Danimarkalı bir paketleme üreticisi, Smart Vision MX ve eCobra 600 robotu ile bir arada çalışan Omron'un AnyFeeder sistemi kurulumunu ilk gerçekleştiren İskandinav şirketleri arasına adını yazdırdı. Bu yenilikçi çözüm, şirketlerin çanak besleyici gibi yeni ekipmanlar satın almak zorunda kalmadan üretim hattına yeni parçalar ekleyebilmesine olanak sağlıyor. Büyük konteynerlerde taşınması gereken nesneleri koruyan ürünlerin geliştirilmesi alanında uzman bu paketleme şirketi, üretim hattına farklı komponent beslemesi sağlayabilmek için halihazırda üç çanak besleyici kullanıyordu. Ancak ürünlerini yeni plastik hava valfi ile bir üst seviyeye taşımak istediğinde üretim hattına yeni bir çanak besleyici eklemek için yeterli alan mevcut değildi.

ÇOK YÖNLÜ BİR ÇÖZÜM ARAYIŞI

Şirket bu koşullar altında çok fazla alana ihtiyaç duymayan daha esnek bir çözüm arayışına girdi. Paketleme şirketiyle çalışmakta olan Danimarkalı sistem entegratörü DamGaard Automatik A/S, şirkete Omron'un görsel parça tanıma ve robotik olanaklarını bir arada sunan Omron AnyFeeder SX240'ı önerdi. AnyFeeder SX240, çok çeşitli küçük parçalarla kullanım için ideal, esnek bir besleme sistemidir ve kullanıcıların farklı ürünler arasında hızlı ve zahmetsiz bir şekilde geçiş yapabilmesine imkan tanır. Sistem, parçaları birbirinden ayırmak ve bunların robotun kavrayabileceği şekilde doğru yönde olduğundan emin olmak için parçaları ters döndürebilir veya sallayabilir. DamGaard, çözümü eksiksiz hale getirmek için hassas işleme, malzeme montajı ve taşımaya yönelik, 600 mm erişim mesafesine sahip orta büyüklükte bir SCARA robotu olan eCobra 600 robotu tercih etti. Çözümde yer alan son ürün olan Smart Vision MX, geçerli parçaları tanımak, yönlerini ve konumlarını belirlemek ve ardından bu bilgileri robota veya AnyFeeder'a aktarmak üzere seçildi. Bu üç bileşen, Omron'un bilgisayar tabanlı yazılım paketi Otomasyon Kontrolü Ortamı (ACE) tarafından bir araya getirildi. Omron Saha Satış Mühendisi Peter Joergensen süreci şu şekilde açıklıyor: "Bu çözüm; görsel denetim, besleyici ve robotun bir yazılım platformu çatısı altında toplandığı ve mümkün olan en iyi şekilde çalışmak üzere optimize edildiği entegre bir çözüm." Joergensen ekliyor: "Çözümümüzün pazardaki benzer çözümlere göre daha entegre, daha sezgisel ve daha çok yönlü olduğunu düşünüyoruz. Son derece kullanıcı dostu çözüm aynı zamanda sihirbaz tabanlı kurulum prosedürünün yardımıyla hızlıca geliştirilebiliyor. Farklı bileşenleri bir arada sunan bu çözüm, Omron'un üretim endüstrisini yeniden canlandırma vizyonunu temsil eden 'innovative-Automation!' yaklaşımının somut bir örneği."

"innovative-Automation!" konsepti, üretim hızını ve esnekliği üç temel prensip olan entegrasyon, zeka ve etkileşim temelinde geliştirmeyi hedefliyor. Robotlar ve entegre ürünler gibi gelişmeler şirketin bu hedefe doğru ilerlemesine yardımcı oluyor. DamGaard Automatik CEO'su Jacob Rosdam, Omron çözümünü neden tercih ettiklerini şu şekilde açıklıyor: "Omron sayesinde müşterimiz olan paketleme şirketine tam entegre bir sistem sunabilme şansına sahip olduk. Farklı komponentleri farklı tedarikçilerden satın almak yerine tek bir kaynaktan temin ederek tam bir çözüm sunabiliyoruz. Bir sorun oluşması durumunda gerekli desteğe anında ulaşabileceğimizi bilmek bizi rahatlatıyor." "Omron'un çözümünün bir diğer büyük avantajı esnek bir çözüm olması. Müşteri ilk kurulumunda birçok çanak besleyiciye ihtiyaç duyuyordu ve bu besleyiciler pahalı ve zor kullanılan bileşenler olmalarının yanı sıra çok fazla yer kaplıyordu. Omron'un sistemiyle kullanıcılar yeni parçalara hızlı ve zahmetsizce geçiş yapabiliyor."

ENTEGRE ÇÖZÜMÜ UYGULAMA

Son kullanıcının hem üretim hattını çalışır durumda tutması hem de yeni bir ürünü pazara en kısa sürede sunması gerekiyordu. Omron projenin hızlandırılmasına yardımcı oldu ve DamGaard çözümü sekiz haftadan kısa bir sürede teslim edebildi. Çözümün tüm bileşenleriyle bir vagon üzerine kurulması, üretim hattı boyunca taşınabilmesini ve farklı konumlara sabitlenebilmesini mümkün kıldı. DamGaard, çözümü teslim etmeden önce bir fabrika kabul testi (FAT) gerçekleştirdi. DamGaard Automatik CEO'su Jacob Rosdam konuyla ilgili şunları söylüyor: "Şirketin üretim hattını simüle etme şansına sahip olduk. Robotun beş saniyelik döngüler içinde parçayı bulmasını ve doğru konumda bırakmasını saatlerce test ettik."DamGaard teslimden önce örneğin An yFeeder sisteminin doğru yönü bulana kadar parçaları nasıl döndürebildiğini gösteren test videoları da hazırladı. Jacob sözlerine şu şekilde devam ediyor: "Müşterinin çözümü fabrikasına kurmasına yardımcı olduk ve bu süreci oldukça hızlı şekilde tamamladık. Tek yapmamız gereken üretim hattındaki yerleştirme konumunu ayarlamaktı. Müşteri için robotun 7 gün 24 saat çalışması gerekiyordu, aksi takdirde yaklaşık olarak bir kapalı spor salonu büyüklüğündeki üretim hattı durabilirdi. Omron AnyFeeder çözümü, küçük boyutlu olmasına karşın tüm makine için büyük önem teşkil ediyor."

"Müşteriye oldukça düşük bir toplam sahip olma maliyetine (TCO) imkan tanıyan rekabetçi bir fiyat sağlamanın yanı sıra son derece güvenilir bir ürün sunduk. Omron'un çözümü bizimle birlikte geliştirme sorumluluğunu üstlenmesi sayesinde ürünlerimizi müşterilerimize güvenle sunabiliyoruz."

DESTEKLEYİCİ VE İLERLEME ODAKLI BİR ŞİRKET

Jakob Rosdam şunları ekliyor: "Omron tüm süreç boyunca bize çok yardımcı oldu ve bize gerekli tüm eğitimleri sağladı. Bu birinci sınıf bir çözüm ve şimdiden diğer müşterilerle bu çözüm hakkında konuşmaya başladık. Kullanıcı perspektifinden bakıldığında, en büyük avantaj çözümün sağladığı esneklik. Çözüm, birçok küçük parça beslemesi gerçekleşen tüm üretim hatları için ideal. Üretim hattına kolayca entegre edilebiliyor ve AnyFeeder sayesinde her bir komponent için farklı kurulumlar geliştirmenize imkan tanıyor." Peter Joergensen sözlerini şöyle noktalıyor: "Bu süreç, Omron'un entegre platform oluşturmak için nasıl çalıştığını, sistem entegratörlerin ürünleri son kullanıcılara daha hızlı ve minimum geliştirme süresiyle teslim etmesine nasıl yardımcı olacağını gösterdi. Tüm proje, üretim sürecini daha basit hale getirme misyonumuzla uyumlu şekilde ilerledi. Hatta çözümümüzün klasik çanak besleyicilere göre çok daha sessiz olması bu özel süreci operatörler için daha olumlu hale getirdi."