 

Ürününüzün Ar-Ge çalışmalarıyla ilgili bilgi verebilir misiniz? Şu anda hangi aşamadasınız? 

Öncelikle iyi bir ön çalışma yaptık ve iş ortaklarımızın nelere ihtiyaç duyduklarının bir listesini çıkarttık. Ardından bu ihtiyaçların hangileri fizıbıl, teknik olarak çözümsüz değil diye filtrelemelerde bulunduk ve ortaya çıkan sonuca göre aracımızda bulunması gereken teknik özellikleri belirledik. Bunlardan önde gelen özelliklerden bir ikisi kesinlikle doğal navigasyon teknolojisiyle çalışmalı ve kolaboratif bir robotla entegre çalışabilmeliydi. Yine bu özellikler çerçevesinde gerekli donanım ve yazılım araştırma çalışmaları başlatarak ürünümüzü konfigüre etmeye başladık. Bu süreçte ekibimize dahil ettiğimiz teknik arkadaşlarımız oldu, ayrıca istihdam sağlamış olduk. Bu süreç yaklaşık 1 yıldır devam etmekte ve artık saha denemelerinde kullanılmaktadır. Saha denemeleri test ettiğimiz işletme ise, aynı çatı altında bulunduğumuz Grup firmamız olan Dizayn Optimum Mühendislik firması ve onların talaşlı imalat prosesinde oldu. Buradaki proses tam hayal ettiğimiz bir prosesti ve burada hem Ar-Ge’mize devam etmeye hem de müşterilerimiz için bir showroom olarak kullanmaya karar verdik. Buradaki proses talaşlı imalat sonrası tüm parçalara lazer markalama ile bir istasyonda ilgili proje kodu veriliyor ve ardından kalıp parçası ise kalıp depoya, makina parçası ise makina depoya sevk ediliyor şeklindedir. Bu iç lojistik işini talaşlı imalat bölümümüze kurduğumuz iki gönderme istasyonu, lazer markalamaya kurduğumuz bir istasyon ayrıca kalıp ve makinaya kurduğumuz birer adet istasyonla toplam 5 istasyonlu bir AGV ringi haline getirdik. Ayrıca boş zamanlarda da otomatik olarak şarj edildiği ilave bir istasyonumuz da var ve halihazırda işletmemizde faaliyettedir. Bu süreçte hem kendi prosesimizi çözüyoruz hem de ürün geliştirme sürecimiz devam ediyor.

Aracınızın teknik özellikleri nelerdir? Aracınızın çalışması ve navigasyon teknolojisi hakkında bilgi verebilir misiniz?

Prototip olarak yaptığımız aracımız, 500 kg taşıma kapasitesine sahiptir. Üzerinde bir adet roller konveyör ve bir adet kolaboratif robot bulunan aracımız, maksimum 10-12 saat tek şarj ile çalışabiliyor. Navigasyon teknolojisi, doğal navigasyondur. Dolayısıyla ekstra referans almasına gerek kalmayan ilk kurulum aşamasında bir kereye mahsus yaptığınız bir harita çıkarma işlemi ile hızlı devreye almaya ve lay out değişimlerindeki esnemeye olanak vermektedir. Manyetik bant izleme ve reflektör takibi gibi yaygın kullanılan birkaç yöntem daha var. Ancak bunların kendi içlerinde bazı dezavantajları ve sürekli devam eden işletme maliyetleri oluyor. Örnek olarak manyetik bant, zamanla diğer araç trafiklerinden dolayı deforme oluyor ve zamanla yenilenmesi gerekiyor. Ayrıca tamamen sabit bir rota üzerinde hareket ediyor. Doğal navigasyon teknolojisinin bir artısı da planlanmamış geçici engeller bir algoritma sayesinde durup beklemektense, yeni rota planı yaparak engeli kendi geçebiliyor. Bu durum da çevrim sürelerinde kayıplar yaşanmasının önüne geçiyor. Aracımızın üzerindeki robot, aslında en efektif kullanmayı planladığımız bir ekipmandır. Bu robot sayesinde herhangi bir makina ya da konveyör sisteminde araç görevlendirildiği takdirde ve görev zamanı geldiğinde, istasyona park edip gerekli görsel kalibrasyonunu yapıp ilgili gripper’ını seçtikten sonra bulunduğu noktada çok hassas işlemler yapabilir konumda olacaktır. Bu fonksiyonun da Ar-Ge denemelerini yaptık ve yakın zamanda sosyal medya hesaplarımızdan bununla ilgili güzel bir uygulama paylaşımında bulunacağız. 

En önemli konulardan biri de güvenlik konusudur. Aracınızın, güvenlik standartlarına uygunluğu ve kullanıcı taleplerini karşılama noktasındaki değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?

Emniyet konusu, bizim içinde en öncelikli konulardan biridir. Ben aynı zamanda TÜV NORD onaylı CMSE sertifikalı makina emniyet ekspertiziyim. Aracımızla ilgili gerekli tüm risk analizleri yapılarak uygun emniyet kategorileri belirlendi ve emniyet sisteminin mimarisi bu risk analizine göre yapıldı. Örneğin, aracımızda iki adet alan tarayıcı, sesli ve görsel ikaz sistemleri gibi donanımlar bulunuyor. Üzerinde çalıştıracağımız robotta da hem kolaboratif hem de standart endüstriyel robot olarak çalışma fonksiyonu var. Bu bize önemli bir güvenlik kazancı sağlamaktadır.  

Aracınızın programlama, merkezi kontrol sistemi, bakım ve yedek parça/satış sonrası hizmetleri konusunda neler söylemek istersiniz?

Grubumuz çeyrek asırlık bir geçmişe sahip ve gün geçtikçe hem proje hem de müşteri portföyünü genişletiyor. Diğer hizmetlerimizde olduğu gibi hizmet sonrası destek konusunda da çok hassas davranıyor. Çünkü derdimiz hiçbir zaman bir proje yapmak olmadı. Aynı firmalarla birçok proje yapmak üzerine kurulu bir felsefemiz var ve bunun da birçok örneği var. Geçtiğimiz aylarda yaptığımız bir değerlendirme toplantısında baktık ki son 5 yıl içerisinde aynı müşterimize 9 proje teslim etmişiz, başka bir müşterimize 6 proje teslim etmişiz. Buradaki hassasiyetimiz, aynı şekilde bu ürünümüz içinde geçerlidir. Gerekirse Ar-Ge’si için oluşturduğumuz ekip gibi mevcut proje ekiplerimizden bağımsız yeni bir ekip oluşturma imkanımız bile doğabilir. Aracın arayüzü ve programlama mantığında kullandığımız yöntem kullanıcı dostu, basit ve hızlı programlanabilmesi yönündedir. Ayrıca araçtan alınan birçok bilgi çerçevesinde iyi bir raporlama sunarak, lojistik haricinde de metot çalışmaları için de fayda sağlamasını planlamaktayız.

Aracınız ile ilgili nihai hedefinizi öğrenebilir miyiz? 

Birçok işletmenin farklı tiplerde araç ihtiyacı oluşabiliyor. Bu durumda bir ürün ailesi geliştirmeyi planlıyoruz ve bununla ilgili tasarım süreçlerimiz de başladı. Ama en güçlü olabileceğimizi düşündüğümüz kısım ise, iş ortaklarımızı sıkı çerçeveleri olan bir kalıba sığdırmamak yani altyapı ve teknoloji standart kaldığı sürece aracın donanımsal kısmı müşteriye göre özelleştirilebilecek. En büyük hedeflerimiz arasında, ürünümüzün ve markamızın globalde tercih edilen ve çözüm sağlayabilen bir noktada olmasıdır. Aracımızın Ar-Ge sürecinin tamamlanıp, bizi ve ülkemizi mahcup etmeyeceğini düşündüğümüz anda bununla ilgili de gerekli adımları hiç çekinmeden atacağız.